Ligin zirvesindeki takımların puan kaybetmeleri, Altınordu ve Ümraniyespor'un iştahını kabartmıştı. Son 5 haftalık performansları da açıkçası parmak ısırtıyordu. Nitekim ilk düdükle birlikte, bu başarılarının rastlantı değil alın teri koktuğu sergiledikleri mücadele ile perçinleniyordu. Altınordu, sağdan Murat ve Kerim ile etkili bindirmeler yapıyor ancak ceza alanında golle sonlandıramıyorlardı bu hücum zenginliklerini. Ev sahibi Ümraniyespor ise Altınordu'nun çok koşan ve alan kapatan orta alanı karşısında, ceza alanına girmekte zorlanıyor ve mecburen duran toplara ve uzaktan şutlara
mahkum oynuyordu. İlk yarı bittiğinde pozisyonları vardı ama golleri yoktu. İkinci yarıda ise ilk yarının aksine geriye çekilip topu ve oyunu rakibe veren bir Altınordu vardı sahada. Buna rağmen ev sahibinin uzaktan attığı ve Erce'nin peş peşe kurtardığı şutlar dışında olgun atakları yoktu. Akıllı savunması ile ayakta kalan Altınordu uzatma dakikalarında önce Atakan sonra da Sinan ile maçın en önemli fırsatını kullanamıyor ama hiç de yabana atılmayacak 1 puanla dönüyordu İstanbul deplasmanından. Dahası, son 6 haftalık yenilmezlik serisini tam 12 puanla taçlandırmanın da sevinci vardı ama bugün toprağa verecekleri Salih Baba'nın üzüntüsü de
yürekleri yakıyordu. Ah, Salih baba, maçtan önce adına açılan pankartları keşke
yaşasaydın ve görseydin.