4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü dolayısıyla bu canlılara karşı gösterdiği duyarlılığı anlatan İplikçi, çocukluğundan beri hayvanları çok sevdiğini söyledi. Ankara Mamak'ta bahçe içinde bir evde büyüdüğünü anlatan İplikçi, "Sokakta yaralı bir kedi bulmuştum. Adını 'Meftun' koydum. Aldım, eve getirdim. Onu besledim. Kedi ölene kadar da baktım. Zaten ortaokula giderken bütün harçlığımı kedilere ciğer alarak harcamıştım. Mahalleli adımı 'ciğerci' koydu" dedi. Emekli olduktan sonra kendisini sokak kedilerini beslemeye, onları tedavi ettirmeye adadığını ifade eden İplikçi, evinde kısa bir süre beslediği kedilerini çevredekilerin şikayeti üzerine Marmaris'te İsveçli bir kadının hayvan barınağına bırakmak zorunda kaldığını söyledi. İplikçi, sadece kedileri değil tüm hayvanları çok sevdiğini belirterek, "Bütün hayvanlara benim ilgim vardır çünkü Allah'ın yarattığı her canlının kutsal olduğuna inanırım" dedi.
15 PAKET CİĞER
İplikçi, 28 yıl boyunca Frankfurt Başkonsolosluğu'nda mali katip olarak görev yaptığını dile getirdi. Türkiye'ye 2000 yılında dönüş yaptıktan sonra gençliğinin geçtiği Ayrancı semtine yerleştiğini aktaran Azime İplikçi, şunları kaydetti: "Ülkemizde sokaktaki hayvanların aç bir şekilde, çok büyük tepki alarak yaşadıklarını gördüm. İnsanların çok kötü davranışlarına maruz kaldıkları için bu hizmete başladım. Severek yapıyorum. Hiç kimseden yardım almıyorum. Kendi gelirimi onlara harcıyorum. Her gün muntazam olarak 14 paket ciğer alıyorum. Kuru mama alarak dağıtıyorum. Bazı hasta kediler salamı seviyor, o yüzden salam da alıyorum. Mutlu oluyorum. Hem hayvanlara bakıyorum, kedileri doyuruyorum, onları mutlu ediyorum, hem de sporumu yapmış oluyorum."
DESTEK VEREN DE VAR TEPKİ GÖSTEREN DE
Sokak kedilerini beslemesine mahallede destek verenlerin yanında tepki gösterenlerin de olduğuna işaret eden İplikçi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Davranışımı sevenler çok ama tepki veren de çok. Tepki verenlerden çok daha fazla insan ise destek veriyor. Her gören teşekkür eder, 'Allah sizden razı olsun, uzun ömür, sağlık versin.' derler. Lüksüm yok. Dışarıda yemek yemiyorum. Sigara içmiyorum. Modaya uymuyorum. Tavrım hep klasiktir. Belki inanmayacaksınız ama üstümdeki giysiler en az 20-25 seneliktir. Normali de buymuş gibi geliyor."