Çin'de artan HIV virüs vakalarını azaltmaya yönelik bilimsel çalışma için ABD hükümetinin ayırdığı 2.6 milyon dolarlık fon Amerikalıları isyan ettirdi. Projeyi üstlenen ABD Ulusal Sağlık Kuruluşu'nun amacı, Çinli hayat kadınlarının çalıştıkları sırada daha az alkol almaları ve alkol bağımlığından kurtulmalarını sağlayarak korunmasız ilişkiye girmelerini önlemek. Krizde böyle bir kaynağın Çin'de yapılacak araştırma için kullanılmasına tepki gösteren ABD'liler, bloglarda hükümete ateş püskürüyor. İnternet sitelerinde en çok dile getirilen ortak tepkilerin başında ise ödenen vergilerin Çinli hayat kadınlarına gideceği yönündeki eleştiriler geliyor. BM'ye göre 10 milyon hayat kadının bulunduğu Çin'de 700 bin HIV (AIDS) taşıyıcısı bulunuyor. ABD'li kuruluş, 5 yıl süreyle 100 genelevde 700 hayat kadını üzerinde çalışma yapacak.
PROJE 5 YIL SÜRECEK
Wayne State University Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Xiaoming Li'nin öncülüğünde toplanacak verilerin diğer Asya ve Afrika ülkelerindeki AIDS vakalarının önlenmesine de katkıda bulunacağı belirtildi. Hayat kadınlarının alkol alımında kendilerini kontrol etmeleri ve bağımlılıktan kurtulmaları yönünde detaylı bir araştırma yapacaklarını dile getiren Dr. Li, "Amacımız dünyada yayılan HIV virüsü vakaları hakkında veriler toplayarak riski en aza indirme yönünde sonuçlar elde etmek. Üzerinde odaklandığımız ana çalışma konusu alkol kullanımının cinsel davranışlar üzerindeki etkisi ve arasındaki bağlantı" dedi.
Arjantin'e de riskli cinsel davranış fonu
ABD Ulusal Sağlık Kurumu Arlantin'de yapacağı bir diğer proje için de 400 bin dolarlık bütçe ayırdı. Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te gerçekleştirilecek araştırma konusu 'alkol ve riskli cinsel davranışlar'. Asya ülkeleri yanında Latin Amerika'daki HIV virüsü konusunda da veri toplayan ABD Ulusal Sağlık Kurumu yetkilileri aynı zamanda bölge insanına bu konuda verilecek eğitim çalışmalarını da hızlandıracak.
'ABD'nin geleceği parlak değil'
ABD'Lİ ünlü yatırım danışmanı Marc Faber, iyileşmenin piyasaların tamamen kayıplardan kurtulması ile sağlanacağını, bu sürecin gerçekleşmemesi halinde kapitalizmin sonunun geleceğini savundu. 1987'de yaşanan 'kara pazartesi'yi doğru tahmin ettiği için ismi 'Dr. Kıyamet'e çıkan Faber, ABD Merkez Bankası'nın kriz dönemindeki uygulamalarını da eleştirdi. Faber, bankaların süratle para basmasının uzun dönem stratejilerde yaşam koşullarını ve alımları olumsuz etkileyeceği belirtti.
