Fransız Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yaşamak, inşa etmek, korumak: Şehirlerin sorunları" başlıklı konferansta bilim insanları İzmir'in şehrinin bitki florası, eski türler, yeni çeşitler, İzmir pazarlarında satılan, yenilebilir yabani bitkiler hakkında sunum yaptı. Fransız botonikçiler isi İzmir'de bitki gözlem evi kurulmasını gündeme getirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yunus Doğan, 2 yıl boyunca İzmir pazarlarında yaptığı araştırmalar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Doğan, kültürlerin ve azınlıkların yok olması ile beraber yemek türlerinde de eskiye göre bir azalma olduğunu söyledi, şöyle dedi: "İzmir pazarlarında yaptığım araştırmalarda, satılan sebzelerin yüzde 10'unun yenilebilir yabani bitkilerden oluştuğunu gördüm. Bu az gelebilir ama Türkiye oranına vurduğumuz zaman büyük bir rakam. Semizotu, kuşkonmaz, sarmaşık, arapsaçı, dereotu, şevket-i bostan, deniz börülcesi gibi, Ege mutfağında yer alan çoğu şeyler aslında yabani bitkidir ve son derece besleyicidirler" diye konuştu.
'ZEHİRLİ DEĞİL'
Yabani bitkilerin zehirli olduğu gibi toplumda bir algı olduğunu söyleyen Doğan, "Bu tamamen yanlıştır. Pazarlardaki yabani bitkiler zehirli değildir. Ancak, şehirde yaşayan yurttaşımız, dağda bilmediği, daha önce görmediği, tanıyamadığı bitkiyi yerse, o zaman zehirlenebilir" dedi. Fransız araştırmacılar Christel Vignau ve Audrey Tocco, Yabani bitkiler ile ilgili Tela Botanica isimli bir ağ oluşturduklarını belirtti. İzmirli araştırmacılara davette bulundu. İzmir'de çok sayıda yabani bitki olduğunu bildiğini söyleyen Tocco ise, "İzmirlilere çok büyük iş düşüyor. İzmir'de bazı üniversitelerin bu konuda bir çaba içinde olduğunu biliyorum. Bir bitki gözlem evi kurulması için çağrı yapıyorum. Yaptığınız araştırmaları bizimle internet sitemiz üzerinden paylaşabilir, işbirliği yapabiliriz" dedi.