Bebekleri en doğal besleme yolu: emzirme

Anne sütünün öneminin vurgulanması amacıyla her yıl ekim ayının ilk haftası kutlanan “Emzirme Haftası”nı dünya ile aynı anda kutluyoruz. 1-7 Ekim tarihlerinde yapılan emzirme günleri çerçevesinde çeşitli etkinlik ve yayınlarla yeni anneler ve anne adayları bilinçlendiriliyor. Biz de bebekler için en önemli yaşamsal sıvı kaynağı olan “Anne sütü” ve “emzirme” hakkında sizlere başucu rehberi olacak bir dosya hazırladık.

Giriş Tarihi: 7.8.2017 10:47 Son Güncelleme: 5.1.2018 17:21
Bebekleri en doğal besleme yolu: emzirme

Anne ile bebeğin yakınlaşmasını sağlayan "emzirme", adeta büyülü bir dünyanın kapılarını aralar. Anne, bebeğinin gelişimine vücudunun ona özel ürettiği mucizevi bir sıvı olan "anne sütüyle" katkıda bulunur. İlk kez bebek sahibi olacaklar için emzirme, en çok merak edilen süreçlerden biridir.

Bu dönemi sorunsuz yaşamanız için size ışık tutacak bilgi ve önerilerle dolu dosyamızı Yenidoğan Yoğun Bakım ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Coşkun, Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz ve Psikoterapist Belgin Arslantaş'ın katkılarıyla hazırladık. Anne sütünün önemi, emzirme pozisyonları ve beslenmenize yardımcı olacak bilgiler konuyla ilgili aklınızdaki tüm soru işaretlerini yok edecek. Siz de bebeğinizle emzirme saatlerinin keyfini çıkaracaksınız…

İlk anne sütü (Kolostrum)

Doğum sonrası memeden gelen ilk süt kolostrum'dur. Kolostrum, bağışıklık sistemini güçlendiren maddeler içerir ve bebeğin ilk aşısı olarak kabul edilir. Doğum sonrası anne, bebeği kucağına almalı ve en kısa sürede emzirmelidir. Anne sütü dışında verilen gıdalar, bebeğe yarar değil zarar verir. Ayrıca bebeğe biberon ya da emzik verilmesi, anne memesini tutmasını ve emmesini olumsuz yönde etkiler. Herhangi bir tıbbi engel olmadığı sürece anneler, doğum sonrası emzirmeye başlamalı ve bu konuda cesaretlendirilmelidir.

Anne sütünün faydaları

Emzirmenin hem anne hem de bebek için olan yararlarını büyüteç altına aldık. Gelin bunların neler olduğunu hep birlikte inceleyelim.

Anne için…

Doğum sonrası hemen emzirmeye başlamak, kanamaların azalmasını sağlar. Anne sütü her zaman hazır bir besindir; ölçme, karıştırma veya ısıtma gibi eylemlerin yapılmasını gerektirmez. Özellikle gece emzirmeleri anneyi rahatlatır ve daha derin uyumasını sağlar.

Annenin vücudunun tekrar hamilelik öncesi görüntüsüne dönmesine yardımcı olur. Ayrıca emzirme işlevi uterusun kasılmasını uyarır ve küçülmesini sağlar. Emzirme döneminde anne, hamilelik döneminde aldığı kiloları daha rahat verir. Annede, göğüs kanseri, over kanseri, rahim kanseri ve osteoporozis (kemik hastalıkları) oluşum risklerini de azaltır.

Bebek için…

Anne sütü, bebeğin büyüme ve gelişimini sağlayan en önemli besin kaynağıdır. Hiçbir besin anne sütünün yerini tutamaz. Bebek için uygun yapıda üretilen en doğal beslenme yolu olan emzirme, anne-bebek arasında önemli köprülerin kurulmasına da yardımcıdır.

Anne sütü, bebek için uygun sıcaklıktadır ve sindirim enzimlerine uygun yapıdadır. İçeriğinde de çok zengin gıdalar mevcuttur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde; ishal, alerjik, solunum yolu enfeksiyon hastalıklarının görülme oranı daha azdır. Yapılan çalışmalar sonucunda anne sütü ile beslenen bebeklerde şeker hastalığı, astım, obezite, koroner kalp hastalıklarının oluşma riskinin daha az görüldüğü ortaya çıkmıştır.

Anne sütünün bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine de önemli katkısı vardır. Emme işlevi bebeğin psiko-sosyal gelişimini, anne ile bebek arasındaki olumlu ruhsal iletişim ve duygusal gereksinimlerini de karşılar.

Emzirme pozisyonları ve yapılan hatalar

Anne ve bebeğin birbirine alışabilmesi için belli bir zaman gerekir. Bu birkaç gün olabilir. Sonrasında birbirine alışan anne ve bebek için emzirme işlemi son derece keyifli bir hal alır. Buradaki en önemli nokta; anneye doğru emzirme tekniğinin öğretilmesi ve annenin de doğru teknikle bebeği emzirebilmesidir. Ayrıca doğru teknikle sık emzirme yapılması ve annenin özgüveninin yerinde olması da çok önemlidir.

Öncelikle annenin bebeği doğru emzirebilmesi için rahat ve konforlu bir pozisyonda olması gerekir. Eğer anne ilk dönemde oturamıyorsa; yan yatar ya da yarı yatar pozisyonda, oturmaya başladıktan sonra ise oturur pozisyonda ve bebeği kucağında tutarak emzirebilir. Burada önemli olan bebeğin dik olarak tutulmasıdır. Bebek, anne kucağında mümkün olduğunca dik bir pozisyonda tutulmalıdır. Emzirme döneminde yapılan hatalardan biri de; annenin yatakta uyuyarak bebeğini emzirmesidir. Yatarak beslenen bebeklerde orta kulak iltihabının görülmesi ve boğulma olasılığı fazladır. Doğru bir emzirme için;

Bebeğin başı ve vücudu aynı doğrultuda ve düz bir hatta olmalıdır. Bebeğin yüzü memeye dönük ve burnu meme başı hizasında olmalıdır

Başparmak memenin üstünde, diğer dört parmak ise memenin altında ve işaret parmağı da alttan memeyi desteklemelidir.

Bebeğin ağzı veya başı memeyi tutması için zorlanmamalıdır. Bu tip hareketler, bebeğin kızmasına ve huzursuz olmasına neden olur.

Bebek memeye yaklaştırıldıktan sonra meme ucu bebeğin dudağına değdirilir. Bebek ağzını açtığında memenin areola denilen kahverengi kısmı mümkün olduğunca bebeğin ağzına sokulur. Bebek sadece meme başını değil areolayı da kavramalıdır. Bebeğin alt dudağı dışa kıvrık olmalı ve çenesi memeye dayanmalıdır.

Yaşanan sorunlara pratik çözümler

Emzirme döneminde yaşanan en önemli sorunlardan biri ağrılı meme başıdır. Ağrılı meme başının daha ileri şekli de meme başı çatlağıdır. Meme başı çatlakları emziren annelerin çoğunun yaşadığı ağrılı bir durumdur. Emzirmenin başlangıcında ya da doğumdan sonraki 2 veya 3. gün ortaya çıkar. Meme başında çatlak oluşmasının nedenleri, bebeğin hatalı pozisyonda tutulması ve bebeğin memeyi hatalı olarak emmesidir. Bu tür sorunların yaşanmaması için emzirme sırasında meme ucunun (kahverengi bölge) mümkün olduğunca bebeğin ağzına alınması sağlanmalıdır. Bebeğin yanlış pozisyonda emmesi, önce ağrılı meme başı dediğimiz durumun ortaya çıkmasına, devamında da meme başı çatlaklarının görülmesine neden olur. Meme başı çatlaklarını önlemenin en can alıcı noktası doğru emzirme tekniği ile bebeğin emzirilmesidir. Meydana gelen meme başı çatlaklarında ise yapılması gerekenler;

Bebek kısa süreli ve sık emzirilmelidir.

Emzirmeye daha az ağrılı olan memeden başlanmalıdır.

Bebeğin çok acıkmasına fırsat vermeden emzirilmelidir.

Emzirme işlemi bittikten sonra, bebek memeden yavaş hareketle ayrılmalıdır ki bu ayırma işlemi parmağın yavaşça bebeğin ağzı ile memenin arasına sokularak yapılabilir.

Eğer meme çok gergin ve ağrılı ise emzirme öncesi memenin bir pompa yardımı ile boşaltılması sağlanır. Bu, emzirme saatlerinin daha az ağrılı geçirilmesine yardımcı olur.

Emzirmeden sonra, meme başı anne sütü ile ıslatılmalı ve kendi kendine kuruduktan sonra pamuklu kumaştan, sıkmayan bir sütyen takılmalıdır.

Plastik tabanlı pedlerin kullanılması uygun değildir.

Meme başının alkol, sabun ya da başka bir madde ile temizlenmesi memede tahrişe ve yaraya neden olur.

Meme başının sadece su ile temizlenmesi ve çatlakların bakımı için de lanolin ya da bitkisel yağ içeren kremlerin kullanılması uygundur.

Bebeğe emzik ve biberon verilmesi meme başında çatlakların oluşmasına neden olabileceği için sakıncalıdır. Bazen tüm önlemlere ya da uygun yaklaşımlara rağmen, meme başında çatlak oluşumu uzun sürebilir.

Uzun süren meme başı çatlaklarının en önemli nedeni mantar enfeksiyonu, bebeğin ağzında ortaya çıkan pamukçuk ya da bebek bezi pişiği ile bağlantılıdır. Meme başı çatlaklarının tedavi edilmesi hem emzirme sırasında annenin çektiği ıstıraba hem de bu çatlaklardan memeye mikropların girip iltihap gelişmesine mani olur.

Emziren kadında tedavi edilmemiş süt kanalı tıkanıklığı veya memelerde süt birikmesi sonucu mastit (meme iltihabı) ortaya çıkar. Meme iltihabı olan annelerin memeleri şiş, kızarık ve ağrılıdır. Annede ateş, üşüme, titreme ve halsizlik olabilir. Böyle bir durumda annenin mutlaka göğüslerini boşaltması gerekir. Memelerin boşaltılması memede apse gelişmesini önler. Mastit olan anne, bebeğini emzirebilir.

Emzirme süresi ve sıklığı

Emzirme sıklığı ve süresi bebeğin isteği ne göre ayarlanmalıdır. Yani burada patron bebektir. Şunu kabul etmeliyiz ki; hiçbir kadının doğum sonrası memelerinden bol bol süt gelmez. Bebek emdikçe süt oranı artar. Dolayısıyla sütün gelmesi için bebek sık sık emzirilmelidir. En az 2-3 saatte bir, bebek daha sık isterse daha da sık emzirilebilir.

Anne sütü yerine mama takviyesi

Dünya Sağlık Örgütü, bebeklerin ilk 6 ay anne sütü ile beslenmesini, 6. aydan sonra uygun ek gıdalara geçilmesini ve emzirmeye en az 2 yaşına kadar devam edilmesini öneriyor. Anne sütü ile beslenen bebeklerin su dahil başka bir gıdaya ihtiyacı yoktur. Doktor tarafından önerilmediği sürece bebeğe hazır mama verilmemesi gerekiyor.

Anne sütü ile beslenmeye en doğal beslenme, hazır mama ile beslenmeye de doğal olmayan beslenme deniyor. Hazır mama kullanan ailelere, sürekli aynı mama yerine farklı çeşit markaların mamasını dönüşümlü olarak kullanmaları öneriliyor.

Mama seçiminde dikkat edilmesi gerekenler; bilinen ve güvenilir bir firmanın ürünü seçilmeli, mamanın içeriği kutunun üzerinde ayrıntılı olarak yazılı olmalı, anne sütünden daha şekerli ve vanilya tadında olmamalı ve yan etkileri belirtilmiş olmalıdır. Mama hazırlarken şunlara dikkat edilmelidir:

Mutlaka kaynamış temiz su kullanılmalı, aynı su birkaç kez kaynatılıp verilmemeli,

Öğün sonrası kalan mama atılmalı, tekrar verilmemeli,

Biberon temizliği iyi yapılmalı,

Mamalar kutuların üstünde yazan ölçülere göre hazırlanmalı,

Mama hazırlandıktan sonra soğutulması gerekiyorsa akan su altında ya da benmari usulü soğutulmalı,

Mikrodalga fırın kullanılmamalı,

Mama hazırlama işleminden önce eller iyice yıkanmalıdır.

Lohusalık dönemi

Günümüz kadınları hamilelik, doğum ve lohusalık dönemlerini son derece doğal süreçlermiş gibi geçiriyor. Oysaki hamilelik, doğum ve emzirme dönemleri, doğaüstü olaylardır. Bu nedenle bu dönem hiçbir şey olmamış gibi geçirilmemelidir. Yaklaşık 40 gün süren lohusalık döneminde; anne dinlenmeli, yatmalı, uyumalı ve bebeğine bakmalıdır.

Anneye de özel olarak bakılması gerekir. Annenin bu dönemde yorulmaması ve tüm enerjisini bebeğe vermesi gerekir. Ailenin diğer bireyleri anneye yardımcı olmalıdır. Yeni doğum yapmış anneler çok hassastır, çabuk alınır ve ağlarlar. Bu durumu aile bireyleri normal karşılamalı, anneye destek olmalı ve cesaret vermelidir.

Lohusalık döneminde her on annenin 8'inde "annelik hüznü" denilen durum görülür. Annenin duygularında sık sık değişiklik olur. Bu duygular son derece normaldir ve doğumdan birkaç hafta sonra geçer. Her on anneden 1'inde ise doğum sonrası depresyon denilen durum ortaya çıkar. Doğum sonrası depresyon ciddi bir durum olup tedavi gerektirir.

Bebekle temas kurun

Bebeği anne sütü ile beslemenin, anne için ruhsal yönden rahatlatıcı bir etkisi vardır. Çocuğun beden gelişimi için vitamin ve protein ne kadar gerekli ise, bedensel, zihinsel ve duygusal gelişimi için de anne sevgisi o kadar gereklidir. Anne bebeğini emzirirken "göz teması" ve "ten teması" olmak üzere iki şekilde bağ kurar.

Göz teması: Anne, emzirme süresince bebeği ile göz temasını koparmamalıdır. Sadece onunla ilgilendiğini belli etmeli, yumuşak bir ses tonu ile konuşmalıdır.

Ten teması: İlk defa gördüğümüz şeyleri keşfetmek için gözümüzle taradıktan sonra daha iyi tanımak için yapacağımız ilk şey dokunmak olacaktır. Bebek, annenin canından ne kadar bir parça olsa dahi birbirlerini yeni yeni tanımaya başladıklarını unutmamak gerekir. Duygusal olarak da dokunmak aynı şekilde önemlidir. Bağlanma temasının asıl kilometre taşı, annenin bebeğini emzirirken sevgi, güven ve huzuru bu kanal aracılığı ile iletmesidir.

Yaşanan sorunlara çözümler

Emzirme dönemini etkileyen durumlar arasında anneye ait faktörler de yer alır. İlk olarak annenin öncellikle özgüvene ihtiyacı vardır. Bu konuda anneye yardımcı olunmalı ve emzirme konusundaki çabaları övülerek desteklenmelidir. Anne, emzirme sürecinde bazı sorunlarla karşılaşabilir. Bunlar; annenin demografik özellikleri (yaşı, eğitimi, sosyokültürel, sosyo-ekonomik düzeyi, kentsel veya kırsal alanda yaşam), parite, annelik rolüne hazır olma durumu, bebek beslenmesi konusunda bilgi düzeyi, madde kullanımı (sigara alkol vb), ilaç kullanımı, hastalık durumu, tekrar hamile kalması, emzirme konusunda desteklenme durumu, laktasyon patolojileri (agalaksi, hipogalaksi, let-down refleksinin yetersizliği) meme başı enfeksiyonları, meme başı çatlakları, memede dolgunluk ve ano malilerdir.

Bu tarz komplikasyonlar, emzirme döneminde anneleri irite etmekte, emzirmekten kaçınma, emzirmekten vazgeçme ya da ara verme gibi eylemlerle de sonlanmasına neden olabilir. Bu nedenle hassasiyet derecesi artan ve emzirme eyleminden kaçınan anne adaylarına, emzirmenin yalnız bebeğe değil, anneye de birçok faydasının olduğu ve anne sütünün postpartum kanamasını önlediği bilgileri verilerek, annenin kaygı düzeyi azaltılmalı ve anneye destek olunarak duygu durumu yüksek tutulmalıdır.

Ve çalışan anneler…

Çalışan anneler öncelikle yasaların onlara tanıdığı hakları iyi bilmelidir. Ücretli doğum izni doğumdan önce ve sonra 8'er haftadır. Doktor raporu ile beklenen doğum tarihinden 3 hafta öncesine kadar çalışabilirler. Annelerin 12 ay ücretsiz izin kullanma hakları vardır. Doğum sonu izni biter bitmez çalışmak isteyen annelerin, bebekleri 1 yaşına gelene kadar günde 1.5 saat süt izni vardır. Çalışan anne, bebeğinden ayrı kaldığı dönemde sütünü sağıp saklayabilir. Süt sağma işi elle, el pompası ya da elektrikli pompa ile yapılabilir. Çalışan anneler geceleri bebeklerini emzirmeli ve gerekirse aynı odada kalmalıdırlar.

Anne sütünü saklama koşulları

Yakın zamanda yapılan çalışmalarda anne sütünün buzdolabı veya derin dondurucuda saklanmasının, besin değerini kaybetmeden korunabildiğini ortaya çıkarmıştır. Anne sütü, kapağı iyice temizlenen cam kapta ya da özel üretilmiş süt saklama torbalarında korunmalıdır. Derin dondurucuda saklamak için, mutlaka özel üretilmiş torbalar kullanılmalıdır. Bunlar kilitli, önceden sterilize edilmiş, kalın ve özel torbalardır. Sağılan sütleri 60-120 ml civarında depolamak uygun olacaktır. Her beslenme sonrasında kalan süt atılmalıdır. Bu şekilde gereğinden fazla süt çözündürülmemiş olacaktır. Süt saklama koşulları;

15 derecede 24 saat

19-22 derecede 10 saat

25 derecede 8 saat yaklaşık olarak oda sıcaklığı 0-4 derecede 8 gün

Buzdolabında ayrı kapaklı dondurucuda 3-4 ay

Deepfreez'de 6 ay saklanabilir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da; saklanacak tüm torbaların üzerine mutlaka tarih ve miktar yazılmasıdır. Bu şekilde son kullanma tarihi açısından herhangi bir karışıklık yaşanmamış olur. Saklanan anne sütü kesinlikle ocağın üstüne veya mikrodalga fırına konulmamalıdır. Bu, sütün proteinini bozar ve sütün içinde oluşan sıcak noktalar bebeğin ağzını yakabilir. Süt poşetinin ılık suyun içine ağzı dışarıda kalacak şekilde batırılarak çözülmesi sağlanmalıdır, salladıktan sonra sıcaklığını kontrol ederek bebeğe verilebilir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar;

Çözülmüş süt kullanılana kadar buzdolabında saklanmalıdır.

24 saat içinde kullanılmalıdır.

Bebeğe verildikten sonra artan sütün kalanı atılmalıdır.

Her zaman öncelikle en eski tarihli süt kullanılmalıdır.

Emziren annelere beslenme önerileri

Emzirme döneminde salgılanan süt, annenin aldığı besinlerin bir ürünüdür. Annenin beslenmesi, hem kendi depolarını koruması hem de salgılanan sütün yeterliliğini ve verimliliğini arttırmak amacıyla önemlidir. Anne sütünün miktarı ve besin yönünden kalitesinin artırılması için, bu dönemde yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir.

Annenin kendi dokularının korunması, sütle bebeğe geçen proteinin bebeğin doku oluşumu için kullanılması amacıyla, anne yeterli ve kaliteli protein tüketmelidir. Her gün 1 adet yumurta ve 100-150 gram yağsız et (tavuk, balık, hindi v.b.) veya 1 porsiyon kurubaklagil tüketilmesi önerilir. Balık tüketiminin haftada ortalama 2 kez olmasına önem gösterilmelidir. Artan besin öğesi ihtiyaçları için kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir gibi besinlerin belirtilen miktarlarda ve düzenli olarak alınması önerilir. Anneler demir içeren gıdaları düzenli tüketmelidirler.

Et ve et ürünleri, balık, yumurta, kuru meyveler, kuruyemişler, kurufasulye, nohut ve mercimek, demir içeriği yüksek gıdalardır ve günlük olarak düzenli tüketilmesi gerekir. Ayrıca demirin emilimini azaltan çay ve kahve yemeklerle birlikte içilmemelidir. Demirin emiliminin arttırılması için C vitamini içeriği bakımından zengin gıdalar; portakal, mandalina, domates, maydanoz ve yeşilbiber gibi besinlerle beraber tüketilmelidir. Emzirme döneminde ihtiyaç duyulan vitaminlerin karşılanması için düzenli ve dengeli beslenilmeli, vitamin ve mineral yönünden zengin olan sebze ve meyveler her öğünde alınmalıdır.

Emziren annelere örnek menü

Kahvaltı

Esmer ekmek 2 dilim peynir veya 1 dilim peynir + 1 yumurta 4-6 adet zeytin Mevsimine uygun bol çiğ sebze (domates, salatalık, biber) 1 tatlı kaşığı pekmez 1 bardak meyve suyu

Ara

1 meyve 10 adet fındık

Öğle

1 kase çorba 100-150 gr (3-5 köfte kadar) et / tavuk / hindi veya daha fazla balık Salata ve/veya etsiz sebze yemeği Esmer ekmek veya makarna veya pilav veya patates

Ara

2 meyve 1 bardak süt veya yoğurt Kepekli veya sade galeta Akşam 1 kase çorba Etsiz sebze yemeği 1 kase yoğurt Esmer ekmek veya makarna veya pilav

Ara

1 bardak süt 2 meyve Her gün 2.5 litre su 2-3 fincan anne çayı 1 fincan rezene çayı

Başarılı emzirme için 10 adım

Başarılı bir emzirme için doğum kliniklerinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF tarafından önerilen "10 adım" uygulama şöyle:

1. Bütün sağlık çalışanlarının rahatlıkla görebileceği yerlere yazılı bir emzirme politikası asılmalıdır.

2. Bu politikayı öğrenmeleri için bütün sağlık personelinin eğitim görmeleri sağlanmalıdır.

3. Bütün hamileler, emzirmenin yararları ve yöntemleri konusunda bilgilendirilmelidir.

4. Doğumu takiben ilk yarım saat içinde emzirmeye başlamaları için, annelere yardımcı olunmalıdır.

5. Annelere nasıl emzirecekleri ve bebeklerinden ayrı kalmaları durumunda laktasyonu nasıl devam ettirecekleri öğretilmelidir.

6. Tıbbi olarak gerekli olmadıkça yeni doğan bebeklere anne sütü dışında başka sıvı veya gıdalar verilmemelidir.

7. Günün 24 saati anne ile bebeğin aynı odada kalmasını (rooming-in) sağlayacak bir uygulama benimsenmelidir.

8. Bebek her istediğinde emzirilmelidir.

9. Emzirilen bebeklere biberon, yalancı meme veya emzik türünden bir şey verilmemelidir.

10. Anne sütü destek grupları oluşturulmalı ve anneler hastaneden taburcu edilirken bu gruplara katılmaları için yönlendirilmelidir.

Hazırlayan: Şenay ÇELİK

ARKADAŞINA GÖNDER
Bebekleri en doğal besleme yolu: emzirme
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA