KORKU İÇİNDE YAŞAMAM
- Yeni sergi için çektiğiniz fotoğraflarda yoga yapan bir kadın, uyuyan bir işçi, sokak satıcıları var. Temaları nasıl belirlediniz? - Doğayla iç içe, gerçek hayatta karşılaşılan temalar olmasına önem verdik. Örneğin yoga yapan biri, yalıtımla ilgili bir mat kullanabilir. Sokak satıcısı, içecekleri soğuk tutacak bir malzeme seçebilir. Korunaklı bir köpek kulübesi olabilir. Genellikle de sokaktan insanları çekmeyi tercih ediyorum, çok güzel enerjileri var.
- Çocuklarınızın da fotoğrafları varmış aralarında? - Evet. Karda kay kay yapan Miro, graffiti yapan da Dilan.
- İstanbul'da beklenen deprem ihtimali sizi korkutuyor mu? - Hayır, hiç aklıma gelmiyor. Bir şey olacaksa yürürken sokakta ezilebilirsiniz de... Korku içinde yaşayamazsın, hiç öyle bir yapım yok. Oğullarım tek başlarına sokağa çıkıyor, kay kay yapmak için Taksim'e gidiyor. Artık biraz gerçek hayata alıştırmam gerekiyor. Dikkatli olmalarını, yabancılarla konuşmamalarını söylüyorum ama korumacı bir anne değilim. Annem, ikizlerim varken, 'Onlara tasma gibi bir şey alalım,' diyordu. Ama asla böyle bir şey yapmam. Deprem olacaksa da olsun, ne yapabilirim? Sadece yaşıyorum.
EVLİLİK İÇİN BÜYÜK KONUŞMAM
- Âşık olmayı seviyorsunuz, evliliği kurum olarak tercih etmeseniz bile, 'Hayır,' demiyorsunuz. Eski eşiniz Cem Büyükhanlı'yla ayrıldıktan sonra tekrar birlikte görüldünüz. Son olarak da modacı Zeynep Tunuslu'nun Büyükhanlı'yla birlikte olduğu konuşuldu. Bunlar sizi etkiliyor mu? - Yazılanlar, konuşulanlar beni ilgilendirmiyor. Çünkü gerçekleri ben biliyorum. Artık bu konulardan çok, başka boyutlarla uğraşmaya, içsel yolculuk yapmaya karar verdim.
- Aşk, evlilik yok mu hayatınızda bundan sonra? - Evlilik için büyük konuşmamak lazım, onu öğrendim. Bu konular biraz hassas. Ama aşka açık değilim şu aralar...
PİŞMANLIKLARIM YOK
- 2012'de sizinle ilgili ABD'den mi haberler alacağız bu durumda? - Kesin söylemek istemem, çünkü 2012'de kımıldamazsam, doğru olmaz. Ama yüzde 99 hazırım. 2012'nin iyi bir içsel yolculuk olacağına inanıyorum. Gerçi dünyanın sonu olacağına inananlar da var.
- Siz bu senaryoya inanıyor musunuz? - Hayır, inanmıyorum. Yeniden doğuş olacağına inanıyorum, ben de o yöne doğru gidiyorum.
- 2011'e girerken geride neleri bırakmaya kararlısınız? - Katı kurallarım, pişmanlıklarım yok. Doğru ve yanlış herkese göre değişir. Ama Türkiye'de insan bir anda çok kolay şekilde 'O iyi ya da kötü,' diye yargılanabiliyor. Sürekli negatif yorumlar yapılıyor. Herkes birbirini iğnelemeye çalışıyor.
- Kendinizi negatif bakışlardan nasıl korursunuz? - Uzak duruyorum, hiç yaklaşmıyorum.
- Ruhsal gelişiminiz için yoga mı yaparsınız, toplantılara mı katılırsınız? - Biraz gizli (gülerek). Ocak ayında bir şeyler araştırmaya Peru'ya gideceğim.
- ABD'de fotoğraf çekmeye devam eder misiniz? - Tabii, çekerim. Başka bir iş de yapabilirim. Arkadaşımla bir kafe açmak istiyoruz. Daha sakin bir yaşam istiyoruz. Biraz yorgunum. Türkiye, insanı yoruyor.
- Yeni yıla nerede, kimlerle gireceksiniz? - Ya oğullarımın hepsiyle ya da biriyle, evde gireceğim.
VON TRIER'E TAPIYORUM
- Rol aldığınız dizi ve filmlerdeki oyunculuğunuzun doğallığı övgü alıyor, ama siz çok az projede göründünüz. Niye? - Hiçbir zaman 'Hayır,' demiyorum. Enteresan filmlerde rol alabilirim. Film setlerini, çok özlüyorum.
- Hangi yönetmenin filminde rol almak istersiniz? - Lars Von Trier'in bir filminde hemen oynarım, adama tapıyorum. Bizden de Fatih Akın.