İnci Holding'in üçüncü kuşak temsilcisi Neşe Gök, hedeflerini, projelerini Egeli Sabah okuyucuları için anlattı. Yöneticilikte kadın olmanın zorluğunu çekmediğini belirten Neşe Gök, kendisini kadın olarak hiçbir zaman dezavantajlı görmediğini dile getirdi. Samimi ve sıcak bir sohbet içerisinde ile görüştüğümüz Neşe Gök, Yönetim Kurulu Başkanı olarak başına geçtiği İnci Holding'in vizyonunun 2023'te dünyada ilk binde olmak olduğunu ifade etti. İnci Vakfı ile de birçok eğitim projesine destek verdiklerini anlattı.
İnci Holding'in Türkiye ekonomisine ciddi anlamda katkısı olan bir holding olduğunu biliyoruz. Biraz holding yapısından bahsedebilir misiniz?
İnci Holding ağırlıklı olarak otomotiv yan sanayinde olan bir grup. Toplamda 9 şirket ve holding ile beraber 10 şirketten oluşuyoruz. Tüm şirketlerde 2 bin 400 çalışanımız var. Ağırlıklı olarak ihracat yapıyoruz. Ürünlerimizin yüzde 67'sini 80'den fazla ülkeye ihraç ediyoruz.
Holdingde üçüncü kuşaksınız. Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı devralırken heyecan oldu mu?
Biraz oldu tabi. Ama 20 yıldır bu şirketteyim. Dolayısıyla bildiğim insanlar ve yetiştiğim bir ortamdı. Yine de başkanlığın verdiği heyecan var.
Holding 1952 yılında Dedeniz Cevdet İnci tarafından kurulmuş. Aile size yönetici misyonunu yüklüyor muydu? Holding işleri ile ilgilenmek sizin tercihiniz miydi?
Çok küçükken anneme "Anne ben büyüyünce ne olayım?" diye sormuştum. Annem de "Mutlu ol, önemli olan o" demişti. Sonradan gördüm ki birinci kuşağın da, ikinci kuşağın da söylediği aslında mutlu olmamız.
1985'te İnci Vakfı kurulmuş. Biraz vakıftan bahsedebilir misiniz?
Cevdet İnci Vakfımız bizim çok gurur duyduğumuz bir vakfımız. Vakfı, teyzem, ikinci kuşaktan Şerife İnci Eren yönetiyor. Cevdet İnci Vakfı eğitim amaçlı çalışan bir vakıf. Özellikle İzmir ve Manisa'daki başarılı üniversite öğrencilerine ve çalışanlarımızın çocuklarına burs veriyoruz. Bunun dışında 2012'de kurduğumuz bir akademimiz var. İnci Akademi. Burada hem kendi şirketimizin çalışanlarına eğitim veriyoruz hem de dışarıdan iş dünyasının ihtiyaç duyduğu eğitimleri düzenliyoruz.
KONSER VERECEKLER
Son etkinliklerimizden biri "Barış için Müzik Vakfı" ile beraber yürüttüğümüz "Bir Nota, Bir Hayat" projesi. Bu çok heyecan duyduğumuz bir proje. Bornova Belediyesi Naldöken Kültür Merkezi'ni tahsis etti. Projede ilk defa bir müzik enstrümanıyla tanışan 70 çocuğumuz var. Onlardan oluşan bir senfoni orkestrası kuruyoruz. Amaçları bu sene konser verebilir hale gelebilmek. Çocuklarımız sonbaharda bir konser hedefliyorlar. Bu da bizi son derece mutlu eden bir çalışma.
Peki, Genç İnciler, Üniversitenin İncileri, Liderlik Akademisi gibi yürüttüğünüz çalışmalar var. Bunlardan biraz bahsedebilir misiniz? Bunlar İnci Akademi'nin içinde mi?
Bunların her biri ayrı çalışmalar. Üniversitenin İncileri programı 5 sene önce Ege Üniversitesi'nde okuyan bir gencimizin, kendi geliştirdiği projeyi bize anlatmasıyla başladı. Biz de projeye destek verdik. Hatta o gencimiz mezun olduktan sonra bizimle çalışmaya başladı. Üniversitenin İncileri programında seçilen üniversiteli gençler bizim marka elçilerimiz oluyor. Ağırlıklı olarak akü fabrikamızın 10 üniversiteden seçtiği gençler, bizde, bir hafta kamp görüyorlar. Biz bu gençlere, kampta liderlik, iletişim, takım çalışması, zaman yönetimi gibi konularda eğitim veriyoruz ve markamızı anlatıyoruz. Bizleri anlatıyoruz. Daha sonra bu gençler, üniversitelerinde gerçekleştirdiğimiz kariyer günleri etkinliklerimizde bize mihmandarlık yapıyor. Genç İnci programımız ise birçok kurumda olan MT programının 'İncice'si. Biz onlara Genç İnciler diyoruz. Üniversiteden yeni mezun olmuş ya da maksimum iki yıl tecrübeli olan gençlerimizden yaklaşık 10 kişiyi bünyemize alıyoruz. 6 aylık eğitimin ardından kadroyla devam ediyorlar.
Cevdet İnci Teşvik Ödülleriniz var. Biraz Cevdet İnci teşvik ödüllerinden bahsedebilir misiniz?
Cevdet İnci Teşvik Ödüllerimiz bizim grubumuz içinde yaptığımız bir uygulama. Her sene grubumuzdaki her şirket üçer projeyle bu yarışmaya başvuruyor. 10 kişilik jüri oluşturuyoruz. Üniversitelerden, KALDER'den jüri üyelerimiz oluyor. Daha sonra bu projeleri değerlendirip birinci, ikinci ve üçüncüyü belirliyoruz. Amaç burada verimlilik projelerin hepsini destekliyor olmak.
Sosyal sorumluluk ve çevre çalışmalarınız var. "Kömürün isi, sabunun misi" projeniz var örneğin...
O proje, yine vakfımızın bir projesi olarak gerçekleşti. Soma'daki kazanın ardından, oradaki kadınların başka bir gelirinin olmayışından yola çıktık. Soma'nın Yırca Köyü'nde bir grup kadına kokulu taş ve kokulu sabun yapmayı öğrettik. Sonra bunların satışı için ön ayak olduk. O gün bugündür de üretiyorlar. Satışında biz de destek oluyoruz. Hala çalışmaya devam ediyorlar.
Neşe Gök olarak İnci Holding'deki hedefleriniz nelerdir?
Aslında Neşe Gök olarak değil, bizim İnci Holding olarak bir stratejimiz var. 2023'te dünyada ilk binde olmak gibi bir vizyonumuz var. Oluşturduğumuz stratejilerimiz var. Dolayısıyla holdingin stratejileri benim de stratejilerim oluyor. Bu yolda çalışmaya devam ediyoruz.
KÜÇÜKKEN POSTA TAŞIRDIM
Kurucunuz, dedeniz Cevdet İnci ile ilgili aklınızda kalan hatıranız var mı?
Büyükbabam açısından yaz tatillerini öyle tatilde falan geçirmek mümkün değildi. Ona göre çocuk dediğin yaz tatilinde gelir işin bir ucundan tutar. Zaten annem de çalıştığı için yaz tatilinde genellikle ofiste olurdum. Akşamları bazen koltukta kıvrılıp uyumuşluğum vardır. Arada da bana iş verirlerdi. O zamanlar posta gelirdi her gün. Bana görev verirlerdi. "Git bu mektubu teyzene götür" derlerdi. Faks gelirdi. "Hadi bunu muhasebeye götür" derlerdi. Faksı muhasebeye götürürdüm. 5 yaşında elimde mektup, faks... Bir heves onları taşırdım. Çok küçükken olan şeyler.
?KERESTECİLİK YAPTIM
Kadın yöneticisiniz. Türkiye'de kadın yönetici olmak nasıl bir şey?
İzmir'de kadın yönetici olmak
belki Türkiye'de kadın yönetici
olmaktan daha kolay olabilir.
Ben İzmir'de kadın yönetici
oldum ve hep kadın yöneticilerle
dolu bir ailede büyüdüm.
O yüzden bu durum dışında
bir alternatif görmedim.
Annem kendimi bildim bileli
hep çalıştı. Teyzelerim kendimi
bildim bileli çalıştı. Dolayısıyla
hayatımda kadınım
diye bir çalışmama alternatifim
olmadı. Belki o yüzden
de kadın yönetici olmanın bir
zorluğunu yaşamadım. Dört
taneden sonra beşinci kadın
başkanım. Dolayısıyla bizde
alışık herkes.
Çünkü biz otomotiv yan sanayi
olarak çok erkek egemen
bir sektörün içindeyiz.
Doğal olarak çok az sayıda
varız. Belki bir tekstil sektöründe,
bir turizm sektöründe
kadın yönetici daha fazla olabilir
ama bu alanda gittiğimiz
yerlerde genelde tek oluyoruz.
Böyle bildik, böyle alıştık.
Hatta benim bir kerestecilik
dönemim vardır. Kerestecilik
yapmıştım. İki yıl boyunca
tomruk ihalelerine giden benden
başka hiçbir kadın görmedim.
Bu anlamda genç kadınlara ne tavsiye edersiniz? Bu konuda şunu söylemek
isterim. Özellikle İzmir'deki
üniversitelerden konuşmacı
olarak çok davet alıyoruz.
Mutlaka davetlere katılmaya
çalışıyorum. Çünkü bizim
bir misyonumuz da örnek
olmak. Yaptığım konuşmalarda
gençlere tavsiyelerde
bulunuyorum. Bir kere kadınlara,
genç kızlarımıza çalışmalarını
tavsiye ediyorum.
"Mutlaka ve mutlaka çalışmalısınız"
diyorum. Şirketlerde
güven ortamının olduğu yerlerde
çalışmayı tercih etmelerini
söylüyorum. Özellikle
kariyerin ilk aşamalarında bu
çok önemli bulduğum bir şey.
Ondan sonra proaktif olmaları
gerektiğini, hayatlarını kendilerinin
yönlendirmesini, başkasının
yönlendirdiği hayatta
seyirci değil, kendi hayatlarının
oyuncusu olmalarını tavsiye
ediyorum.
Bir oğlunuz var. İş hayatında oldukça yoğunsunuz. Annelik nasıl gidiyor bu yoğunluk içerisinde? Şikayet ediyor mu yoğunluğunuzdan? Zamane çocukları bizden
yoğun.(gülerek) Onun ajandası
benimkinden yoğun. Yer
bulmak çok zor. Ama başkan
olmadan önce ciddi bir konuşma
yaptım onunla. "Bak"
dedim. "Başkan oluyorum.
"Bazen şikayet ediyor. "Ama
başkan annen var senin" diyorum.
Eşim de işimi çok destekliyor.
Zaten desteklemeyen
bir eşin olması halinde
böyle bir görevi sürdürmek
zor. O da sonuna kadar bana
destekçi, sağolsun.