Çocukların en güçlü silahı: İştahsızlık!

Çocuğunuz iştahsız ve yemek mi seçiyor? Yemek saatleriniz büyük bir ızdıraba dönüşüyorsa önerilerimizi dikkate alın!

Giriş Tarihi: 5.8.2017 10:24
Çocukların en güçlü silahı: İştahsızlık!

Hamileliğin başından itibaren beslenmeye gösterilen özen, bebek doğduktan sonra da devam eder. Anneler enerjilerinin büyük bir kısmını çocuklarını sağlıklı besleyebilmek için harcarlar. Çocuğun herhangi bir nedenden dolayı yemek yememesi durumunda ise fazlaca endişelenirler. Bu konuda onlara hak vermek gerekse de, anneler biraz duygusal davrandıkları için durumu bazen abartıyor olabilirler. "Çocuğum aç kaldı" endişesiyle yemek yemesi konusunda aşırı ısrarcı davranabilirler. Bu yüzden anneler yemek yerken sorun yaratmayan çocukları çok severler. Hatta iştahlı çocuklara hayranlıkla bakar ve içlerinden, "Ne güzel yiyor, keşke benimki de böyle yese!" diye iç geçirirler. Konuyla ilgili bilgi aldığımız Medical Park Göztepe Hastanesi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Arzu Gökmen, iştahsızlığın nedenlerini anlattı ve bu durumun önüne geçmek için birçok öneride bulundu.

Biyolojik ve psikolojik etkenler

İştahsızlık genel olarak bireyin normal açlık sinyallerini alamaması olarak tanımlanır. İştah ise bir yemeğin zevkle ve arzu edilerek yenmesidir. İştahsız çocuklar saatlerce hatta bazen günlerce yemek yemek için bir arzu duymadan yaşayabilirler. Bazılarında ise besine talep vardır, ama küçük miktarlarla hemen doyarlar. İştahsız çocuklar; yemek seçiciler, çiğneme ve yutma sorunu olanlar, yavaş çiğneyenler, biyolojik sağlık sorununa bağlı iştahsız olanlar diye alt gruplara ayrılır. Bu çocuklardaki temel sorun; büyüme ve gelişme için gerekli besinlerin yeterince alınamamasıdır. Buna bağlı olarak da büyüme ve gelişmenin geri kalmasıdır. Bazen de çocuk yeterli ve dengeli besleniyordur, ancak ailenin beklentisine cevap veremiyordur. Yani, diğer çocuklardan az yiyordur ve onlardan daha zayıftır. Burada üzerinde durulması gereken nokta, çocuklar arasında bireysel farklılıklar olduğudur. Tüm çocuklar aynı erişkin boy ve kilosuna ulaşamazlar. Bunun dışında; bağırsak parazitleri, anemi ya da herhangi bir hastalığa bağlı olarak çocuk, yemek yemeyi reddedebilir. İştahsızlık ilk başta biyolojiktir, ancak zaman içinde çevrenin etkisiyle de iştahsızlık oluşabilir. Çocuklarda bilinçaltına yerleşmiş endişe, kıskançlık vb. gibi duygusal sorunlar, erken yaşta sınav başarısızlığı, bir yakınının ölümü gibi çocuk üzerinde psikolojik etki yaratan durumlara bağlı olarak anksiyete veya depresyon gelişen çocukların iştahında azalma görülür. İştahsızlığın biyolojik nedeni, bebeklikte emme ve yutma refleksinin zayıf oluşudur. Bazı çocuklarda, besinin boğazın arka kısmına teması bu etkiyi yaratır ve çocuk öğürür, bazen de kusar. Bu tür bebekler katı gıdalara geç başlarlar. Bu da ileri yaşlarda çocukların besin alımını zorlaştırır, büyüme ve gelişimlerini etkiler. Enfeksiyonlar, ateş, viral hepatit, tüberküloz, hipotiroidizm, kalp yetmezlikleri, karaciğer rahatsızlıkları, emilim bozuklukları, duodenal ülserler ve kanserler gibi pek çok hastalık da iştahın azalmasına neden olur. İştahsızlığın çoğunlukla daha iyi besleme kaygısı nedeniyle anne-çocuk arasındaki çatışmadan kaynaklandığı görülür. Yani iştahsızlık büyük ölçüde psikolojiktir. Çünkü yemek yememek anne ve babaya karşı kullanılan güçlü bir silahtır ve bu savaşta da hep çocuk kazanır!

Neden yemek seçiyor?

-Pütürlü besinlere alıştırılmamış olabilir, yemeğini püre halinde bekleyebilir.
-Yemekten önce su içmişse iştahı baskılanmış olabilir.
-Çocuk öğün aralarında ve yemekten hemen önce bir şeyler, özellikle de şeker, çikolata, pasta vb. yiyorsa yemek saatinde açlık duymayabilir.  Öğün sırasında duygusal bir sorun yaşarsa yemek yemeyi reddedebilir.
-Yemek öncesi top oynamak, ip atlamak gibi yorucu oyunlar oynadıysa yemek yemek istemeyebilir.
-Çocuklar hastalandıklarında iştahsız olurlar. Bu dönemde kaybettikleri kiloyu iyileşince hızla geri alırlar. Bu yüzden hastalandığında yemek yemesi için zorlamamak gerekir, aksi takdirde ters tepki yaratabilir.
-Çocuklar bazı besinleri sevmeyebilir, bu besinleri zorla yedirmek o besinden iyice uzaklaşmalarına neden olur.
-Çocuk yediği bir besinden sonra kusmuşsa o besine karşı hassasiyet geliştirip yemek istemeyebilir.
-Çocuk, yemek yerken oyun oynamak ve televizyon seyrettirmek gibi davranışlara alıştırılmışsa hep bu davranışı bekler. Bu nedenle yemek yemek istemiyor olabilir. Çocuğun yemek yediği için ödüllendirilmesi de bir sonraki öğün için nazlanmasına neden olabilir.
-Besinlerin çocuğa sunuluşu cazip olmayabilir. Görüntüsü cezp etmeyen, renksiz ve kokusu hoş olmayan yemekler çocukta iştah uyandırıcı etki etmez. Neler yapabilirsiniz?
-Çocuğun büyüme ve gelişmesi izlenmelidir. Büyümede duraklama olup olmadığı izlenmeli, anne-çocuk arasındaki iletişime bağlı olarak beslenmesi değerlendirilmelidir.
-Okul öncesi dönemdeki çocuklar taklitçidir. Erkek çocuk babayı, kız çocuk anneyi taklit eder. Çocuğun uygun beslenme alışkanlığı kazanması için aileyle yemek sofrasına oturması gerekir.
-Anne-baba yemek seçiciyse ve yemek konusunda aşırı titiz davranıyorsa (çocuk üstüne dökmemesi, etrafa sıçratmaması için sürekli uyarılıyorsa) çocuk, olumlu beslenme alışkanlığı geliştiremez. Bu yüzden çocuğa bu tarz uyarıların yapılmaması gerekir.
-Çocuklar besinleri karışık olarak tüketmekten hoşlanmazlar. Besini tanıyabilecekleri şekilde görmek isterler ve elleriyle yiyebilecekleri şekilde olursa daha çok severler.
-Anneler sebzeleri çocuklara sunarken pişirme şekli ve servisine özen göstermelidirler.
-Çocuklar, lahana, karnabahar, pırasa, kereviz gibi sebzeleri sevmezler. Çünkü keskin tat ve kokuları vardır. Bu nedenle çiğ yenebilen, domates, havuç gibi sebzeleri, pişmiş diğer sebze yemeklerinden daha çok tercih ederler. Bu tür sebzeler ince kesilip verilirse, daha kolay ve severek tüketirler.
-Birçok sebzeyi sevmiyor ve yemiyor diye çocuğa kızmak doğru bir yaklaşım değildir. Aile, çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı sürece çocuk yavaş yavaş bu yemekleri yiyecektir.
-Et, yemeklerde kıyma şeklinde kullanılmalıdır. Çocuk büyük parça eti ancak 7-8 yaşında rahat tüketebilir.
-Yemekle ilgili hiçbir uyarı çocuk yemek yerken yapılmamalıdır.  Yemek sırasında çocuklara ısrarcı olunmamalıdır. Çocuk ısrarlar karşısında daha çok tepki verebilir.
-Çocuklar evde hiç yemediği bir yemeği okulda arkadaşlarıyla birlikte yiyebilir. Öğretmenler ve anneler işbirliği içinde olmalıdırlar.
-Yemek seçmeyi önlemek için, bebeklere 6. aydan itibaren her türlü besin, küçük miktarlarda verilerek alıştırılmalıdır. 1 yaşına kadar tüm besinlerle tanıştırılmış olan çocuklar daha az seçici olurlar.
-Çocuk yeni besine alıştırılırken, ısrarcı tutumdan kaçınılmalıdır. Çocuğun besini tekrar tekrar görmesi ve küçük bir parça denemesi sağlanmalıdır.
-Aile bireylerinin yediklerinden çocuğa da verilmelidir. Kendisinin ayrı yemek yediğini gören çocuk itiraz eder ve yemeğini yemez.
Çocuğun tabağına konulan besinin miktarı çok önemlidir. Yiyebileceği kadar besin konulmalıdır ve çocuk yemeğini bitirmenin hazzını yaşamalıdır.

Hazırlayan: BAŞAK DOĞRU

ARKADAŞINA GÖNDER
Çocukların en güçlü silahı: İştahsızlık!
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA