“Korkuyorum anne !”

Çocuğunuzun bazı konularda ciddi korkuları mı var? O halde aynayı biraz da kendinize çevirme vakti. Çünkü o her zaman sizi model alıyor, korkarken bile.

Giriş Tarihi: 17.11.2017 13:46 Son Güncelleme: 17.11.2017 13:47
“Korkuyorum anne !”

Çocukluğumuzu hatırlayalım; kimimiz hayaletlerden, kimimiz dev örümceklerden kimimiz de duyduğumuzu sandığımız seslerden korka korka büyümedik mi? Hatta anne-baba olduktan sonra bile hala üstümüzden atamadığımız bazı korkularımız var. Korku doğal bir duygu elbette ve yaş dönemlerine özel olarak da değişebiliyor. Ama aslında kaynağı çocukluğa dayanıyor. En başta da çocuğa bakım veren kişilerin tutumlarına… Yani korku aslında bulaşıcı bir şey. Pedagog Duygu Çataltaş, korkularını dile getiren çocuğun, öncelikle anlaşıldığını görmeye ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Doğal bir duygu
Korku, yeni deneyimlerle baş etmeye ve tehlikelerden korunmaya çalışırken ortaya çıkan doğal bir duygudur. Hayatı olumsuz etkilemediği ve aşırı paniğe yol açmadığı sürece de normal karşılanır. Fakat abartılı korkular ve bu korkularla baş edememe gibi durumlarla karşılaşılıyorsa, dikkatli olmak gerekir. Çünkü abartılı korkular, özellikle de çocuklarda; kabus görme, altını ıslatma ve tek başına uyuyamama gibi sonuçlara yol açabilir.

Çocuklar nelerden korkar?
Çocukların korkuları yaşlarına göre farklılık gösterir. Hangi korkuların doğal ve geçici olduğu anlaşılmak isteniyorsa, çocuğun yaş özellikleri göz önüne alınmalıdır.
6-9 ay: Yabancılardan korkar. Burada anne-babanın verdiği tepki bebek için yabancı kişiye karşı korku ya da güven duygusu geliştirmesinde referans olur.
1-2 yaş: Tamirat, satıcı, bir şeyin hızlıca yere düşmesi ve gürültülü çalışan bir makine gibi kaynağı bilinmeyen ani seslerden korkar. Mümkünse sesin kaynağını çocuğa göstermek, güvenli bir şekilde yaklaşmak ve tanıtmak gerekir. Böylece bilinmeyeni bilinir, tanınır hale getirmek korkuyu azaltır.
3-4 yaş: Korkular artık daha belirgin olmaya başlar. Böcek, köpek, karanlık, palyaço gibi varlıklardan, yeni ortamlara girmekten, olmayan bazı hayali varlıklardan, yeni insanlarla tanışmaktan, yaralanmaktan, iğne olmaktan ve canının acımasından korkar.
5 yaş: Hayvanlar, yangın, fırtına, deprem gibi doğal afetler ile hastalık, kaza ve yaralanma gibi durumlardan korkar.
6 yaş+: Ölümden, anne-baba ve diğer yakınlarının sağlıklarının bozulacağından korkar.

En sık karşılaşılan korkular hangileri?

Çocuklarda sıklıkla karşılaşılan bazı korkular vardır. Bu korkuları anlamak ve çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiğini bilmek, korkuyu ilerletmemek ve kalıcılığını engellemek açısından önemlidir.

Hayvan korkusu: Kedi, köpek, yılan, örümcek, fare ve kuş gibi hayvanlara karşı duyulan abartılı korkudur. Çocuk, korktuğu bir hayvanla karşılaştığında aşırı kaygı duyabilir, saldırıya uğrayacağına ya da bir şekilde zarar göreceğine inanabilir. Bu nedenle de hastalanacak, bayılacak, boğulacak hatta hayatını kaybedecekmiş gibi hissedebilir.

Ne yapılabilir? Korku durumlarında anne-babaların olumlu, güven verici, korkuyu desteklemeyen ve açıklayıcı tutumları yeterlidir. Örneğin; kendilerinin de korkmadığı bir hayvandan bahsederek çocuğa hayvanlardan korkulmaması gerektiğini benimsetebilirler. Hatta uygun fiziki çevre bulunduğu takdirde anne-babalar korkmadıkları bir evcil hayvanı evlerinde besleyebilirler. Doğru ve olması gerektiği gibi bakılan evcil hayvanlar; çocuklarda sevme ve sevilme duygusunu ve kişiler arası duyarlılığı güçlendirir.

Böcek korkusu: Böceklere karşı duyulan korkuda, çocuk kendini hastalanacak, bayılacak ve boğulacak gibi hisseder. Nefes alışverişi değişir, çarpıntı, sıcak basması ve soğuk terleme gibi şikayetler görülebilir. Hatta böceği gördükten sonra çocuk yerini değiştirebilir
ve vücudunda birdenbire kaşınma belirebilir.

Ne yapılabilir? Bazı böcek türleri gerçekten tehlikeli olabilir. Örneğin; akrep dikkat edilmediğinde tehlikeli olabilecek bir böcektir. Bu nedenle böceklere karşı nasıl önlem alınacağının hem yetişkinler tarafından bilinmesi, hem de küçüklere öğretilmesi önemlidir. Gerekli önlemleri bildiğinde, çocuk kendini güvende hisseder.

Doktor korkusu: Çocuklarda doktor korkusu, aslında iğne olma korkusu ile eşleşir. Bebeklik döneminden itibaren aşılarını yaptırmak için iğne acısını
yaşayan çocukta bir süre sonra korku başlar. İğne acısı ile eşleşen her şeye karşı tepkili olur.

Ne yapılabilir? Doktor seçerken alanında iyi bir doktor olmasının yanında, çocuğu muayene edeceği ortamın fiziki koşullarına da dikkat etmek gerekir. Çocuk klinikleri tercih edilebilir. Çocuğun ilgisini çekecek süslemeler, oyuncaklar ve doktorun sıcak yaklaşımı ile bu korku azaltılabilir.

Gece korkusu: Uyku terörü adıyla da anılan gece korkusu, çocuklarda sıklıkla 3-6 yaşları arasında görülen bir tür uyku bozukluğudur. Bu korku hali, çocuklarda yatma saatinden yaklaşık 1-2 saat sonra ortaya çıkar ve ani olarak uykuyu böler. Çocuklarda gerginlik, ağlama, hatta titreme gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

Ne yapılabilir? Gece korkusunun yaşandığı durumlarda anne veya babanın çocuğun yanında bulunarak, korkusunun geçmesine destek olması
gerekir. Çocuğun yatıştırılmasının ardından; gece lambasının veya kapının açık bırakılması gece
korkusunun giderilmesine yardımcı olur.

Yalnız yatma korkusu: Okul çağından önceki çocuğun korkularından en önde geleni tek başına yatma korkusudur. Bebeklikten itibaren anne-babanın yanında yatma alışkanlığından kaynaklanabilir. Bazen de evde yeni bir bebek varsa, annenin ilgisini kazanmak için birlikte yatmak istenebilir. Ancak, kimi zaman bunun alışkanlık ya da şımarıklık ile ilgisi bulunmadığı, korkunun gerçek olduğu, çocuğun saatlerce uykuya dalamayışından anlaşılır.

Ne yapılabilir? Çocuğa rahatlatıcı bazı sorular sorarak, korkusunun günlük hayatıyla ilgili olup olmadığını öğrenmek yararlı olur. Uyku zamanı için düzenli bir program belirlemek, çocuğun yatak ve uykuya hazırlanması için önemlidir. Çocuğun yatmadan 1 saat önce sakin olması sağlanmalıdır.

Karanlık korkusu: Bebeklikten itibaren çocuklarda en sık rastlanan korkuların başında karanlık korkusu yer alır. Özellikle gece ışıkla uyumayı alışkanlık haline getirmek, çocukların karanlıktan tedirgin olmalarına neden olur. Bu tedirginlik başka korkularla birleştiğinde ya da başka kaygılar ve sorunlar eklendiğinde daha yoğun bir karanlık korkusuna dönüşebilir.

Ne yapılabilir? Tüm korku türlerinde olduğu gibi bu korku türünün gelişiminde de yanlış model olmamak gerekir. Yakınları, özellikle de anne babasından birinin karanlık korkusu yaşadığını bilen, bu korkuya tanık olan çocuklar ister istemez karanlığın korkutucu bir şey olduğu fikrini geliştirirler ve ardından da benzer korku tepkisi ortaya çıkar. Özellikle 3-5 yaş arasında doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkan karanlık korkusu, anne-baba tarafından pekiştirilmediğinde ve uygun bir şekilde yaklaşıldığında yine kendiliğinden kaybolur.

Hatalı tutumlar nelerdir?

Çocuğun korktuğunu anlamak ve kabul etmek gerekir. Korkuları saçma gelebilir ve gerçekçi görünmeyebilir ancak çocuk için kendi korkuları son derece gerçektir. Yapılan en büyük hatalardan biri, korktuğunu söyleyen çocuğu "Korkacak bir şey yok" diyerek sakinleştirmeye çalışmak ya da onu korktuğu nesne ve durumla karşı karşıya bırakmaktır. Bu yaklaşım, korkuyu geçirmediği gibi tam tersi korkacak bir durum olduğu mesajını verir.

Korkuyu yenme tüyoları
? Çocuk korktuğunu dile getirdiğinde ona sarılarak güvende olduğunu hissettirmek gerekir. Korktuğu şeyin neye benzediği sorulabilir. Korkular yok sayıldıklarında kaybolmazlar. Çocuk kendisini ve çevresini güvende hissettikçe korkuları söner.
? Okula başlama ve yeni bir ortama girme gibi konularda korku yaşayan çocuk için, dramatizasyon oyunlarıyla duygularını ifade etmesi sağlanabilir. ? Çocuk sevdiği bir nesne ya da anne-babaya ait bir eşyayı yanında bulundurduğunda kendini daha rahat ve güvende hissedebilir. Bu nesneler yeni kişilerle tanışmak, bir oyun grubuna katılmak, doktora gitmek gibi çocukta korku yaratan durumların daha kolay atlatılmasını sağlar. Bu nedenle sevdiği nesneyi yanında taşımasına izin vermek gerekir. Bunun "bebekçe" olduğu söylenmemelidir.
? Bazen çocuk kendini korkutan nesne veya olay hakkında gerçekçi ve basit bir açıklama yapıldığında bunun üstesinden gelebilir. Örneğin; kalabalıkta kaybolmaktan korkan çocuğa "Yanımda durduğun ve elimi tuttuğun sürece birbirimizi kaybetmeyiz. Kazara birbirimizden ayrılırsak olduğun yerde dur, ben seni bulurum" dendiğinde, bu onun korkusunun azalmasını sağlar.
? Anne-babanın kendi korkularını nasıl yendiklerini çocuğa göstermesi doğru olabilir. Böylece çocuk hem yalnız olmadığını hisseder hem de korkunun üstesinden nasıl gelindiğini öğrenir.

Korkuları geçmiyorsa...
Okul çağı itibariyle çocukların daha fazla ayaklarının yere bastığı ve çoğunlukla korkularının kendiliğinden geçtiği görülür. Fakat tamamen geçmeyebilirler. Aşağıdaki durumlar görülüyorsa bir uzmandan destek alınmalıdır:
? 3-4 yaşlarındayken, odasında kısa sürelerle de olsa tek başına kalamıyorsa,
? 4-5 yaşlarındayken, yabancılardan korkuyorsa ve yatağında yalnız yatamıyorsa,
? 6 yaşında yeni ortamlara girmekte, yeni insanlarla tanışmakta zorlanıyorsa ve korkuları nedeniyle yaşamı olumsuz etkileniyorsa.

Korku anne-babadan öğreniliyor

Çocuklar hayatı, anne-babalarını taklit ederek öğrenirler. Bu yüzden en önemli rol modelleri anne-babalarıdır. Özellikle ilk 3 yılda çocuk kendisini annenin bir parçası, devamı olarak görür. Annenin duyguları çocuk için çok önemli bir referanstır. Anne nasıl hissediyorsa çocuk da benzer şekilde hisseder. Anne olaylara, durumlara nasıl tepki veriyorsa çocuk da benzer şekilde tepki verir. Korkularda da bu durum geçerlidir. Korku sadece içgüdüsel olarak gelişmez, aynı zamanda model de alınır.

Hazırlayan: Aytülike KESKİN

ARKADAŞINA GÖNDER
“Korkuyorum anne !”
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA