Çocuklarda sık görülen yaz hastalıkları

Sıcak yaz günleri tatil için çok keyifli ama çocuklarınız için dikkat etmeniz gereken pek çok rahatsızlığa da gebe. Güneş çarpmaları, yaz ishalleri, böcek sokmaları ve düşme gibi kazalar yazın birçok çocukta görülebiliyor. Bu gibi olumsuz durumlardan çocuğunuzu nasıl koruyacağınızla ilgili ipuçları dosyamızda…

Giriş Tarihi: 4.8.2017 11:05
Çocuklarda sık görülen yaz hastalıkları

Yemyeşil ağaçlar, çiçekler, güneş, kum ve Kulağa ne kadar da hoş geliyor Çoluk çocuk hepimiz sokaklara Bazen saatlerce hiç farkına güneşin altında kalarak, güneş ışınlarının zararlı etkilerine maruz kalıyoruz; bazense arı, sinek gibi uçuşan böceklerin istilasına uğruyoruz. Biz büyükler savunma mekanizmamızı kullansak da, bundan nasibini alan genellikle çocuklar oluyor. Onları korumak da tabii ki anne-babalara düşüyor. Medical Park Bursa Hastanesi'den Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Tatar'ın önerileri, miniğinizin sağlıklı bir yaz tatili geçirmesi için size yardımcı olacak.

Çocuklarda en sık görülen yaz hastalıkları

Güneş ışınlarının direkt etkisiyle oluşan güneş çarpması ve yanıklar

Burun kanamaları

Sıcakla artan terleme ve bunu karşılayamayan ter bezleri nedeniyle oluşan isilik, mantar gibi "fotodermatoz" denen cilt hastalıkları

Bisiklet, kaykay, paten kullanılarak yapılan aktiviteler sonucu düşme ve çarpmayla oluşan travmalar

Temiz olmayan su tüketiminden oluşan, mide asidini aşabilen mikroorganizmaların yol açtığı mide bağırsak hastalıkları ve yaz ishalleri

Ağaçlık ve açık alanlarda piknik ya da gezinti yapılırken sık karşılaşılan arı, böcek, yılan ve akrep sokmaları

Havuzda yüzme sonucu oluşan göz ve deri enfeksiyonları

Güneş çarpması ve yanıklar

Yaz aylarında sıcakların artmasıyla birlikte çocuklarda en sık güneş yanıkları görülür. Güneşte fazlaca kalmak, güneş yanıklarına neden olmakla birlikte, tatili de kabusa dönüştürebilir. Güneş yanıklarına, güneşin UV A ve UV B ışınları neden olur. Kum ve deniz, güneşin etkisini daha fazla artırır. Şemsiye altında veya gölgede bulunmak bile güneş ışınlarından korunmaya yetmez.

Güneş yanığında en iyi tedavi korunmadır. Ciltte kızarıklık ve hassasiyet gibi hafif güneş yanıkları evde tedavi edilebilir. Ancak ciddi güneş yanıkları tıbbi tedavi gerektirir. Ultraviyole ışınları, özellikle 1 yaşın altındaki bebeklerin cildini olumsuz etkiler. Güneş ışınlarının ultraviyole etkisi, insan derisinde yıllar içinde birikerek cilt kanserleri ve cilt hastalıklarına yol açabilir. Güneşten koruyucu kremlerin, güneşin en dik geldiği 10:00-15:00 saatleri arası deniz kenarında değil, bebekler açık havada gezdirilirken bile sürülmesi gerekir. Çünkü güneş ışınları 15:00'ten sonra, gölgede bile çocuklara, hassas ciltli bebeklere yansıyarak onları olumsuz etkileyebilir. Çocukluk yıllarında güneşe maruz kalmanın zararları çok iyi bilinmelidir.

Çünkü tekrarlayan güneş yanıkları cilt kanserine neden olur. Özellikle içi su toplayan kabarcıklar halindeki güneş yanıkları, melanoma (en kötü cilt kanseri) gelişimi için risk faktörüdür. Çocuklara bol sıvı tükettirmeli ve güneş koruyucu kremler kullanılmalıdır. Sarışın, renkli gözlü ve beyaz tenli çocuklar güneş ışınlarından daha fazla etkilendikleri için ailelerin daha dikkatli olması gereklidir. Güneş yanığı eğer sadece deride kızarıklık ve ağrı hissiyle kendisini gösteriyorsa bu birinci derece bir yanıktır ve 24-48 saat kadar süren ağrı, deride gerilme, yanma hissi devam edecektir. Deriyi nemli tutacak kremler ve ağrıyı kesecek şuruplar tedavide kullanılabilir. Deride kabarma ve içi su dolu kesecikler varsa artık ikinci derece yanık söz konusudur.

Bu durumda bir doktora başvurulması ve özel yanık pansumanlarının yapılması gerekir. dikkatlice çıkarılır, gerekirse kesilir. Kanayan yer görülür ve üzerine temiz bir bez veya varsa steril bir tampon yerleştirilir. Kanama olan bölgenin üzeri sıkıca sarılarak elle baskı yapılır, kanama durdurulmaya çalışılır. Buna rağmen kol veya bacakta kanama devam ediyorsa kanama olan yerin üzeri bir bezle sarılarak atar damar dolaşımını tamamen engellemeyecek şekilde sıkılır. En yakın sağlık merkezine götürürken ellerde uyuşma ve parmaklarda morarma varsa yeterli kan dolaşımını sağlamak için bağlanan turnike gevşetilir.

Kırık kendisini kol veya bacakta, eklem dışı anormal hareketle, ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığıyla gösterir. Bu durumda kırık olması muhtemel bölgeyi ve bir üstündeki eklemi de içine alacak şekilde kalın giysi, karton, varsa atel ile hareketsiz, sabit bir konuma getirilir ve ardından en yakın sağlık merkezine götürülür. Kırıktan şüphe ediliyorsa şişen bölgeyi çekip yerine yerleştirme gibi bir işlemi, doktor dışında biri asla yapmamalıdır.

Yaz ishalleri ve midebağırsak enfeksiyonları

Bu tür vakaların yaz aylarında artmasının sebebi, ısı şartlarının mikropların üremesini ve gıdaların bozulmasını kolaylaştırmasıdır. Bu tür enfeksiyonlarda derecesine göre davranmak gerekir. En çok E, yani coli basilinin neden olduğu ishaller görülür. Bunlara turist ishali de denir. Bu ishaller kirli suda yüzmek veya bu kirli suların bulaştığı gıdaların tüketilmesi sonucunda oluşur. Bu durum yeşil ve sulu kabuklu dışkılamaya neden olur. Yeşil dışkılama, bağırsak pasajının hızlandığının ve orta derecede bir ishalin göstergesidir. İshalin şiddetini belirleyen en önemli gösterge dışkılama sıklığıdır. İshalin en önemli komplikasyonu aşırı sıvı kaybına bağlı dehidratasyondur ki, bulguları da 8 saat boyunca gözyaşı olmaması ve idrar yapamama şeklinde gözlenebilir. İshaller birkaç gün ya da bir hafta sürebilir.

Tedavi

Dehidratasyonu önlemek ve ishalle kaybedilen sıvıyı oral yoldan geri kazanmak gerekir. İshal tedavisinde evde diyet değişikliği yapmak en doğru yöntemdir. Çocuğun yaşına ve ishalin şiddetine göre diyet uygulanmalıdır. Eğer hafif ishal, kusma varsa, çocuk günde iki-üç kere tuvalete gidiyorsa önce takip edilmesi gerekir. Virüslerin yol açtığı basit yaz ishalleri 1-2 günde kendiliğinden geçebilir. Yazın en çok virütik ishallere rastlıyoruz. Bunlar, hiçbir ilaç tedavisi yapılmadan, sadece çocuğun beslenmesine dikkat ederek, bol sıvı vererek, tuzlu, şekerli su takviyesi yaparak geçebilir. Fakat geçmeyen, uzayan, şiddeti yüksek olan, günde üçten fazla tuvalete gitmeyi gerektiren ishallerde doktora başvurulmalıdır. Bu tür hastalara serum vermek ve kaybolan kan değerlerini yerine koymak gerekebilir. Eğer kanlı ishal gibi mikrobik ishal söz konusuysa, ilaç tedavisine başvurulmalıdır. İçme suları ve yiyeceklerin mide-bağırsak enfeksiyonlarına neden olmamaları için; içme sularının ve yiyeceklerin yıkandığı suların temiz olmasına özen gösterilmelidir. Mümkün olduğunca dışarıda bekleyen yiyeceklerden satın alınmamalı, ambalajlı ürünler tercih edilmelidir. Özellikle açıkta satılan dondurma çocuklar için büyük tehlikedir. Tam pansiyon otellerde açık büfelerde sunulan yiyeceklere de dikkat etmek gerekir. Uzun süre açıkta kalan özellikle sütlü, kremalı, mayonezli, etli yiyeceklerde sıcağın etkisiyle çoğalan bakterilerin neden olduğu gıda zehirlenmesi kendisini kusma, karın ağrısı ve ardından ishalle gösterir.

Bu şikayetlerle başvuran ikiden fazla kişinin olması halinde gıda zehirlenmesi düşünülerek yenilen yiyeceklerin sorgulanması ve aynı yiyecekten yiyen kişilerin şikayetlerinin ortaya çıkması beklenmeden gözlem altına alınması gerekir. Tedavide, kusma ve ishalle kaybedilen su, tuz, karbonat, potasyum gibi maddeler damardan serum şeklinde yerine konulmalıdır. Kusma ve ishal vücudun savunma mekanizmalarındandır. Bu sayede gıda zehirlenmesine neden olan toksinler ve bakteriler vücuda daha fazla zarar vermeden dışarı atılmak istenir. Bu yüzden de ishal ve kusma giderici ilaçların kullanılmaması gerekir. Korunmak için belirttiğimiz önlemlere ilave olarak, içeceklere katılan buzların da temiz sulardan hazırlanmış olduğundan emin olunmalı, bundan emin olamıyorsak kapalı şişelerde saklanarak soğutulan sıvılarla serinlemeyi yeğlemeliyiz.

Çocuk hangi durumlarda doktora götürülmelidir?

Çocuğunuz 8 saattir idrarını yapmıyorsa, dışkısında kan varsa ve şiddetli karın ağrısı gözleniyorsa, bir haftadan uzun süren ishallerde 72 saattir ateşi varsa, 48 saatlik diyete rağmen çocuğunuzda düzelme yoksa mutlaka bir doktora başvurmalısınız.

Böcek, arı, yılan ve akrep sokmaları

Alerjik reaksiyon yapmamış, hafif sinek ve böcek sokmalarında kaşıntıya karşı ilaçlar, solüsyonlar veya merhemler kullanılabilir. Isırılmış yerlerin kaşınmaması gerekir. Bazen çocuklarda ağır alerjik reaksiyonlar da meydana gelebilir. Böyle durumlarda hastane şartlarında ağızdan alınan ilaçla, serumla ya da iğneyle anti-alerjik ilaç tedavisi gerekebilir. Tatile çıkarken ya da çok sıcak yerlerde sineksavarları kullanmak gerekir.

Kapalı alanda, sprey şeklindeki böcek öldürücü kimyasalların kullanılması küçük bebekler için zararlı olabilir. Özellikle bebekleri korumak için vücuda sürülen sineksavarlar değil, fişe takılan sineksavarlar kullanılmalıdır. Bebeklerin kollarını ve bacaklarını koruyan giysiler tercih edilmelidir.

Böcek sokmalarına karşı önlem almak için pencereler ince tül storlarla kaplanabilir, yine çocuk beşikleri cibinlik denen tülle korunabilir. Böcek, sinek ve arı sokmaları karşısında, evde ısırılan yere hemen karbonatlı su ya da kaşıntıyı kesen losyon sürülmelidir. Eğer çok şiddetli kaşıntı varsa yüzde 1'lik kortizonlu krem kullanılmalıdır. Kaşıntıyı azaltmak için on saniye parmakla baskı uygulanmalıdır. Buz uygulamak da iyi gelir.

Yılan ve akrep sokmalarında zehrin vücuda yayılmasını önlemek için kızarık olan bölgenin üzerinin bir sargı beziyle, atardamar dolaşımını engellemeyecek şekilde sıkılması gerekir. Özellikle yılan sokmalarında diş izinin olduğu yerdeki deri emilerek (dışarı tükürmek suretiyle) yılan zehri vücuttan uzaklaştırılabilir.

Ancak işlemi yapacak kişiye yılan zehrinin zarar vermemesi için ağzında açık yara ve diş çürüğü gibi bir durumun olmaması gerekir. Bu ilk yardımın ardından en yakın sağlık merkezine başvurulması ve acilen yılan veya akrep sokmalarına karşı kullanılan özel serumlarla tedavinin devamı ve gelişebilecek diğer yan etkiler açısından ısırılan kişinin 24-48 saat süreyle yatarak gözlenmesi gerekir.

Solunum yolu enfeksiyonları

Damlacık enfeksiyonu olarak nefes yoluyla vücuda giren mikroplar, boğaz enfeksiyonu yapabilir. Ateş, kırgınlık, halsizlik ve boğaz ağrısıyla başlar. Çok daha ağır tablolara dönüşebilir. Ayrıca suya dalma, boğazdaki potansiyel hastalık mikroplarının daha derinlere taşınmasına ve sinüzit oluşmasına yol açabilir. Hepatit A denilen bulaşıcı sarılık, özel bir virüsün bulaşmasıyla olur. Kirli su, gıda ve kirli el en önemli bulaşma araçlarıdır. Basit bir enfeksiyon gibi halsizlik ve ateş şikayetleriyle başlar. Buna kusma ve karın ağrısı da eklenebilir. İdrar renginde ve göz akında sararma olur. Bulaşıcıdır, iyileşmesi uzun zaman alır. Aşıyla korunabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.

Havuz ve denizlerden hastalık bulaşır mı?

Çocuklarda havuz-deniz kirliliğine bağlı hastalıklar daha sık görülür. Özellikle de havuzlar bu konuda daha riskli alanlardır. Çocuklarda en sık cilt enfeksiyonlarına rastlanır. Ayrıca Hepatit A da sık görülebilir. Kirli sulardan bulaşan, bu suların çocuğun ağzına kaçmasıyla ortaya çıkan bir sarılık türü olduğundan hepatit A aşısını çocukların mutlaka yaptırması gerekir. Aileler havuz yerine denizi tercih etmelidir. Tabii ki denizin de temiz olması gerekir. Uyarı olan denizlere dikkat edilmeli, mümkünse kullanılmamalıdır.

Denizin çok yararlı olduğunu da unutmamak gerekir. Minik bebekler bile denize girebilir. Ancak havuzların bu konuda riskli olduğu unutulmamalıdır. Deniz ve havuzdan sonra duş almak da önemli bir önlemdir. Havuzda yayılması kolay olan bir diğer enfeksiyon hastalığı da derinin yüzeysel mantar ve iltahabik enfeksiyonlarıdır.

Bunlara karşı önlem almak için havuza girmeden önce ayak mantarlarına karşı kullanılan özel bir solüsyon sürmek gerekir. Yine havuzda yüzmeyle bulaşan enfeksiyon hastalıkları içinde göz hastalıklarını da atlamamak gerekir. Gözde kızarıklık, çapaklanma, akıntı ve sulanmayla seyreden konjunktivit denen hastalık, antibiyotikli göz damlalarıyla tedavi edilir.

Bazen de havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan aşırı düzeydeki klor, gözlerde tahrişe bağlı alerjik kızarıklık, yanma ve batma hissine neden olabilir. Bu durumlardan korunmak için havuz gözlükleri kullanılmalıdır. Ayrıca ultraviyole ışınlarından korunmak için özel güneş gözlükleri takılmalıdır. Her türlü lensle havuza girmek sakıncalıdır.

Kulak enfeksiyonları

Kulağa dışarıdan giren mantar, bakteri ve virüs gibi mikroplar; önce kaşıntı, ardından da iltihaplı ve pis kokulu akıntılara neden olabilir. Pis kokulu, beyaz, sarı, yeşil akıntı olursa, çocuğunuzu bir doktora götürün ve ilaç tedavisine başlayın.

Yüzücü kulağı

Yüzücü kulağı (dış kulak enfeksiyonları) ağrılı ve kaşıntılı kulak problemi olarak ortaya çıkabilen ve havuzdan kaynaklanan bir diğer yaz hastalığıdır. Korunmak için kulak tıpası kullanmak işe yaramazsa çocuğunuzun kulağını kuru tutmak için havuzdan sonra alkolle dış kulak yolunu temizlemek gerekir. Kulak ağrısı üç günde geçmezse, ağrı giderek artarsa, ateş varsa ve kulak arkası lenf bezleri şişerse bir doktora başvurulmalıdır.

Yaz aylarında gerekli olabilecek ilaçlar

Özellikle tatilde ve evde yanınızda basit yaklaşımlar için ilaç bulundurulmalıdır. Bunun dışında amaçsız ve süreli olabilecek ilaçların evde saklanması hem zararlı hem de gereksizdir. En sık gereksinim duyacağınız ilaç, ateş düşürücüdür. Çocuklar için en güvenli ilaç Parasetamol'dür. Bunun birçok preparatı olabilir. Kullanacağınız ateş düşürücünün her ölçeğinde (bir tatlı kaşığı=5 ml'dir) ne kadar madde olduğunu bilmenizde yarar vardır. Ateşi parasetamol ile düşüremediğinizde hafif ılık bir duş çok etkili olacaktır. Bu da etkili olmazsa mutlaka doktorunuza danışarak ilaç kullanmalısınız.

Antihistaminikler

Antihistaminikler, alerjik bir uyarıya bağlı burun tıkanıklığını ve akıntısını azaltırlar. Birçok nedenle (böcek sokması, yanık, döküntü gibi) oluşabilecek deri kaşıntılarında da etkilidirler. Antihistaminikler bazı çocuklarda aşırı harekete ve sinirliliğe yol açabileceği için ilk dozları akşam verilmelidir.

Kortizonlu kremler

Böcek sokmaları, hafif deri döküntüleri, ot ile temas sonucu oluşan kaşıntı ve yanmalar, egzama tipi döküntüler hafif etkili kortizonlu kremlerle tedavi edilebilirler. Fakat Suçiçeğinde, açık yaralarda, yanıklarda ve enfeksiyonlarda kesinlikle kullanılmamalıdır. Kortizonlu kremleri kullanmadan tercihen doktorunuzun görüşünü almalısınız.

Öksürük şurubu

Öksürük, akciğerlere ulaşan bazı tahriş edici madde veya mikropların atılmasını sağladığı için aslında yararlı bir reaksiyondur. Sıvı veya sekresyon içeren bir atılım varsa bunu "prodüktif" öksürük olarak nitelemekteyiz. Bu tip öksürüklere, bulunulan ortamı nemlendirerek ve buhar uygulayarak yardımcı olunmalıdır. İlaç olarak "ekspektoran" denilen ilaçlar da yardımcı olabilir. Eğer öksürük kuru bir öksürükse nedeni çok daha farklı olabilir. Örneğin; sinüzit öksürüğü bazen böyle olabilir. Ortamdaki tozların neden olduğu öksürükler de böyledir. Bu öksürüklere ekspektoranlar faydalı olmayacaktır. 1 yaşa kadar olan bebeklerin öksürüklerinde mutlaka doktorun görmesi şarttır.

Hazırlayan: Başak DOĞRU

ARKADAŞINA GÖNDER
Çocuklarda sık görülen yaz hastalıkları
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA