9 Nisan 2003'te ABD askerleri Bağdat'ta Saddam Hüseyin'in heykelini yıkmıştı. 15 yıl sonra yüz binlerce kişinin hayatına mal olan ve Ortadoğu'yu kaosa sürükleyen bu savaşın aslında yalanlar üzerine kurulduğu biliniyor.
Bush yönetimi uayrıları kulak ardı ederek Irak'a askeri müdahaleyi kaçınılmaz oalrak görüp Saddam'ı terörizm ve kitle imha silahlarını bir araya getirecek silmek istiyordu. İstihbarat bilgileri; kanıtların zayıf olduğunu Saddam'ın komşu ülkeleri tehdit etmediği gerçekleri unutarak Irak'a müdahale gerçekleştirdi.
17 Mart 2003'te İngiltere'nin Birleşmiş Milletler'deki temsilcisi Irak konusundaki diplomatik sürecin son bulduğunu açıkladı. Silah denetçileri ülkeden tahliye edildi. ABD Başkanı George Bush, Saddam Hüseyin ve oğullarına 48 saatte ülkeyi terketmezlerse savaş açılacağını söyledi.
Amerikan füzeleri sabaha karşı Bağdat'a düşmeye başladı. Saddam Hüseyin'i taşıyan bir konvoyu hedef aldığı belirtilen bu saldırı ABD öncülüğünde Saddam Hüseyin'i devrimeye yönelik operasyonun başlangıcıydı. Bunu takip eden günlerde Amerikalı ve İngiliz kara kuvvetleri ülkeye gündeyden girdi. ABD öncülüğündeki kuvvetlerin Bağdat'a ulaşması yaklaşık 1 ay sürdü.
BOMBARDIMANA UĞRAYAN BAĞDAT
9 Nisan 2003'te ABD güçleri Bağdat'ın merkezine doğru ilerlemeye başladı. Saddam Hüseyin'in kent üzerindeki denetimi çözüldü. Bunu izleyen günlerde Kürt savaşçılar ve Ameirkalı askerler kuzeydeki Kerkük ve Musul kentlerini aldılar. Başkentte ve diğer büyük kentlerde yaygın biçimde yağma olayları yaşandı. ABD eski Irak rejiminin üyelerinden yakalamayı istediği en önemli 55 ismi açıkladı. Bu isimler bir iskambil destesi haline getirilip askerlere dağıtıldı. Eski Başbakan yardımcısı Tarık Aziz gözaltına alındı.
Irak Savaşı başladıktan üç hafta sonra Saddam Hüseyin'in heykelinin devrildiği sahne insanlık tarihinin önemli anlarından biri olarak hafızalara kazınmıştı. 9 Nisan 2003'ten bu yana tam 15 yıl geçti ancak hâlen birçok soru işareti var. Mesela Saddam Hüseyin'in heykelinin devrilmesini takip eden kaosta Irak Savaşı'nda hayatını kaybeden Iraklıların sayısı hâlâ bilinmiyor.
Tahminler 150 bin ila 500 bin Iraklının yaşamını yitirdiği yönünde. Ancak bazı araştırmalar çok daha yüksek rakamlar ortaya koyuyor. Lancet isimli tıp yayını daha 2006 yılındaki 650 bin "ek ölüm"den bahsediyor. Bu rakama ulaşırken savaş şiddeti dışında altyapı ve sağlık sistemi tahribatı neticesinde yaşanan ölümler de göz önünde bulunduruldu.
"YENİDEN DİKMEK İSTERDİM"
Irak'ın başkenti Bağdat'ta ABD işgaliyle Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra meydanlarda kutlamalar yapıldı. Kutlamaya katılanlardan biri olan Iraklı Kadim Şerif Hasan el Jaburi, başkentin simgesi Saddam Hüseyin heykelini eline geçirdiği bir balyozla yıkmaya başladı. Jaburi, şimdi ise pişman, "Elimde olsa heykeli yeniden dikerdim ama öldürülmekten korkuyorum" diyor. BBC'ye konşan Jaburi, Saddam sonrası Irak'ın giderek daha kötüleştiğini söylüyor ve Irak savaşı için de "Bush ve Blair yalancı, eğer bir mücrim olsaydım onları kendi ellerimle öldürürdüm" diyor.
Mayıs ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Irak'ta ABD öncülüğünde kurulan idareyi destekleyen ve ekonomik yaptırımları kaldıran bir karar aldı. Irak'taki Amerikalı idareci Paul Bremer, Baas partisi ile eski yönetimin tüm kurumlarının lağvediliğini açıkladı.
Temmuz'da ise ABD idaresince atanan Geçici Yönetim Konseyi ilk kez toplandı. Amerikan kuvvetlerinin komutanı askerlerinin düşük yoğunluklu gerilla savaşı ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Saddam Hüseyin'in oğulları Uday ve Kusay Musul'da düzenlenen silahlı baskında öldürüldü.
"SAVAŞ YALANLAR ÜZERİNE KURULU"
Bilinen kesin bir şey var ki o da bu savaşın temelinin yalanlar üzerine kurulduğu. Irak Savaşı'yla ilgili toplumsal hafızaya kazınmış bir başka görüntü daha var. O da zamanın ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın BM Güvenlik Konseyi'nde 5 Şubat 2003 tarihinde yaptığı konuşma. Savaş başlamadan altı hafta önce Powell, küresel toplumu bu savaşa ikna etmek için 76 dakikalık bir konuşma yapmıştı. Konuşmasının ana fikri ise şuydu: Saddam Hüseyin, biyolojik ve kimyasal kitle imha silahlarına sahip; rejimi uluslararası terörizmi destekliyor ve nükleer silah üretmeye çalışıyor.
"Irak'a özgürlük operasyonu" adı verilen işgal, 20 Mart 2003'te ABD öncülüğünde İngiltere, Avustralya ve Polonya'nın da katılımıyla oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetleri'nin askeri harekâtıyla başlamıştı. Irak'ta sözü edilen kitle imha silahları hiç bulunamazken Irak işgalinin ülkede etnik ve mezhepsel bölünmeyi körüklediği, işgal neticesinde ortaya çıkan kaos nedeniyle yüz binlerce kişi hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın mülteci olarak yaşamak zorunda kaldığı kaydedildi. Irak'ın işgali resmen 15 Aralık 2011'de Irak'ta kalan ABD askerlerinin çekildiğinin açıklanmasıyla son bulmuştu.