Mısır'da Mübarek rejimini 18 günde deviren Tahrir Meydanı artık bir sembol ve turistik merkez. Ülkeye giden turistler Tahrir'e uğramadan dönmüyor. Ancak meydana ulaşmak pek kolay değil. Kahire trafiğini aşmak saatler alabilir ve meydan sizde biraz hayal kırıklığı yaratabilir. Yüzlerce kişi hâlâ buradaki etrafı çöp yığınları ile çevrili derme çatma çadırlarda yaşıyor. Milyonları toplasa da sanılanın aksine büyük değil. Sadece 74 bin metrekare. Taksim Meydanı'nın bir buçuk katı diyebiliriz. Meydanda 24 saat hayat var.
ORDU EKONOMİSİ
Protestocular, ellerindeki bilgisayarlarla ayaklanmaları organize ediyor. Mübarek'in yönetimden çekilmesinin ardından bir buçuk yıl geçmiş olsa da 15 gün önce yine bir milyon kişi ordunun ve Anayasa Mahkemesi'nin parlamento kararlarını protesto etti. Tahrir Meydanı'na Zamalek bölgesinden 2 saati aşan bir süreden sonra ulaştık. Meydanı terk etmeyenlere sormak istediğimiz çok soru var. İlki "Neden hala buradasınız?" Aldığımız cevaplar devrimin perde arkasına ilişkin önemli ipuçları veriyor. "İşin ucunu sağlam tutmak zorundayız" diyen üniversite öğrencisi Mohammed Ali El Ekber, "Elde edilen birikimlerin kaybedilme korkusu çok yüksek" şeklinde durumu özetliyor. Ekber "Mübarek aslında bir figürdü. Ordu hâlâ Mısır'ın tüm kademelerinde etkin. Hatta ülkedeki bütün fırınları, benzin istasyonlarını ve marketleri ordu işletiyor. Mısır'da market, kasap ve fırın açmak için devletten 10 yıldır izin bekleyen binlerce kişi var. Fakir halkı yönetmek kolay olduğu için bunu yaptılar" sözleriyle devrimin gerekçesini anlatıyor.
TÜRKLER MISIR DİZİLERİ İZLERDİ
Çadırdakilerle
görüşürken 60 yaşındaki biri araya giriyor. Türkiye'den geldiğimizi öğrenince ilginç bir benzetme yapıyor: "Siz hatırlamazsınız 1960'larda Türkler Mısır dizileri izlerdi. Ekonomik olarak sizden ilerdeydik. Ancak şimdi herkes Türk dizisi izliyor. Ekonomimiz tamamen çökmüş durumda. İşte isyan bundan çıktı. Bizi fakirliğe sürüklediler. Onurumuzla oynadılar. Bunun hesabını soruyoruz."
MURSİ BAYRAĞI YETERLİ
Peki
"Bugün durum ne, isteyen herkes işyeri açabiliyor mu?" diye soruyorum. Cevap oldukça ilginç: "Mısır'da memurlar günde 2 saatten fazla çalışmaz. Yeni hükümet de hâlâ kurulamadı. Ancak o sorun çözüldü. Çünkü kimse izin almıyor. Mohammed Mursi'nin bayrağını asan herkes işyerini açıyor. Zaten bunu sokaklarda rahatlıkla görebilirsiniz."
ANADOLU KAPLANI TEZ KONUSU
Kahire'de
görüştüğümüz işadamı ve akademisyen kimliği taşıyan Dr. Abbas M. Jelal'e Tahrir izlenimlerini sorma fırsatı buldum. Jelal, devrimin arkasında ekonomik gelişmelerin önemli rol oynadığını anlattı. Mısır'daki şirketlerin ordunun kontrolünde olduğunu ifade eden Jelal, "Sivil görünen şirketlerin yönetim kurulunda da emekli general ve emekli polisler yer alıyor" diyor. Jelal, bölgenin en büyük şirketlerinin de yabancı ailelere ait olduğunu söyleyerek, şunların altını çiziyor: "Bu aileler sermayeyi dışarı taşıdı. Ordu ise milyon dolarlık inşaat projeleri gerçekleştiriyor, tatil merkezleri işletiyor. Mısırlılar ekonominin çarklarının dönmemesini orduya bağlıyor. Türkiye'nin Anadolu'dan çıkan şirketlerini inceliyoruz. Anadolu Kaplanı dediğiniz sistem Mısır'da tez konusu oldu, derslerde okutuldu. Müslüman Kardeşler El-Nahda ya da Rönesans adı da verilen detaylı bir program geliştiriyor. Burada Türkiye, Malezya, Brezilya gibi ülkelerin gelişim süreçleri rol model alındı."