Bilenler vardır muhakkak ama biz hatırlatalım yeniden. İstanbul'un tüm tarihi alanları
UNESCO'nun dünya mirası listesinde. Bu kültürel ve doğal mirasın herhangi bir şekilde bozulması veya kaybolmasının dünyadaki bütün ulusların mirasında yoksullaşmaya neden olacağı dikkate alınarak
1972 yılında Türkiye'nin de içinde bulunduğu birçok devlet sözleşme yaptı. İmzacı tüm ülkeler bu sözleşmedeki şartlara uymayı peşinen kabul ediyor. Sözleşme çok önemli. Çünkü böylece kentinizdeki tüm tarihi eserler için hem koruma ve geliştirme için
uluslararası para kuruluşlarından finans ve yatırım desteği daha kolay alınabiliyor, hem de koruma altındaki tarihi mirasın ve tabiat varlıklarının bulunması
turizm açısından da kenti dünyanın ilgi odağı haline getiriyor. İşte bu yüzden tarihi, tabîi ve kültürel dokusu
UNESCO'nun dünya mirası listesinde olan kentler sürekli takipte ve kontrol altında. Dokuda meydana gelebilecek herhangi bir bozulma kentin listeden çıkarılmasına yada askıya alınmasına sebep olabiliyor ve bunun zararı telafi edilemeyecek ölçülere varabiliyor. İstanbul'un tarihi alanlarının sorumluluğu yerel ve merkezi idarenin omuzlarında. Geçtiğimiz aylarda bir inşaatın tarihi yarımadanın siluetini bozması ile ilgili tartışmaların ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bina yüksekliklerini sınırlamasının sebebi buydu. Bu kadarı yeterli mi? İstanbul gibi hoyratça kullanılmış dünya mirası bir şehri korumak, kollamak ve gelişimini düzenlemek kolay bir iş değil. Bu nedenle İstanbul'un tarihi, doğal ve kültürel dokusunun bozulmasının nelere mal olabileceğini
sadece kurumlar değil, herkes idrak etmek zorunda. Bilinmeli ki kültür ve tabiat varlıkları korunmuş, plânlı şehirlerde ve güvenli konutlarda yaşamak İstanbullular için çok daha anlamlı. Bunlar yoksa geriye kalan sadece beton yığını olacaktır. Hepsi bu.
Engin Art/ İstanbul Kiracı olarak oturduğum mahallede kentsel dönüşüm yapılacakmış. Acaba benim gibi kiracı olanların yeni yapılacak evlerden hak sahibi olmaları mümkün mü? Kentsel Dönüşüm Yasası diye bildiğimiz yasa, Belediye Kanunu'nun 73. Maddesine göre uygulama yapılıyor. Buna göre tapulu taşınmazı olan ve
2981 sayılı İmar Affı Kanunu ile
6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden hak sahibi olmuş kişilere, anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları verilmekte. Ancak 2981 sayılı Kanun kapsamına girmeyen
gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedelleri verilir veya
belediye imkânları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabilir. Biliyorsunuz ki uygulamada çıkan sorunlar dolayısıyla,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırladığı
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde Görüşülüyor. Geniş kapsamlı bu yasa tasarısında uygulama alanında kalan hak sahipleri veya malik olmasalar bile
kiracı, sınırlı hak sahibi olarak ikamet edenlere; bu yapılarda işyeri bulunanlara
geçici konut veya
işyeri tahsisi, kira yardımı yapılabileceği belirtilmektedir.
En az bir yıldır ikamet ettiği tespit edilen kiracılara da dönüşüm proje özel hesabından
kredi veya Bakanlıkça belirlenen
konut sertifikası verilebileceği belirtilmektedir. Ancak bu bir
yasa tasarısı, henüz yasa değil. Umuyoruz ki kısa sürede Meclisten geçer ve yasalaşır.