The Simpsons'ın iki yıl önce izlediğim bir bölümünde Homer ve iki arkadaşının yolu İzlanda'ya düşüyordu. Üçlü gecenin bir vakti otomobilin içinde can sıkıntısından patlıyor hatta Moe vakit geçsin diye otomobilin kullanım kılavuzunu okumaya başlıyordu. Oysa ki o sırada otomobilin dışında elfler, periler ve kuzey ışıkları eşliğinde büyüleyici bir şölen yaşanıyordu. İzlanda benim için her zaman çizgi dizideki gibi gerçeküstü şölenlerin yaşandığı bir ülke imgesine sahip oldu. Bunda bu gerçeküstü şölenleri müziklerine yansıtan İzlandalı müzisyenlerin payı büyük. Sigur Ros, Björk, Olafur Arnalds... Her biri o masal dünyasının bir parçası. Kuzeyin karla kaplı, soğuk ülkesinden çıkan hipnotize edici, fantastik müzisyenler... Björk birkaç gün önce, daha önce martta çıkacağını duyurduğu yeni albümünü yayınlayarak hayranlarına büyük bir sürpriz yaptı. Elbette amacı sürpriz yapmak değildi. Şarkıların geçen haftasonu internete sızmaya başlaması üzerine böyle bir karar aldı. Kayıtları İzlanda'da gerçekleşen
Vulnicura, müzisyenin dokuzuncu stüdyo albümü. 2013 eylül ayında eşi, kızının babası, ABD'li sanatçı Matthew Barney'den ayrılması albümün şekillenmesinde önemli rol oynamış. Hatta bu albümü Björk'ün yaşadığı o zor sürecin duygusal bir kronolojisi olarak kabul edebiliriz. Kendisi de albüm çıkmadan kısa bir süre önce sosyal medyada paylaştığı açıklamasında yaşadığı acı verici ayrılığın ardından oturup bu albümdeki şarkıları yazmaya başladığını söylemişti. Albümü iyileşme sürecinin parçası olarak gören müzisyen "Önce acı ve yara sonrasında yaranın iyileşmesi..." diyordu.
Vulnicura'nın açılış şarkısı
Stonemilker. Björk bu şarkıda ayrılığın dokuz ay öncesine dönüyor. Uçurumun kenarındaki ilişkiyi kurtarmak için çabalıyor, bir şans daha istiyor: "Keşke hissettiklerimiz senkronize olabilse..." Ardından
Lionsong geliyor. Björk artık her şey netleşsin istiyor: "Belki açığa çıkar, belki çıkmaz. Nasıl olduysa her iki olasılık da beni rahatsız etmiyor." Albümün üçüncü şarkısı
History of Touches'ta ise ilişkinin son anlarına tanıklık ediyoruz: "Aşkımı gösterebilmek için seni gecenin ortasında uyandırıyorum." Albümün en yürek burkan şarkısı ise
Family. Björk "Ailemin ölümüne saygılarımı sunabileceğim bir yer var mı?" diye soruyor. Antony Hegarty'nin eşlik ettiği
Atom Dance'te ise "Biz birbirimizin korkusuyuz" diyor. Björk, albümün kapağında göğsü tam ortadan yarılmış olarak görülüyor.
Vulnicura'yı işte o yarıktan sızan şarkılar oluşturuyor. Yaşadığı aşkı böylesi samimiyetle albüm yapan ve bunu bu kadar açık şekilde deklare eden müzisyen sayısı çok az. Ama işin sırrı da bu: Samimiyet. Björk o soğuk ülkede yaşadıklarını öyle açıklıkla anlatıyor ki; bizim burada içimiz ısınıyor.