Yeni doğan bebekle evde ilk günle

Bebeğinizle evde geçireceğiniz ilk günlerin sizi endişelendirmesine izin vermeyin. Kaygılarınızı bir kenara atın, size bu dönemde yol gösterecek önerilerimizi takip edin…

Giriş Tarihi: 11.8.2017 11:57 Son Güncelleme: 10.1.2018 11:54
Yeni doğan bebekle evde ilk günle

Anneler bebeklerini kucaklarına aldıkları ilk zamanlar birçok duyguyu aynı anda taşırlar yüreklerinde; korku, heyecan, mutluluk, endişe… Aslında hissedilen bu duygu yoğunluğunun tek bir nedeni vardır, o da "anne" olmak! Kendinizi zor olduğu kadar keyifli döneme hazırlamak için önceden pratik yapma gibi bir şansınız olmadığına göre, yazımızdan edineceğiniz bilgilerle, hem kendinizi hem de bebeğinizi rahatlatmanız mümkün. Stressiz bir yenidoğan dönemi geçir geçirmek için Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatma Kırcı'nın önerilerine kulak verin. Böylece bebeğinizle evde geçireceğiniz ilk günleri keyifli geçirin.

Doğumdan sonra

Hastanede doktor ve hemşire kontrolünde kendini daha rahat hisseden anne-babalar eve ilk geldiklerinde biraz korku ve panik duygusu yaşayabilirler. Çok hassas ve incinebilir görünen bebekleri ile baş başa kalmışlardır. Ancak bebek hastaneden taburcu edilirken artık kendi vücut ısısını koruyabilir ve yeterli beslenebilir durumdadır. Eğer anne, bebeğinin bakımı ve emzirme konusunda kendini yeterli hissetmiyorsa bu güveni kazanana kadar taburcu edilmemesi daha doğrudur. Yeni doğan bebekler ilk aylarda sık emerler. Emzirme, gazını çıkarma, bezini değiştirme, uyutma, tekrar emzirme şeklinde giden bu döngü, bazen anne-babalar için yorucu ve bıktırıcı olabilir. Umutsuzluk yerine bebeğin ne kadar çabuk büyüdüğünü ve değiştiğini gözlemleyerek bu sürecin keyfini çıkarmak gerekir. Özellikle bu dönemde eş ve diğer aile bireylerinin anneye destek olması çok önemlidir. Bebek uyuduğunda annenin ev işleri ile uğraşmak yerine dinlenmesi ve uyuması için destek olunmalıdır. Diğer taraftan ziyaretçi sayısını ve ziyaret süresini sınırlamak da hem annenin bebeği ile baş başa kalabilmesine imkan verir hem de yeni doğan bebek için enfeksiyon riski önemli derecede azaltılmış olunur. Yeni doğan bebeklerin aile bireyleri tarafından sürekli öpülmesi doğru değildir. Çünkü bebek doğduğunda bağışıklık sistemi henüz gelişimini tamamlamamıştır, bu nedenle birçok enfeksiyona açıktır.

İlk banyosu…

Yeni doğan bebeğin ilk haftada göbek bağı düşmemiş olduğundan, küvette yıkamak yerine sünger ya da ıslak bir bezle silerek banyo yaptırılabilir. Göbek yeri iyileştikten sonra suyun içine yatırılarak banyo yaptırılabilir, baş ve vücudunun üst kısmı su yüzeyinden yukarıda tutulmalıdır. Plastik küvette bebeğin düzgün durmasına yardımcı olan file ya da başka materyaller kullanılabilir. Kullanılan banyo suyunun temiz olduğundan emin olunamıyorsa, göbek yeri iyileşene kadar kaynatılmış su kullanılması uygun olur. Banyo suyunun sıcaklığı dirsek veya bileğin iç yüzü ile kontrol edilebilir. Termometre ile kontrol edilirse 37 derece civarında olmalıdır. Banyo sırasında bebekler için üretilen sabun kullanmak yeterlidir. Eğer bebeğin saçları varsa bebek şampuanı da kullanılabilir. Yeni doğan bebek banyosu haftada 3 gün yapılması yeterlidir. Sıcak havalarda her gün yaptırılması bebek için rahatlatıcı olur, fakat her defasında şampuan kullanılmamalıdır.

Ağlama dili...

Ağlamak, bebeğin en önemli iletişim yoludur. Bebek sadece gazı olduğunda değil, acıktığında, uykusu geldiğinde, çıplak olduğunda, fiziksel temas istediğinde ve daha birçok nedenle ağlar. Bebeklerin nedenlerine göre ağlama tipi değişir. Anne, zaman içinde bebeğini gözlemleyerek bebeğin ihtiyaçlarını anlamaya çalışır. Acıktığı için ağlayan bebek, beslendiğinde susar. Bebeğin isteğine göre beslenmenin düzenlenmesi çok önemlidir. Bebek uyurken irkildiğinde uyanıp ağlayabilir, bu durumda kollarını ince bir battaniye ile sıkı olmayacak şekilde sarmak sakinleştirir. Bazı bebekler kucağa alındığında sakinleşir, bırakıldığında tekrar ağlamaya başlar. 9 ay annenin karın duvarına dayalı olarak yaşayan bebeğin doğumdan sonra da fiziksel temas arayışı doğaldır. Kucağa alışır endişesi yersizdir, bebek kucakta mutlu ve huzurlu olur, kendini güvende hisseder Uyku düzeni Yeni doğan bebeklerin, 6 aylık olana kadar uyku düzeni yoktur. Her ne kadar 16-18 saat uyuduğu söylense de pratikte pek öyle olmadığı görülür. Özellikle 2. aydan itibaren bebeklerde uyku düzenini oturtmak için birtakım yöntemler denenebilir. Bebek uyuduğunda annenin de biraz uyuması, uzanıp dinlenmesi iyi olur. Çünkü ilk aylar; emzirme, alt değiştirme,1-2 sat uyku ve tekrar emzirme şeklinde devam edecektir. İlk ayda gece emzirmelerinin de sık olduğunu hesaba katarsak zorlu bir süreç anneyi beklemektedir ve bu süreçte annenin dinlenmeye ve aile bireylerinin desteğine ihtiyacı vardır. Bebek yatağı annenin odasında olmalı, fakat bebek yalnızca kendi yatağında yatırılmalıdır. Bugün için kabul edilen, bebeğin sırtüstü yatmasıdır. Ani bebek ölümü sendromu (SIDS) riski yan ve yüzükoyun yatma pozisyonunda daha sık görüldüğü için artık önerilmemektedir. Fakat kafa şeklinin düzgün olması için gündüz, bebek anne veya bebeğe bakan kişinin gözlemindeyken yüzükoyun ve yan yatırılabilir. Yatak yumuşak olmamalı, bebeğin başı örtülmemeli ve yatağında oyuncak bulundurulmamalıdır. Yatırılmadan önce bebeğin karnı tok, altı temiz olmalı, sakin ve sessiz olunmalı, bebek uykusu geldiğinde fakat uyumadan önce yatağına yatırılmalı, böylece kendi yatağında uykuya dalmaya alışmalıdır. Bebeği sallayarak uyutmak doğru değildir, sallanarak uyumaya alışan bebek gece her uyandığında da sallanmak isteyecektir. Yatağında ağladığında birkaç dakika beklenmeli, ağlamaya devam ediyorsa ilgilenilmelidir. Gece gündüz farkını oluşturmak için, gündüz aktif ortamda bebeğin uyuması sağlanmalıdır. Işık, perde açık olabilir, müzik dinlenebilir, telefonla ya da yüksek sesle konuşmaktan çekinmemek gerekir. Bebekle sık sık konuşmak, oynamak gündüz daha uyanık kalmasını sağlar, böylece gece uykuları uzayabilir. Gece ise loş ve sessiz bir ortam yaratmak, uyandıkça emzirmek, emme sürelerini uzatmamak ve gazını çıkarması için sırtına fazla pat pat vurmamak gerekir.

Kıyafet seçimi

Bebeklerin ter bezleri henüz gelişmediğinden terleme olmaz. Bu nedenle aşırı sıcak ortamda ya da fazla giydirildiklerinde rahatsız olurlar. Bebek için 22-24 derece oda sıcaklığı yeterlidir. Ev içinde yelek, hırka, çorap üstüne patik gibi uygulamalara gerek yoktur. Atlet, zıbın ya da body gibi ince bir kat üzerine pijama ya da tulum giydirmek yeterlidir. Ayaklara da çorap ya da patik giydirilir. Ancak prematüre doğan bebekler, vücut ısılarını koruyamadıklarından bir kat daha fazla giydirilmeleri gerekir. Bebeklerin genellikle el ve ayakları soğuktur, üşüyüp üşümediğini anlamak için ensesinden kontrol edilmelidir, ensesi sıcak ise üşümemiş demektir. Bebeğin asıl ısı kaybı başından olur, başlık giydirilebilir. Ancak gece bebeğin başı örtülmemelidir. Bu, bebeğin havasız kalmasına ve boğulmasına yol açabilir. Yazın sıcağında bebeklerin tek kat giydirilmeleri yeterlidir. Hatta bebek çıplakken daha huzurlu ise buna izin verilmelidir. Ancak güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korumak için dış ortamda asla çıplak bırakılmamalıdır. Yaz aylarında sık dokunmuş, ince pamuklu kıyafetler tercih edilmeli, geniş kenarlı şapka giydirilmeli ve daha büyük çocuklarda güneş gözlüğü kullanılmalıdır.

Doktora götürme zamanları

Hastaneden taburcu edilen bebek en geç 1. haftanın sonunda doktor kontrolüne götürülmelidir. Yeni doğan bebeğin ilk günlerde ve haftalarda dışarı çıkarılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Erken taburcu demek, 48 saati dolmadan bebeğin hastaneden taburcu edilmesidir. Bu sürede, özellikle sezaryen doğumlardan sonra, annenin sütü henüz artmamış olabilir, anne emzirmede başarılı olamayabilir, bebek aç kalabilir, bu durum bebeğin normalden fazla kilo kaybetmesine, ateşinin çıkmasına, kanda sodyum oranının artmasına ve aşırı sarılığa yol açabilir. Bu nedenlerle erken taburcu edilen bebekler 3-5. günler arasında doktor kontrolüne götürülmelidir. Bir sonraki kontrol 15. günde yapılır.

Emzirme zamanları

Bebek için en ideal besin hiç kuşkusuz anne sütüdür. Bebek doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede emzirilmeye başlanmalıdır. Normal doğumlarda bebek kurulanarak, hemen annenin karnı üzerine yatırılarak emzirtilebilir. Emzirme sırasında annede salgılanan hormonlar rahmin kasılmasını sağlayarak annede kanama riskini de azaltır. Sezaryenle doğumlarda ise annenin durumu uygun ise bebek ilk 2 saat içinde anne memesine verilmelidir. Çünkü bebek doğumdan sonraki ilk 2 saat uyanık, gözleri açık ve emme refleksi aktiftir. 2. saatten sonra pasifleşir ve derin uykuya geçer. Bu süreçte bebeğin uyandırılması ve anneyi emmesi zorlaşır. Beslenmesi geciken bebekte kan şekeri düşüklüğü gibi sorunlar yaşanabilir. Erken emzirme kadar doğru teknikle emzirme de çok önemlidir. Her ne kadar bebekler yakalama ve emme refleksleri sayesinde içgüdüsel olarak meme başını yakalar ve emerse de annelere emzirme eğitimi verilerek doğru emzirme tekniği öğretilmelidir. Annenin, bebeğini yeterli emzirebilir durumda olduğu gözlendikten ve bu özgüveni kazandıktan sonra taburcu edilmelidir. İlk günlerde bebeğin mümkün olduğu kadar sık emzirilmesi gerekir, günde 10-12 kez emzirilebilir. İlk günlerde üretilen süt (kolostrum) miktarı az olmakla birlikte, bebeğin tüm besin ve sıvı gereksinimlerini karşılar ve ayrıca bebeği enfeksiyonlardan koruyan birtakım bağışıklık sistemi maddelerini de içerir. Bu nedenle bebeğin ilk besini kolostrum olmalı, tıbbi bir zorunluluk olmadıkça bebeğe şekerli su ya da hazır formül mama verilmemelidir. Bebek emdikçe süt yapımı uyarılır, anne sütü bollaşır, göğüsler dolar ve şişmeye başlar, kolostrum yerini krem rengine çalan beyaz normal süte bırakır. Emzirme sıklığı ve süresi bebeğin isteğine göre ayarlanmalıdır. Her bebek aynı sürede bir memeyi boşaltamaz, bu süre genelde 7-10 dakika olmakla birlikte, eğer bebek emiyorsa bırakana kadar emzirmeye devam edilmelidir.

Anne-bebek arasındaki bağın kurulması

Normal doğumlarda doğumdan hemen sonra bebek hemen kurulanarak annenin karnı üzerine yatırılması ve emzirilmesi duygusal bağın kurulmasında ilk adımdır. Bebek doğumdan sonraki ilk iki saat uyanık ve aktiftir, emme refleksi güçlüdür. Ancak normal doğum bazen anne için çok ağrılı ve yorucu bir süreç olabilir ve anne, bebeği ile ilgilenmek yerine biraz dinlenmeyi tercih edebilir. Yine sezaryenle doğumlardan sonra bebeğin anne yanına gitmesi gecikebilir. Endişe etmeye gerek yoktur, nasılsa annenin bebeği ile ilgilenmesi için önünde bolca zaman olacaktır. Doğumdan sonra yeni doğan bebeklerin bebek odasında tutulmak yerine anne odasında anne ile birlikte kalmaları sağlanmalıdır. Böylece anne her istediğinde bebeğini kucağına alabilecek ve emzirebilecektir. 9 ay anne karnında annesine yapışık olarak yaşayan bebeğin doğumdan sonra da anne ile tensel temas istemesi çok doğaldır. Bu nedenle kucağa alışır endişesi ile bebeği kucağa almaktan çekinmemek gerekir. Aksine sarılmak, dokunmak, göz teması kurmaya çalışmak, konuşmak ve onun ses ve mimiklerini taklit etmeye çalışmak, anne ile bebek arasındaki bağın kurulmasında önemlidir.

Doğum sonrası depresyon

Annelerin neredeyse yüzde 70-80'i doğumdan sonraki ilk birkaç hafta üzüntü, sık sık ağlama, yorgunluk, uyku bozuklukları, aşırı duygusal tepki gösterme gibi birtakım ruhsal değişiklikler yaşarlar. "Annelik hüznü" olarak adlandırılan bu duruma doğum sonrası gelişen ani hormonal değişikliklerin yol açtığı düşünülmektedir. Bu hormonal değişikliklerin yanı sıra anne hayatına yeni sorumlulukların eklenmesi ve "mükemmel anne" olma baskısı da annelik hüznü oluşumuna katkıda bulunan faktörlerdir. Öncelikle bu durumun geçici olduğu ve pek çok yeni annenin yaşadığı anlatılmalıdır. Anneye yeterince dinlenmesi ve uyuması için destek olunmalı, çok fazla yalnız kalmaması sağlanmalıdır. Annenin spor yapması da, bu sürecin atlatılmasına yardımcı olabilir. Bazen annelik hüznü çok daha ağır ve tehlikeli bir tablo olan depresyona doğru ilerleyebilir. "Postpartum depresyon" ya da "doğum sonrası depresyon" adı verilen bu durum, yeni annelerin yaklaşık yüzde 10'unda görülür. Aylarca, hatta tedavi edilmezse 1 yıl bile sürebilir. Aşırı sıkıntı, mutsuzluk, değersizlik hissi, suçluluk duygusu, uykusuzluk ya da aşırı uyku hali, aile ve arkadaşlara ilgisizlik gibi depresyon bulguları gözlenir. Psikoterapi veya ilaç tedavisi ile mutlaka tedavi edilmelidir. Depresyon tedavisi için kullanılan ilaçların emziren annelerde kullanılabildiği bilinmelidir.

Hazırlayan: Şenay Çelik

ARKADAŞINA GÖNDER
Yeni doğan bebekle evde ilk günle
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA