İzmir'in toplu ulaşımda yaşadığı çileyi hepimiz biliyoruz.
Aktarmalı ulaşım sistemi, gencinden yaşlısına herkesi sıkıntıya soktu. Çok kısa mesafelere bile artık tek otobüsle gitmek mümkün değil. İki, üç araçla gidilen yerler çoğunlukta. Aktarma öyle söylendiği kadar kolay bir sistem değil. Düşünün yola çıkıyorsunuz. İlk otobüsü bekliyorsunuz, iniyorsunuz, ikinci, üçüncü otobüsü bekliyorsunuz. Bunun sıcak havası var, soğuk havası var. Yollardaki zaman kaybı da cabası.
Hele yaşlılar, hamileler, çocuklu aileler, engelliler, yollarda aktarma sırasında neler yaşıyor, hiç düşündünüz mü? Bunları sürekli dile getiriyoruz ama nedense sistemde ısrar ediliyor. Ancak daha ilginci de var. Tüm dünyada petrol fiyatları geriliyor. Ülkemizde de akaryakıt fiyatlarında ciddi bir düşüş sözkonusu.
Ancak bunun tam zıttı olarak İzmir'de otobüs bileti fiyatlarına zam yapılıyor. Hem de yüzde 9 ile 12 arasında bir zam. Rakam hiç de az değil. Tam bilet 2 lira 25 kuruşa, öğrenci bileti de 1 lira 10 kuruştan 1 lira 25 kuruşa yükseliyor. Bunu anlamak mümkün değil. Uşak Belediyesi'nin ise örnek bir kararla ulaşım ücretinde indirime gittiğini, gazetemizde okumuşsunuzdur. Sosyal belediyecilik anlayışının gereği de budur diye düşünüyorum. Zaten yollarda büyük sıkıntılar yaşayan İzmirlinin bir de ulaşıma bu kadar yüksek rakamlar ödemesi, reva değil. Ben Büyükşehir'den bu konudaki kararını gözden geçirmesini bekliyorum. Bir de İZSU konusu var.
Son aylarda İZSU'nun su sayaçlarını okumada istikrarsız bir görüntü sergilediğini görüyoruz. Her ay okunması gereken sayaçlar, 40-45 günde bir okunuyor. Bu durumda da kullanım belli bir seviyeyi aştığından faturalar katlanıyor.
Vatandaş faturaya bakınca, gözünü ovuşturup bir daha bakma gereği duyuyor. Bunun İZSU'daki eleman yetersizliğinden kaynaklandığı belirtiliyor. Ancak vatandaş, eleman eksikliğine değil, cebinden çıkan paraya bakar. Bir an önce sayaç okuma işinin de düzene oturtulması gerekiyor.