Ekim 2009'da Türkiye'ye IMF-Dünya Bankası toplantıları için gelen yabancı bankacıların en önemli gündem maddelerinden biri de faaliyette bulundukları bazı gelişmekte olan ülkelerden çıkmak zorunda kalabilecekleriydi. Batılı bankacılar, bankacılık sistemine karşı 'aşırı sıkı' düzenlemelere gidilmesi durumunda bu sürecin daha da hızlı olacağını vurguluyordu. Konuyu en çok seslendiren Deutsche Bank CEO'su Josef Ackermann olmuştu. O günlerde Türkiye'de aynı konuyu gündeme getiren isim ise İş Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince olmuştu. Zaman, Ersin Özince'yi haklı çıkardı. "Hangi bankalar Türkiye'den çıkar?" sorusu yılın en önemli sorularından biri olarak gündemin ilk sıralarında. Özince'ye göre, küresel kriz öncesinde bankacılık sektöründe başlayan konsolidasyon süreci, küresel kriz sonrasında daha da sertleşecek. Özince, "Şimdi kriz öncesindeki konsolidasyonun çok daha şiddetlendiğini göreceğiz. Bu hem bankacılık sektöründe hem de reel sektörde görülecek. Yabancı bankacıların Türkiye'ye ilgisi ise sürekli olacak" dedi.
TÜRKİYE'DE DEĞİŞİKLİK GÖRÜRÜZ
Küresel ölçekte bankacılık sisteminde değişimin devam edeceğini öngören Özince, bunun Türk bankacılık sistemini de etkilemeye devam edeceğini belirterek şöyle konuştu: "Sistemin yapısı, hissedarlar değişebilir. Avrupa'da yeni ve daha güçlü yapılar kurulacak. Dünyanın en büyük devletlerinin hükümetleri bile bankalara yaptığı katkıları borsada satmaya devam ediyor. Yani banka sahiplikleri de değişmeye devam ediyor. Bunlar tabii onların uluslararası stratejilerinde de değişikliğe sebep olacak: Dolayısıyla Türkiye'de değişiklikler görebiliriz. Fakat Türk bankalarının politikalarının bundan çok etkileneceğini düşünmüyorum. Artık güçlü bir bankacılık sermaye yapısı oluştu. Ve her zaman bankaların arkasında güçlü stratejik sermaye olmaya devam edecek. Ama meraklanmayı, hiçbir bankamız sahipsiz kalmaz. Çünkü Türkiye'de bankacılık sağlam verimli iyi yapılıyor"
'ÇIKIŞTA İSTİHDAMA BAKILMALI'
Özince son aylarda artışa geçen enflasyonun ardından gündeme gelen çıkış stratejilerini de değerlendirdi. " Bir ekonomi, üretim, istihdam ve dış dengenin olumlu olması ile ölçülür. Türkiye'nin bunlara ihtiyacı vardır. Çıkış stratejileri de mutlaka bu konular dikkate alınarak hazırlanmalı... Türkiye ne kadar mükemmel olursa olsun, üretimi teşvik eden, istihdamı teşvik eden stratejiler başarılı olmuyorsa gerisi çok da önemli değildir" dedi.