Uygur Özerk Bölgesi'nde 5 Temmuz'da başlayan ve yaklaşık 2 hafta süren olayların ardında Urumçi'deki ziyaretlerimizi ve gözlemlerimizi sürdürüyoruz. Dün yerel yetkililer yaşananların Çin Hanları ve Uygur Türkleri arasında gerginlik yaratmak amacı taşıyan koordineli saldırılar olduğunu söyledi. Etnik İşlerden Sorumlu Komisyon Başkan Yardımcısı Wu Şimin saldırıların ayrılıkçı ve aşırı dinci bir terör örgütü tarafından koordine edildiğini söyledi. İki etnik grubun birbirleriyle sorunu olmadığını ve olayların üç şer gücün (terörizm, ayrılıkçılık ve aşırı dincilik) oyunu olduğunu söyledi.
OPERASYONLAR SÜRÜYOR
197 kişinin öldüğü ve bin 700'e yakın kişinin yaralandığı olay öncesi siyah çarşaflı kadınların olay yeri etrafında dolaştığını belirtti. "Bu bölgedeki kadınlar siyah çarşaf giymez. Nasıl oluyor da olaylar öncesi ve sırasında aynı tip giysili kadınlar güvenlik kameralarına takılıyor. Bu bile olayların ardında bir terör örgütü olduğunun göstergesi" dedi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi Valisi Nur Bekri bizi kabul ediyor. Oturduğu yerin hemen arkasında dans eden Uygurların resmedildiği bir duvar halısı var. İlk sorumuz: "Urumçi'de her şey bu halıdaki gibi mi?" Valinin cevabı "Tabii ki!" oluyor. Vali Nurbekli'nin de uzun süren konuşmasının odağındaki isim yine Rabia Kader. Valiye göre olayların tüm sorumlusu Rabia Kader. Çin ordusu ve polisi hemen hemen her gece Uygur gettolarında yakalama operasyonları düzenliyor. Ancak şu ana kadar kaç kişinin götürüldüğü meçhul. Bu konuda Uygurların ağzını bıçak açmıyor.
Kalaşnikof gölgesinde habercilik
URUMÇİ'DE gazetecilik yapmak zor. Gitmek istediğimiz yerlere çoğunlukla "Güvenliğimiz için" izin verilmiyor. Sadece Çin enformasyon dairesinin belirlediği program çerçevesindeki yerleri görüyoruz. Urumçi'deki Devlet Televizyonu da o yerlerden biri. İçerisi televizyondan ziyade bir tekstil fabrikasını andırıyor. Tüm çalışanlar beyaz önlük giymiş. Haber servisinin hemen girişinde Kalaşnikoflu 3 asker bekliyor. Fotoğraf çekmemize izin verilmiyor. Camilere girmek istiyoruz ancak buna da izin alamıyoruz.