Türkiye
son zamanlarda dünyanın dört bir yanındaki program, sinema ve dizi yapımcıları için cazip bir yer haline gelmeye başladı. Bu ilgi aslında karşılıklı, onlar ülkemizle ilgilendikçe, ülkemizin de tanıtımına katkıda bulunuyorlar, biz de onlara ilgisiz değiliz yani. Mesela ABC televizyonunda yayınlanan ve milyonlarca insanın izlediği
The Bachelorette, ekrana yansıttığı mekanlarla da görsel bir şölen sunan bir reality şov. Format basit, bir Amerikalı kadın, 20 erkek arasından kendisine en uygun olanı seçiyor. Bu arada dünyanın en güzel yerlerine romatik seyahatler yapıyor, yemekler yiyorlar... Bu programın bir bölümünün tamamının Türkiye'de çekildiğinden haberiniz var mıydı peki? Benim yoktu. Ta ki Tuba Güvelioğlu ve Seçil Avunya ile tanışana kadar. Bu iki kadın, 2005'ten beri gözünü yurtdışına dikmiş, oradaki yapımcıları Türkiye'de program çekmeye ikna ediyorlar.
Hangi işleri yapmışlar: Endonezya'da çekilen, aralarında Türkiye'nin de bulundugu 13 ülkede gösterilen Coca Cola Ramazan reklamları, Amerika'da ABC televizyonunda milyonlarca kişinin izledigi
The Bachelorette ve
Martha Stewart Show'un Türkiye'de çekilen iki bölümü, Meltem Cumbul'un da rol aldığı
Tell me O Khuda isimli Bollywood filmi, ABD ve Avustralya için ayrı ayrı çekilen ve ikisi de bu yıl Emmy ödüllerinde en iyi yarışma ödülünü kazanan
Amazing Race, şu anda Amerika MTV de yayına devam eden
The Challenge programının tüm sezonu...
Yaptıkları işin tanımı ise şu: Yurtdışından gelen film, reklam, TV programı, dizi, belgesel projelerine ekip ve ekipman sağlayıp; mekanları bulup, izinleri alarak ülkemizde çekimlerin gerçekleşmesini sağlıyorlar. Yurtdışından genelde çekirdek bir ekip olarak gelenleri, ortalama 30 kişiden başlayarak 250-300 kişilik ekiplerle destekleyerek çekimleri gerçekleştiriyorlar. Bugüne kadar Amerika, Rusya, Almanya, Fransa, İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Endonezya, Hindistan ve Mısır'dan gelen projelerin çekimlerine destek vermişler. Rusya, Almanya, Fransa, İngiltere daha çok reklam filmleri için çalışmayı tercih ederken, Amerika, Hindistan gibi coğrafi olarak uzak ülkeler, uzun metraj film ve TV şovları icin gelmeyi tercih ediyor.
İSTANBUL HARİKA BİR VİTRİN
İşlerin bütçeleri farklılık gösteriyor. Türkiye'de bir günlük reklam filmi çekim bütçesinden başlıyor ve senaryonun gerektirdikleri doğrultusunda, ucu açık bir şekilde yükseliyor. Bu kadar büyük kapitali Türkiye'ye gelmeye ikna etmek elbette her babayiğidin harcı değil. "İstanbul gibi iyi bir vitrinimiz var, ama güven de çok önemli," diyorlar. Bu güveni sağlamak için sektörden insanlarla, yüz yüze görüşüp kendilerini anlatmak için her yıl bir ülke belirliyor ve o ülkenin önde gelen prodüksiyon şirketlerini ve ajanslarını ziyaret ediyorlar. Diyorlar ki "Dünya gerçekten büyük bir köy artık." Projeye göre, başta İstanbul olmak üzere şimdiye kadar Antalya, Bodrum, Dalaman, Dalyan, Fethiye, Kapadokya, Antakya'da çekimler yapmışlar. 13 ülkede var olan bir iletişim ağının İstanbul ofisi olarak şirket kurmuşlar. Başlangıçta iki hedefleri varmış: Birincisi, yurtdışından gelen projelerin prodüksiyonunu Türkiye'de gerçekleştirmek; ikincisi, yabancı bir ülkede çekilmesi o işe değer katacak lokal projeleri yurtdışına götürmek. Böyle kadınlara bayılıyorum, ne diyeyim...
