Akademik kariyerine devam eden öğrenciler üniversitelerin açılış tarihini merak ediyor. YKS sonuçlarının ardından üniversitede eğitim görmek isteyen öğrenciler gözlerini YÖK'ten gelecek açıklamaya çevrildi. Lisans ve önlisans eğitimlerini fakültelerde gören öğrenciler normal şartlarda eylül ayında okula gidiyorlardı. Yükseköğretim Kurulu YÖK tarafından yapılacak olan açıklamayla birlikte üniversite açılış tarihi netlik kazanmış olacak. Peki Üniversiteler ne zaman açılacak, YÖK'ten açıklama geldi mi? 2020-2021 eğitim yılında üniversiteler açılacak mı?
Eğitimlerine devam eden milyonlarca üniversite öğrencisi üniversiteler ne zaman açılacak sorusuna yanıt arıyor. Yükseköğretim Kurulu YÖK'ten üniversitelerin açılış tarihine ilişkin net bilgi bekleniyor. Konuya yönelik araştırmalar sürerken henüz üniversitelerin açılma tarihi netlik kazanmadı.
Üniversitelerin açılış tarihi henüz belli olmadı. YÖK'ten açıklama gelince haberimizde yer alacaktır.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede "yeni normal" dönemde, yükseköğretim sistemini yarınlara, üniversiteleri küresel değişim ve yeni döneme hazırlayabilmek, uluslararası rekabete sokabilmek için bazı yenilikçi düzenlemeler yaptıklarını belirtti.
Mevzuata göre üniversitelerin, örgün programlarında yer alan derslerin yüzde 30'una kadarını uzaktan öğretim yoluyla verebildiğine dikkati çeken Saraç, buna rağmen bu orana yaklaşan üniversitenin bulunmadığını dile getirdi.
Saraç, bu durumun, dijital imkanların kullanılması yolunda güçlü iradeye sahip kurumların bile yönlendirme, destek ve teşviğe ihtiyaç duyduğunu gösterdiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu çerçevede yükseköğretim kurumlarımızı, önümüzdeki süreçlere hazırlayabilmek, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla ders vermelerine ilişkin çalışmalarını ve hazırlıklarını desteklemek amacıyla yükseköğretim kurumlarında uzaktan öğretim yoluyla ders verilmesi konusunda önemli kararlar alınmıştır. Buna göre, ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyindeki örgün programlarda uzaktan öğretim yoluyla verilebilecek ders oranı yüzde 40'a yükseltildi. Böylelikle dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan karma öğretim modeline diledikleri takdirde üniversitelerimiz de geçebilecek."
Rehberde, dinamik bir süreç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, üniversitelerin ilgili kurullarınca salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar özelinde planlama yapılması gerektiğine işaret edildi. Salgının kontrol altında olduğu bir ilde yapılacak birebir pilotaj eğitimi ile vaka sayısının artma eğiliminde olduğu bir ilde Kovid-19 hastalarını takip eden bir klinikte yapılacak staj eğitimleri için alınacak önlemlerin farklı olacağı da rehberde vurgulandı. Eğitim ve öğretim yılının farklı aylarında, yine salgının seyrine göre alınan önlemlerin de çeşitleneceğine işaret edilen rehberde, ekimde uygulamalı eğitimlere devam eden bir programın, salgının yerel seyrine göre kasımda çevrim içi uygulamaya geçmek zorunda kalabileceği belirtildi.
Kılavuzun olası senaryolara göre genel bir çerçevede çizdiği ifade edilen rehberde, salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar için yapılacak uygulamalara yönelik hususlarda yetkinin üniversitelerin ilgili kurullarına bırakıldığı bildirildi. Salgın süresince devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının yanı sıra yerel otoritelerin kararlarının takip edilmesi ve buna göre uygulamalarda değişikliğe gidilmesi gerektiğinin de açık olduğu vurgulanan rehberde, üniversitelerin koronavirüs komisyonları ve ilgili diğer kurul ve komisyonları marifetiyle genel planlamalar yapabileceği gibi alternatif planlar da hazırlayarak gerektiğinde uygulamaya koyabileceği belirtildi.
Rehberde, uzaktan öğretim uygulamalarıyla ilgili, 'yeni normal' süreci ve devamında uzaktan öğretimin mümkün olduğunca çerçevesi çizilmiş ve yapılandırılmış bir uzaktan öğretim olması gerektiğine işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Salgının etkinliğinin azalmakla birlikte devam ettiği yeni normal süreçte harmanlanmış (karma) öğrenme uygulamalarına yer verilebilir. Böylece öğrenci sayısı ve fiziki altyapıya göre, sınıflara belli sayıda öğrenci kabul edilip, aynı anda çevrimiçi uygulamayla da sınıfın kalanının derse katılması sağlanabilir. Öğretim elemanı kapasitesi değerlendirilerek sınıfların gruplara bölünmesi suretiyle aynı ders birden fazla grupta da anlatılabilir. Yüz yüze yürütülen dersleri desteklemek üzere sınıf içi eğitimin yanı sıra çevrimiçi uygulamalar da gerçekleştirilebilir. Yüz yüze yürütülen derslerde sınıf içi eğitimlerin yanı sıra bazı etkinlikler (ders notu paylaşımı, makale yazdırma/ödev, alıştırma ve kaynak paylaşımı gibi) belirli haftalarda ya da her hafta belirli oranlarda uzaktan öğretim uygulamalarıyla desteklenerek ÖYS (Öğretim Yönetim Sistemi) ve canlı ders sistemleri üzerinden yürütülebilir. Önceden ders materyallerinin sisteme yüklenerek öğrencinin kullanımına açılması ve sınıf içi eğitim sürelerinin daha etkin kullanımına dayalı tersyüz uygulama benzeri çevrimiçi destekli yöntemlerle hem öğrencilerin derse hazırlanması hem de sınıf içi yüz yüze veya eş zamanlı çevrim içi dersler için zamanın etkin kullanılması sağlanabilir. Dersler sırasında zaman problemi nedeniyle derinlemesine ele alınamayan konular bu şekilde daha kapsamlı ve nitelikli işlenebilir. Gerektiğinde günlük rutin mesai dışı saatler ve hafta sonu da yüz yüze uygulamalar için değerlendirilebilir. Salgının bölgesel ve yerel seyri, ilgili örgün programdaki öğrenci sayısı ve altyapı imkânları göz önünde bulundurularak üniversitelerimiz, ilgili programların teorik eğitimlerini vermeye ve uygulamalı eğitimlerini desteklemeye yönelik uzaktan öğretim süreçlerini planlamalı.
Yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından verilecek kararla, öğrencinin alması gereken toplam ders sayısının yüzde 40'ına kadarının uzaktan öğretimle verilebileceği hatırlatılan rehberde, uzaktan öğretimle yürütülecek derslerin, mümkün olduğunca 2020-2021 eğitim öğretim yılında ve özellikle ilk dönemde yoğun verilmesi önerildi. Rehberde, uzaktan öğretimi, süreğen hastalığı bulunan ve engelli öğrencilere mümkün olduğunca erişilebilir kılmak için gerekli tedbirlerin de alınması istendi ve buna yönelik öneriler yer aldı.
YÖK, koronavirüs salgınına yönelik bugüne kadar birçok tedbir aldı. 2019-2020 eğitim öğretim yılı bahar döneminde eğitim ve öğretim süreçlerinin kesintiye uğramaması ve bu sürecin en az hasarla aşılması için çevrim içi eğitime geçildi ve uzaktan eğitimle ilgili bazı mevzuat değişiklikleri yapıldı. 'YÖK Dersleri' adı verilen bir arayüzle üniversitelerin dijital ders malzemeleri açık erişime açıldı. Uygulamalı eğitimler, stajlar, iş yerinde mesleki eğitim gibi konularda da salgının seyrine göre kararlar alınarak üniversitelere iletildi. Türk yükseköğretimi, bütün alanlarda mümkün olan önlemleri alıp, dinamik ve çevik yönetim anlayışıyla süreçleri yöneterek hızlı uyum kabiliyeti bulunduğunu da ortaya koydu.
Üniversitelerin açılıp açılmayacağına ilişkin başta YÖK olmak üzere diğer yetkili isimlerden açıklama bekleniyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Eylül ayında üniversitelerin açılacağı tahmin ediliyor.