Grandmedical Manisaspor, tarihinin en zorlu döneminden geçiyor. Özellikle sezon başından bu yana yaşanan sorunlar, bardağı da taşırdı, sabırları da.
Sezona zaten sancılı girmişler, bir yandan ekonomik sorunlar, bir yandan puan silme cezaları ile takım daha sezon başında dibe vurmuştu.
Sait Karafırtınalar ile başladıkları sezonda işler iyi gitmeyince önce Sait hoca, sonra
Fatih Tekke, en son olarak ta
Taner Taşkın bıraktılar görevi. Tüm bunlar yaşanırken taraftarın da takıma sırtını dönmesi ile yapayalnız kalmıştı çocuklar. Oysa kayyum atanan Samsunspor ve kayyumun eşiğinden dönen Eskişehirspor da dibe vurmuşlardı ama sadece iç saha maçlarında değil, deplasmanlarda bile onları sahiplenen taraftarları varken, Manisaspor'lu oyuncular boş tribünler önünde acı çekiyorlardı. Bir futbol kenti olan Manisa'da yaşananlar , futbola ve takıma olan bu küskünlük ve öfke anlaşılır gibi değildi. Sait hoca başta olmak üzere, sonradan gelen Fatih hoca ve özellikle Taner hoca da ve tabii ki sahaya çıkanlar da aslanlar gibi mücadele etmişlerdi ama Manisasporlular bu onurlu yürüyüşü görmezden gelmiş ve adeta
"düşenin dostu olmaz" dercesine kopmuşlardı takımlarından. Gelinen noktada, "ah Manisa, vah Manisa" diye haykırmanın bir anlamı yok artık.