Sabah Gazetesi Yazarı ve İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Alkin 2020 yılı büyüme verileri ile ilgili sabah.com.tr'ye dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Kerem Alkin, "G-20 ülkeleri arasında neredeyse tek pozitif büyüme ile yılı kapatmış 2 ülke olmak ve bu çerçevede Türkiye'nin bu anlamda Çin ile birlikte yılı pozitif büyüme ile kapatması çok önemli." dedi.
ZOR BİR YILI POZİTİF BÜYÜME İLE KAPATMAK ÇOK BÜYÜK BİR BAŞARI
Kerem Alkin, "Genel manada baktığımızda 2020 yılı için; Tayland 3.1, Vietnam 2.9, Çin 2.3 Bu 3 Asya ekonomisinden sonra yüzde 1,8 büyüme ile dünyadaki en seçkin ve en fazla göz önünde bulunan 40 ülke arasında 2020 gibi çok zor bir yılı pozitif büyüme ile kapatabilmiş olan ve 4. sırada kapatabilmiş olan bir ülke olmak çok büyük bir başarı." ifadelerini kullandı.
SALGININ BAŞLANGICINDAN İTİBAREN EKONOMİ YÖNETİMİNİN ALDIĞI TEDBİRLER ÇOK KRİTİK
Kerem Alkin, "Burada 2020'de özellikle Türkiye'nin ihracatta yılın 2. yarısında kırmayı başardığı rekorlarla birlikte Türkiye'deki yatırımların hız kazanmış olması ve dolayısıyla makine ve teçhizat yatırımlarının da bu anlamda ekonomiye önemli bir katkı sağlamış olması, kamu tarafında kamu yatırımlarının ve kamu harcamalarının da büyümeye katkı sağlamış olması çok önemli. Bu vesile ile tarım sektöründe ve imalat sanayisinde covid-19 koşullarına rağmen üretimin aksamadan devam ettirilmesi gerçek bir başarı. Bu başarının elde edilmesi için ekonomi yönetiminin almış olduğu kritik önemdeki tedbirler, para-maliye ve direkt kontrol politikalarıyla bu sürecin desteklenmiş olmasının çok kritik olduğunu ifade etmem lazım." sözlerini kullandı.
MUCİZE BİR BAŞARI
Alkin, "Ekonomistlerin önemli bir kısmı son çeyrekte yüzde 8 ila 10 arasında bir büyüme bu nedenle de tüm yıl büyümesinin yüzde 2,3 çıkabileceğini öngörmekteydiler. Bu çerçevede son çeyrek aslında beklenenden biraz düşük geldi. Fakat yüzde 5.9'luk büyüme beklenenin altında kalmış olsa da dünyanın önde gelen ekonomilerinin tümünün 4. çeyreği negatif büyüme ile tamamladıkları dikkate alındığında Türkiye'nin yine son çeyrekte önemli bir başarıya imza attığına işaret ediyor. Bu vesile ile de 2020 yılında küresel virüs salgınının bütün negatif etkisine rağmen yılı pozitif büyüme ile kapatmış olmanın gerçekten adeta bir mucize başarı olduğunu söylemiş olmak yerinde olacaktır." diye konuştu.
ÇOK ÖNEMLİ BİR MÜCADELE ORTAYA KOYULDU
Alkin sözlerini şöyle sürdürdü: Türk ihracatçısı küresel virüs salgınının sebep olduğu tüm negatif etkilere rağmen 2020 yılının bilhassa 2. yarısından itibaren çok önemli bir mücadeleyi ortaya koyarak ve Türkiye'nin güvenilir liman tedarikçi ülke olduğu gerçeğini de bir kez daha hatırlatmak suretiyle önemli başarılara imza attı. Dolayısıyla da yeni cumhuriyet tarihi rekorları kırıldı ihracatta covid-19'a rağmen.
İHRACATTA YENİ REKORLARA İMZA ATILACAK
Bu yıl Türk ihracatçısının aynı sebeple bu başarıları sürdürüceğini düşünüyorum. Özellikle Avrupalı ithalatçılar açısından uzak doğudan tedarik edilemeyen çok sayıda ürünün Türkiye'den tedariki biraz daha öne çıkacak. Bilhassa doğu-batı hattında Asya'ya giden konteynerlerin çeşitli nedenlerle zamanında dolamaması nedeni ile ve dolayısıyla da Asya'dan tekrar geri dönmemesi nedeni ile şu anda dünyada inanılmaz bir konteyner sıkışması yaşanıyor. Konteyner başına 2000 dolar düzeyindeki maliyetler 8000 dolarlara yükseldi. Firmalar bu sıkıntıyı aşabilmek için Avrupa başta olmak üzere yakın coğrafyadan ithalata yoğunlaşmış durumdalar. Bu da Türkiye'nin ihracatta yeni rekorlara imza atabileceğine dair ihtimali giderek daha fazla güçlendiriyor.
Sabah Gazetesi Yazarı Kerem Alkin bugünkü yazısında da büyüme konusuna dikkat çekmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
2020'nin mucizesi 'Pozitif Büyüme'dir. Bu mucizeyi gerçekleştirmek adına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyoner liderliğiyle, Ekonomi Yönetimi'nin geçtiğimiz mart ayı sonundan itibaren seferber ettiği tüm para-maliye-direkt kontrol politikaları setinin bir başarısıdır. Bu başarıyı, 2008 yılının eylül ayının ikinci yarısında patlak veren ve 2009'da tüm dünya ekonomisinin ve küresel finans sisteminin derin yara almasına sebep olan Küresel Finans Krizi sürecinde yaşananlarla karşılaştırdığımızda, 2009 yılının büyüme hedefi yüzde 5 büyüme iken, yüzde -4,8 ile yılı tamamlayabilmiş bir Türkiye'nin, 2008 finans krizinden 3 kat daha yüksek bir küresel belirsizliğe sebep olmuş 'Kovid-19' küresel virüs salgınının yaşandığı 2020 yılını, yüzde 5 büyüme hedefine göre, bu defa yüzde 2,5 büyüme ile tamamlıyor olması gerçek bir 'başarı öykü'südür. Üstelik de, bu başarının bir 'kamu mali disiplini' başarısı ve TCMB'nin 1 kuruş karşılıksız TL basmadığı koşullarda yakalamış olmanın değeri tartışılmaz bile.