Antalya'da
harika şeyler oluyor.
Elbette yeni
değil, çok uzun
zamandır heyecan
verici etkinliklere
ev sahipliği
yapıyor. Altın
Portakal Film
Festivali ve Uluslararası Piyano Festivali
yıllardır dünyaca ünlü, alanında en
usta isimlerin şehre gelmesini sağlıyor.
Heyecanla ve gıptayla takip ediyoruz
tüm bu festivalleri.
Ama artık iş bir adım daha öteye gidiyor.
Antalya dünyanın önde gelen tema
parklarından birine ev sahipliği yapmaya
hazırlanıyor. Bu ne mi demek? Dalga
havuzlarında serinlemek, su trenlerinde
ıslanmak, hız trenlerinde adrenalin
salgılamak için artık çok uzaklara
gitmemize gerek kalmayacak
demek. Çünkü Türkiye'nin en
büyük yaşam ve eğlence parkı
The Land of Legends Theme
Park 1 Temmuz'da
kapılarını açıyor.
Diğer taraftan
Türkiye'nin ilk Expo'su Antalya 2016 ise
23 Nisan'da start aldı. Expo kapsamında
dünyanın en büyük canlı heykel sergisini
de bizzat burada görmek mümkün.
Tüm bunların yanına muhteşem gurme
restoranları, iyi servis veren ve fiyatları
düşen beş yıldızlı otelleri ve şehirde yaz
boyunca konser verecek dünya starlarını
da ekleyince, e ne duruyoruz, haydi Antalya'nın
yolunu tutuyoruz... Toplamda 4 milyar dolar yatırım yapılan Rixos World Parks & Entertainment işletmesinde açılan tema parkı hafta içi epey yazıldı. Ziyaret etmesi beklenen turist sayısı, getirisi, maliyeti ekonomi sayfalarını meşgul etti. Ama gelin biz işin eğlence kısmını inceleyelim. Bu dev komplekste neler olacak bir bir deneyelim. Her yıl mutlaka Orlando tatili yapan ve Universal Studios'taki tüm hız trenlerini ve aktiviteleri ezbere bilen biri olarak tema parkına küçümseyerek gittiğimi itiraf etmeliyim. Universal Studios'taki The Simpsons, Revenge of The Mummy, Harry Potter, Transformers... Birbirinden iddialı trenler varken yabancı turist neden Antalya'daki parka gelsin diye düşünüyordum.
5D DENEYİMİ
Ama yabana atmamak gereken bir yatırım ve anlaşma yapılmış. Otelden içeri adım atınca kendinizi Disneyland'a gelmiş gibi hissediyorsunuz. Tüm şovlar, gösteriler ve trenler eğlence dünyasının dâhisi olarak bilinen Franco Dragone aracılığıyla hayata geçmiş. Dalga havuzları, su trenleri, hız trenleri bir yana bir de 5D deneyimini burada yaşayabiliyorsunuz. Henüz açılmadığı için deneyimleyemedim ama yetkililer 5D deneyiminde sırılsıklam olmaya hazırlıklı olun diyorlar. Sadece baş aşağı gitmekle kalmıyor, sulara giriyor ve sırılsıklam ıslanmış şekilde çıkıyormuşuz. Bu arada dalgıç kıyafetleriyle akvaryumun içinde onlarca balık arasında yürümek de tema parkında mümkün olacak. Ya da özel sörf havuzunda dalga sörfü öğrenmek. Gün boyu her tarafta bu park için yaratılan karakterlerin geçişleri, dansları ve gösterileri de oluyor. Parka dışarıdan giriş ise 45 dolar olacakmış. Çocuklar için milk shake barı, yetişkinler için happy hour partileri de cabası... Ege seven, Antalya'dan haz etmeyen özellikle çocuklu birçok tatilci bu yaz Antalya'da olursa şaşırmayın.
CANLI HEYKEL SERGİSİ...
Gelelim Antalya'nın bir diğer göz bebeğine... Expo 2016'ya... 23 Nisan'da kapılarını açtı ve 30 Ekim'e kadar açık. Yerli ve yabancı 8 milyon turistin burayı ziyaret etmesi bekleniyormuş. Gece 02.00'ye kadar açık Expo'da gezilecek, görülecek çok şey var. Öncelikle dünyanın en büyük canlı heykel sergisine ev sahipliği yapıyor. Tam 108 adet bitki heykel arasında yürürken hangisiyle fotoğraf çektireceğinizi şaşırıyorsunuz. 121 dekarlık alanda, çalı hariç 120 türde 25 bin ağaç dikilmiş. 300 bin metrekare 'ayak basılacak' alan ve 80 dönüm göl alanı var. Kısacası Expo'yu gezmek için bir gün asla yetmiyor. Elbette gezerken acıkanlar da düşünülmüş, Expo içine restoranlar sokağı kurulmuş. İstanbul yalıları ile Antalya, Bodrum, Diyarbakır, Erzurum, Konya, Trabzon evlerinde farklı yörelerin lezzetleri sunuluyor.
KONSERLERİ DE KAÇIRMAYIN
Expo boyunca gerçekleşecek Sting, Deep Purple, Tarkan konserlerini artık duymayan kalmadı. Ama Leonardo Da Vinci sergisi ve Peter Marvey'in 'Magician Without Limits' gösterisi de mutlaka görülmeli.
DENİZ, GÜNEŞ, KUM VE YEMEK
Rixos Premium Belek'in 'her şey dahil' sistemi sizi yanıltmasın, zira yemekleri çok başarılı. Balık restoranındaki karidesleri en iyi balıkçılarda bile yemedim. Bu arada çocuklu aileler için havuzlu villalar ideal. Otelin içindeki a la carte restoranlar da her şey dahil sisteminin içinde.
Konu Antalya olunca 7 Mehmet'ten bahsetmemek olmaz. Bir akşam mutlaka uğranmalı. İster muhteşem kokorecinin, ister adını Sezen Aksu'dan alan pilavının tadına bakmak için. Ev usulü patates kızartmasını, bademli lagosunu, zeytinyağlılarını da es geçmeyin.
"Amma çok yedik" demeyin. Buraya kadar gelmişken serpme böreğini de mutlaka söyleyin. Tevik Usta serpme böreğin en doğru adresi.
Kanatçı Ali Usta da uğranması gereken lezzet duraklarından biri. Tahinle hazırlanan hibeşi sanrım her gün yiyebilirim.
Suşi isterseniz de istikamet Lara'daki Kaison Sushi... "Antalya'da ne suşisi?" demeyin, beni dinleyin ve mutlaka deneyin derim. Sonuç sizi şaşırtabilir.
KEŞİF NOKTASI: THE POPULİST
Bazı mekanlar vardır içeri adım attığınızda kendinizi yurtdışında hissedersiniz. Enerjisi, sinerjisi farklıdır. İşte geçtiğimiz haftalarda bunlardan birini keşfettim ve çok sevdim. Bomontiada içerisinde açılan The Populist'ten bahsediyorum. Hafta içi bir akşam gidiyoruz mekan oldukça dolu. Genelde öğrenciler ve yabancılar var. Ama biraz göz gezdirince bir iki tandık masa da göze çarpıyor. Mekan o kadar büyük ki nerede oturacağınıza karar vermekte zorlanıyorsunuz. Bu arada maç zamanları sık sık arayıp "Maçı nerede izlesem?" diyenler olur. İşte burada dev ekranlarda hemen hemen her bölümde maç yayını oluyor. Hatta biz gittiğimizde servis elemanları Milli Takım forması giyiyor. Masalara da küçük fikstürler konuyor. Dilerseniz çarpılar koyup maçlar için toto oynuyorsunuz. Gelelim yemeklere... Uzun süredir bu kadar kendimi kaybettiğim bir yer olmadı. Avokado ve salsa sos ile servis edilen nachos ile açılışı yaptık, tavuk kanatları, enginar soslu nachos, kalamar tava, cheeseburger ve kokoreç pizzayla devam ettik. Tatlı öncesi ısmarladığımız dana kaburga ise görülmeye değerdi. Fiyatlar uygun, mekan 'cool' diye nitelendirdiğimiz cinsten. Bomontiada'ya hali hazırda gitmediyseniz The Populist için gitmeye değer derim.