Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekmek fiyatlarında zaman zaman yaşanan artışlarda hep uncuların öne sürüldüğünü kaydederek, bir ekmek fiyatındaki unun maliyetinin yüzde 32 civarında olduğunu söyledi.
Ekmek fiyatının geriye kalan 3'te 2'sinin diğer giderlerden kaynaklandığını dile getiren Ulusoy, halk ekmeklerin piyasada ucuza satılmasının nedeninin de bu olduğunu, büyük makinelerle üretim yapıldığı için ucuza satılabildiğini anlattı.
Ulusoy, Türkiye'de şu anda tüketilen ekmeğin yüzde 83'ünün fırınlarda üretildiğini ifade ederek, kalan yüzde 17'lik kısmın halk ekmek ve paketli ekmekler olduğunu bildirdi.
İngiltere'de tüketilen ekmeklerin sadece yüzde 7'sinin klasik fırınlardan çıkan taze ekmek olduğunu, Avrupa ortalamasının ise yüzde 47 olarak gerçekleştiğini aktaran Ulusoy, bunun Türkiye'de yüzde 83 olduğunu, Türklerin taze ve sıcak ekmeği sevdiğini vurguladı.
Ulusoy, Türkiye'de unların TSE standartlarında olduğunun altını çizerek, gıdaya uygun katkıların ayrı bir tebliği olduğunu, ekmek için sadece 9 organik kökenli katkı maddesine izin verildiğini anlattı.
"BUĞDAY VERİMİNDE SIKINTI OLMAYACAK"
Ulusoy, Türkiye'de buğday ekiminden sonra sezonun başlarının biraz kurak geçtiğini belirterek, "Biz de tedirgindik ancak ocak sonunda, şubat ve martta ciddi yağış aldık. Şu anda bitki gelişiminde geçen yılı yakaladık. Türkiye'nin tüm bölgeleri için buğday rekoltesiyle ilgili tedirginliğimiz ortadan kalktı." diye konuştu.
Şimdilik yağışlardan memnun olduklarını dile getiren Ulusoy, ancak biçerdöverler tarlaya girene kadar ne olacağının belli olmadığını söyledi.
Ulusoy, "Şu anda bizi tedirgin olmaya itecek bir şey yok. Unun fiyatının yüzde 80'ini buğday belirliyor. Bu yıl buğday hasadından alınacak verimi ve un fiyatını belirleyen diğer yüzde 20'lik etkenleri göz önünde bulundurduğumuzda 2018'de una zam gelmesini beklemiyoruz. Bunun yanı sıra TMO'nun elinde bir milyon tonluk stok mevcut." ifadelerini kullandı.
"HER ÇEŞİT UNU ÜRETİYORUZ"
Ulusoy, Türk uncusunun birçok pazarda üretim yapan farklı üreticilere hizmet ettiğini belirterek, "Noodle yapan üreticiye de Fransız bageti yapana da çapata ekmeği yapana da hizmet ediyoruz. Hangi ekmeğe hangi un lazımsa üretiyoruz." dedi.
Türkiye'nin, 6 yıldır dünyanın en çok un ihraç eden ülkesi olduğunu dile getiren Ulusoy, 2017'ye kadar her yıl yüzde 20 civarında büyüdüklerini bildirdi.
Ulusoy, bazı pazarlardaki ticaret politikalarının değişmesi gibi nedenlerle 2017'de tonajlarını artıramadıklarını ancak koruduklarını kaydederek, geçen yıl 3,5 milyon ton un ihraç ettiklerini bildirdi.
Bu yıl, ihracatın yarısını yaptıkları Irak, Suriye ve Filistin pazarlarının çok önem arz ettiğini anlatan Ulusoy, Irak merkezi hükümetinin Türkiye'ye yönelik gıda ürünlerinde uyguladığı ek vergi sorunun bir an önce giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Ulusoy, 2018 ihracat hedeflerinin en az 3,6 milyon ton olduğunu belirterek, buradan 1,25 milyar dolar gelir elde edeceklerini bildirdi.
Geçen yıl Irak'a 450 bin dolarlık 1,5 milyon ton un ihraç ettiklerini dile getiren Ulusoy, bu pazarı kaybetmemeleri gerektiğini söyledi.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy
"YENİ PAZARLAR BULUYOR, MEVCUTLARI DERİNLEŞTİRİYORUZ"
Ulusoy, 200 Türk uncusunun ihracatçı olduğunu kaydederek, bu ihracatçıların dünyanın her yerine ayak bastığını vurguladı.
Geçen yıl en çok ihraç yaptıkları ülkelerin Irak, Suriye, Filistin, Sudan, Angola, Filipinler, Madagaskar, Benin şeklinde sıralandığını kaydeden Ulusoy, 10 yıl önce ihracat yapılan ilk 10 ülke arasında sadece Irak'ın kaldığını, diğer ülkelerin değiştiğini, Türk uncusunun bu süreçte sürekli yeni pazarlara girdiğini ve o pazarlarda derinleştiğini anlattı.
Ulusoy, "Dünyada nerede ithalat varsa orada en büyük tedarikçi olmaya aday olan ilk ülke biziz. Biz oraya un satamıyorsak mutlaka başka bir engel vardır." diye konuştu.
Türkiye'nin un ihraç eden illerinden bahseden Ulusoy, 3,5 milyon tonluk ihracatın yüzde 30'unu Mardin, yüzde 14'ünü İstanbul, yüzde 12'sini Gaziantep, yüzde 8'ini Kırklareli ve yüzde 6'sını Samsun'un gerçekleştirdiğini bildirdi.
