Bundan tam da bir yıl önce, bu köşede yıllarca moda alanında başarılı projelere imza atan Ece Gözen'in laboratuvar ortamındaki çalışmalarından bahsetmiştik. Ve bir yıl sonra Gözen'in bu çalışması meyvelerini vermeye başladı.
O zaman verdiği röportajda "Anladım ki benim hayalim sadece güzel koleksiyonlar yapıp, satmak değil. Dünya görüşümü aktarabildiğim Gozen Institute adını verdiğim bilimin, sanatın ve tasarımın sürdürülebilir bir Dünya için çalıştığı bir platform yaratmak istedim" diyen Gözen ile geçtiğimiz haftaya damga vuran ve tam da bu hayallerini gerçeğe dönüştürdüğü çalışmasının üzerine bir araya geldik...
* Geçtiğimiz hafta Gozen Institute tarafından geliştirilen organik materyal ve organik plastik malzemelerin tasarım ve sanatta vücut bulmuş halini gösterme şansı yakaladım.
* Geliştirdiğim malzemeleri fütüristik ve sportcouture tarzımla birleştirdim.
* Sonuç gerçekten dayanıklılık, esneklik anlamında çok başarılı oldu. Hatta gerçek derilerle normalde yapamayacağınız bazı tekstil uygulamalarını geliştirdiğim bio-deriler üzerinde yapabildim.
* Beni tüm bu tasarım süreci sonucunda en çok mutlu eden kısımlardan biri de materyallerin toprağa atıldığında toprağı, denizlere atıldığında ise denizdeki canlıları besleyerek doğanın döngüsüyle birleşen sürdürülebilir bir malzeme olması.
* Yaklaşık bir yıldır arge çalışmaları yapıyorum. Tekstildeki kullanım ve özel dikim formüllerinin organik materyal üzerinde işe yaraması, malzemenin geliştirilmesi anlamında da ciddi yol alındığını kanıtlıyor.
* Aralık ayından bu yana Nişantaşı'ndaki yerimizin tadilatındayız. Çalışmalar bitmek üzere. Gozen Institute'u n ana merkezi olarak konumlandırıyorum burayı.
* Burası bilimin, sanatın ve tasarımın birleştiği, tasarım bazlı bir doğa yerine doğa bazlı bir tasarım için çalışmalar yapan, yaşadığımız evreni daha multidisipliner yaklaşımlarla anlamaya çalıştığımız bir üs.