Küresel ısınma ve iklim değişikliği, artan araç sayısı ve trafik gibi konular sigortalının
bakış açısını değiştirmesini zorunlu kılıyor. Kasko yaparken veya konut kredisinde modüler sigortacılık marifetiyle bir şekilde bazı bölümleri dışarı çıkarıp daha az maliyetle karşılaşmak mümkün. Buna diyecek bir şey yok. Hatta kaynak israfının önüne geçmesi açısından da olumlu bir şey.
Ancak şunu da unutmamak gerekir...
Sigortanın mantığında öngörülemeyen riskler de var. Yani İstanbul'da hiç
yaşanmamış olan dolu olayını öngörmek
mümkün değildi. Bir anda ve tüm
araçlara verdiği hasar ise oldukça fazlaydı.
"İstanbul'da hiç dolu yağmaz" kabulü ile yapılan poliçelerden bu riski çıkarmak ne kadar doğru bunu iyi düşünmek lazım.
***
Pek çok olumsuzluklara rağmen Türkiye'de sigortalılık bilincinin artması memnuniyet verici artık toplumun genelinde
"keşke" dememek için sigorta yaptıranların sayısı artıyor.
İhtiyaç halinde satın alınamayacak tek şeyin sigorta olması bu nedenle önceden yaptırılması gerekli. Öngörülemeyen riskleri hesaplamak yerine geniş bir poliçe ile geleceğe daha rahat bakmak mümkün.
Sigorta şirketleri de yeni yeni ürünleri piyasaya sürerek bu alanda fiyat bağımsız bir yol haritası izliyor. Örneğin Generali Sigorta'nın yeni ürünü Benim Kaskom,
'fiyatını kendin belirle' opsiyonu ile sunuluyor. Her bütçeye özel kasko poliçesi oluşturabilme imkânı var. İhtiyaç dahilinde olmayan teminatlara ekstra prim ödeme zorunluluğunu ortadan kaldıran bu ürünle aslında ne kadarlık bir risk algısı taşıdığınıza bağlı olarak
'size özel' bir poliçe hazırlamak mümkün.