Lesser, konuyla ilgili makalesinde, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, İran'ın kısa ve orta menzilli füze programlarının kıtalararası balistik füze geliştirme niyetine oranla daha hızlı geliştiği tespitine vardığına işaret ederek, ''İran'ın giderek artan stratejik erişimi en başta Akdeniz, Güney Avrupa ve Körfez bölgesinde hissediliyor. NATO'nun güney müttefikleri, özellikle de Türkiye, korunmasız durumda. Yeni füze savunma mimarisi, bu kısa menzilli riskler üzerinde durmayı hedefliyor'' ifadesini kullandı.
Lesser, ''yeni düzenlemenin, başta Türkiye olmak üzere NATO'nun güney müttefiklerine daha gelişmiş bir koruma ve stratejik güvence sağlayacağı'' görüşünü dile getirdi.
''ABD'nin füze kalkanı projesinde yeni düzenlemeye gittiği bir dönemde, Türkiye'nin de ABD'den Patriot sistemleri satın almayı planladığına'' işaret eden Lesser, ''ABD ve NATO'nun, füze kalkanı projesine ilişkin yeni sistemin bazı ögelerinin Türkiye'de tesis edilmesi olasılığını araştırması gerektiğini'' belirtti.
Lesser, ABD'nin, yeni planları çerçevesinde Akdeniz'e kalkan teçhizatlı gemilerin konuşlandırılmasını ve bu adımı ''kıyıda konuşlanacak'' ilave bir ağın takip etmesini tasarladığını kaydederek, ''Türkiye'nin, gerek erken uyarı radarları gerekse enterseptörlerin yerleştirilmesi açısından bu yeni mimarinin bir parçası olmaya iyi bir aday konumunda bulunduğunu'' ifade etti.
''TÜRKİYE ÖNCÜ ROL OYNAYABİLİR''
Türkiye'nin İncirlik ya da bir başka yerde Amerikan radarları ve enterseptörlerine evsahipliği yapmasında ''NATO şapkasının'' gerekli olabileceği görüşünü dile getiren Lesser, bunun, ''siyasi kabul edilebilirliğe ilişkin ortaya çıkması kaçınılmaz zorlukların giderilmesi ve NATO'nun Türk kamuoyunda lekelenen güvenilirliğinin artırılmasına katkıda bulunacağı'' savundu. Lesser, ''Türkiye'nin, NATO ile birlikte, Doğu Akdeniz'de yeni füze ve hava savunma girişimlerinin hayata geçirilmesinde öncü rol oynayabileceğini'' belirtti.
''Washington ve Ankara'nın, füze savunma konusunu stratejik gündemlerinin en üst sırasına yerleştirmeleri için yolun açık olduğunu'' kaydeden Lesser, ''iyi yönetildiği takdirde, füze savunması konusunun ikili güvenlik işbirliğinin güçlü biçimde geliştirilmesi potansiyelini içinde barındırdığını'' ifade etti.
Türkiye'nin İran ve bu ülkenin nükleer programına ilişkin siyasetine de değinen Lesser, BM Güvenlik Konseyi'nde yeni yaptırımlara ilişkin baskılar oluşurken, Türkiye'nin bu konuda kısa dönemli kritik kararlarla yüzleşebileceğini kaydet