Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Geliştirme kazığı

İçime bir kurt düştü... Kafasız ve beceriksiz biri miyim? Alçakgönüllülük numarası yapmıyorum. Şapşalın teki olmadığımın farkındayım. O uğraşlara vakit ayırabildiğim yıllarda iyi satranç oynar, yelken yarışlarında dereceye girer, avda attığımı vururdum. Uçak ve planör kullanmasını bilirim. Ama otomobilimin radyosundaki düğme kalabalığının ne işe yaradığını, karmakarışık işaretlerin ne anlama geldiğini sökemiyorum. Müziğin en keyifli yerini dinlerken, haberin en önemli noktasına gelinmişken susuveriyor radyo. Ekranında "Tasarruf Modu" diye bir laf görünüyor. Motor durdurulup yeniden çalıştırılmadıkça o 'moddan' çıkmıyor Allah'ın cezası. Nasıl çıkarılacağına ilişkin en küçük bir ipucuna da kullanma rehberinde rastlanmıyor. Bilgisayarlar ayrı bir muamma deryası. Benimki geçenlerde kendini emekli ediverdi. Taksitle yenisini aldım. (Üç çocuk yetiştiriyoruz.) Alırken, "Ben bunu daktilo gibi kullanıyorum, basit bir şey olsun," dedim. Basiti yokmuş. Huyunun suyunun içinden çıkılmıyor. Rehber kitapçığına bakmaktan alınan tek sonuç, sinirden saç dikilmesi. Yazılanların tek satırına akıl erdirmek için ileri derecede elektronik mühendisliği eğitimi şart. En onur kırıcı durum, yardımı rica edilince 12 yaşındaki oğlumun bilmeceyi çözebilmesi. "Ulan sen bunu nereden öğrendin?" sorusuna yanıtı hep aynı: "Bir yerden öğrenmedim. Kullandıkça anlaşılıyor." Kullanmak dediği, abuk sabuk oyunlar oynayarak ekran başında saatler geçirmek. Yani o bağımlılık kervanına katılmadıkça sorunun çözümü yok! Sezdiğim gerçek şu: Cihaz yapımcılarının amacı tüketicileri hoşnut etmek değil, gitgide daha 'gelişmiş' ve daha pahalı mal satmak. Gelişmişlik de karmaşıklık biçimini alıyor. Böyle düşünmek kendi aklım ve yeteneğim konusundaki kuşkularımı hafifletirken, bir ajans haberinden de takviye aldım. Cep telefonunu icat eden Martin Cooper bir konferansta "Bugünkü telefonlar bana çok karmaşık geliyor," demiş. Şimdi içim rahat etti. Ben şapşal değilim; cihaz yapımcıları çok hinoğu hin!

İŞLEV ÇOKLUĞU İŞLEVSİZLİKTİR
Bir şey daha söylemiş Cooper: "Çok işlevli cihazlar geliştiriliyor. Öyleleri hiçbir şeyi tam düzgün yapamıyor. Gelecek, tek işleve adanmış özel araçlarda." Çok doğru. Geçen gün bir haber bülteninde uçabilen ve suda yüzebilen otomobil üretileceği müjdelendi. Gösterilen prototip bir ucubeydi bence. Kanatları katlansa da yolda biçimsiz, tekerlekleri gövdeye çekilse de suda hantal. Ne iyi uçar, ne iyi yüzer. Hem ne gerek var kuzum? Uçacaksan uçağa, suda gideceksen motora binersin. Hepsini arabayla yapmak şart mı? Fotoğraf çeken, kaset çalan, radyo dinleten, televizyon yayını izlettiren, yazı yazdıran, neredeyse sahibinin sırtını da kaşıyacak olan telefonlar aynı kategoride. Hiçbirini tam iyi yapamaz. Hem mühendis, hem avukat, hem doktor geçinen bir insana o alanlardan herhangi birinde güvenir misiniz? Bunu söyleyince aklıma kendi uğraşımızdaki durum da geliverdi. Ülkemizde her alanın uzmanı gibi boyuna ahkâm kesen yorumcudan geçilmiyor. Kaçına güveniyorsunuz?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA