EKONOMİ GELİŞTİKÇE ULUSLARARASI ÇALIŞAN ARTAR
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Göç Politikaları Merkezi Müdürü Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, " Ülkelerin ekonomileri geliştikçe uluslararası işgücü gereksinimi de kaçınılmaz olarak artar. Türkiye'de kişi başına gelir son 20 yılda 3 bin dolardan 11 bin dolara çıktı. Bu durum hem sosyal yapıyı hem piyasayı yakından etkiledi. Türk vatandaşlarının çalışmak istemediği işlerde yabancı işçiler çalışıyor. İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye'de Suriyelilerin dışında, Gürcistan, Kırgızistan, Ukrayna, Çin, Türkmenistan ve Hindistan'dan çalışma izni alınmış" Diye konuştu.
Afgan çalışanlar en çok hayvancılık ve tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde yaşıyor. İç Anadolu bölgesi, Doğu Karadeniz, Ege'de çalışıyorlar. Bir çobanın aylık geliri 3-4 bin TL olarak değişiyor. Ukraynalılar Akdeniz bölgesinde otellerde ve seralarda çalışıyor. Aylık ortalama 500 dolar kazanıyor. Çinli işçiler ise daha çok maden ocaklarında iş buluyor. Türkiye'deki maden ihalelerini kazanan Çinli firmalar, Çin'den en uygun fiyata Çinli işçiyi yanında getiriyor ve ayda 300-500 TL'ye çalıştırıyor. Özbek işçiler ise yaşlı, çocuk ve engelli bakımında çalışmak için Türkiye'yi tercih ediyor. Türkiye'de aylık bin ila 2 bin lira arasında ücretlere çalışıyorlar.
ULUSLARARASI İNSAN GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR
Dr. Sağıroğlu, bu durumu şöyle değerlendirdi:
"Türkiye'nin bulunduğu bölge uzak ve yakın komşularının büyük çoğunluğunun siyasal, toplumsal veya ekonomik birtakım sorunlar yaşadığını görüyoruz. Diğer taraftan Türkiye, kendisi de önemli zorluklar ile mücadele etmek zorunda olsa da, gerek güvenlik gerekse ekonomi açısından bölgedeki diğer toplumlar için tercih sırasında öncelikli bir bölge haline geldi. Aynı zamanda Türkiye'nin değişen sosyolojik dinamikleri uluslararası insan gücüne olan gereksinimini kaçınılmaz hale getirdi."
AFGANLAR OLMASA ET, GÜRCÜLER OLMASA ÇAY YOK
Dr. Sarıoğlu, Afganlar olmasa tarım ve hayvancılık ürünlerini daha pahalıya tüketileceğine dikkat çekerek, "Karadenizliler, 'Gürcüler olmasa çayı kaldıramayız' diyorlar. Suriyeliler pek çok imalat sektöründe kilit bir pozisyon almış bulunuyorlar. Doğu Avrupa'dan, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden gelenler bakım ve bakıcılık işlerinde önemli bir eksikliği dolduruyorlar" ifadelerini kullandı.
KRİZ DEĞİL İHTİYAÇ
Gerek yeni gelen bu insanların ihtiyaçları gerekse yerli toplumun menfaatleri açısından Türkiye'ye yönelen uluslararası insan hareketliliklerinin bir 'kriz' meselesinden ziyade 'yönetim' meselesi olduğunu kaydeden Dr. Sarıoğlu, "Bunun en önemli parçalarından biri de, bilgiye dayalı olarak oluşturulması gereken kamuoyu algısıdır" ifadesini kullandı.
87 BİN ULUSLARARASI ÇALIŞAN TÜRKİYE'Yİ TERCİH ETTİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından elde edilen bilgilere göre Türkiye'de geçen yıl 87 bin uluslararası kişiye çalışma izni verilirken, 655 bin kişiye de ikamet izni verildi. Yapılan başvurulardan, geçen yıl 20 bin 970 Suriyeli Türkiye'de çalışmaya kabul edilirken, Suriyeliler, çalışma izni alanların yaklaşık yüzde 24'ünü oluşturdu. Suriyelileri, 7 bin 317 kişiyle ikinci sıradan Gürcistan, 6 bin 360 kişiyle Kırgızistan, 5 bin 761 kişiyle Ukrayna, 4 bin 288 kişiyle Çin, 3 bin 847 kişiyle Türkmenistan, 3 bin 55 kişiyle Hindistan takip etti. Bu ülkelerin yanı sıra Meksika'dan Japonya'ya, Brezilya'dan Estonya'ya kadar dünyanın birçok ülkesinden gelen insanlar Türkiye'yi ekmek kapısı olarak gördü.
Bu sayılar önceki yıllarla kıyaslandığında, 2011 yılında 17 bin 467, 2012 yılında 32 bin 277, 2013 yılında 45 bin 834, 2014 yılında 52 bin 304, 2015 yılında 64 bin 833, 2016 yılında ise 73 bin 584 kişiye çalışma izni verildiği ortaya çıktı. Böylelikle, Türkiye'de çalışan uluslararası işçi her yıl düzenli olarak arttığı görüldü.