Barış Akarsu "Merhaba" filminin yıldızı İsmail Ege Şaşmaz, filme ve özel hayatına dair merak edilenlerini Sabah TV'ye anlattı. Barış Akarsu ile benzerliklerinden bahseden Şaşmaz, "Ben Manisa'dan yola çıktım ve oyunculuk serüvenim başladı, o Amasra'dan yola çıktı ve şarkıcılık serüveni başladı" dedi. Aslı Bekiroğlu'nun yerine son anda kadroya dahil olan Almila Ada ise, "Barış'ın karşısında Zeynep'i canlandırması gerekiyordu birinin ve bana nasip oldu" ifadelerini kullandı. İşte röportajın tüm detayları…
-Barış Akarsu "Merhaba" filmi vizyona giriyor. Neler hissediyorsunuz?
Emin ol çok heyecanlıyım. Bugün şarkımızın lansmanıydı aslında. Barış'ın vefat ettiği için yarım kalan, tamamlayamadığı şarkıyı tamamladık. Daha doğrusu düzgün anlamda kaydı yoktu, sadece bir ses kayıt cihazıyla kaydedilmiş parçayı ben tekrardan söyledim. Umarım herkes beğenir.
-Şarkının adı da 'Merhaba' idi, filmin adı da oradan geliyor değil mi?
Evet. Filmimiz zaten bir yolculuğu anlatıyor, Barış'ın yolculuğunu. Umut hikayesini, yol hikayesini. İnsanlarımıza da umut olmasını istiyoruz.
BARIŞ FİLMİ OLACAĞINI BİLMEDEN BİR YIL ÖNCE MENAJERİMİ ARADIM
-Gerçek hayat hikayeleri beni çok etkiler, çoğu izleyiciyi de olduğu gibi. Siz de erken yaşta kaybettiğimiz sanatçı Barış Akarsu'yu canlandıracaksınız. Herkesin bildiği üzere kendisini bir trafik kazasında kaybettik. Gerçek bir hayat hikâyesinin parçası olmak, Barış Akarsu'ya hayat vermek nasıl bir duygu? Proje ilk geldiğinizde neler hissettiniz?
Ben Barış filmi olacağını bilmeden, senaryosu bana gelmeden bir yıl önce menajerimi aradım. Dedim ki; Barış Akarsu filmi olursa lütfen ben oynayayım. Bu hayatın bir cilvesidir. Filmin toplantısına gittiğimde aşırı heyecanlıydım ve ben gerçekten Barış'ın bütün şarkılarını ezbere bilen bir insanım, Barış'ı gerçekten çok seviyordum da. Yola çıkış hikayemizi benzetiyorum da. Ben Manisa'dan yola çıktım ve oyunculuk serüvenim başladı, o Amasra'dan yola çıktı ve şarkıcılık serüveni başladı. Dedemizin sözleri de aynıydı; 'tek bir şey ol, en iyisi ol'. Ben o yüzden oyuncu oldum.
Şarkıyı da söylemeyi seviyordum ama hiçbir zaman profesyonel kayıt yapmamıştım, Barış da bana bu vesileyle yol açtı. Şarkıları ona en yakın şekilde okumak için uzun süre çalıştım.
-Çok duygusal bir film bizi bekliyor ama çekerken de çok keyif aldığınızı görebiliyorum…
Tabii ki de duygularımız hep ataktaydı. O olmak çok farklı. Barış gerçekten anlatılmaz yaşanır dediğimde yerde ben yaşadım. Nesrin ablayla Selahattin baba sağ olsunlar bana çok yol gösterdiler. Barış çok eğlenceli, çok komik bir insandı. Biz bunları da gösterdik. Evet duygusal sahnelerimiz de var ama eğlenecekleri sahneler de var. İnsanlar Barış Akarsu filminden çıktıklarında yüzlerinden tebessümle çıkacaklar. Ayrıca ben filmde 10-12 şarkı filan okudum. Konser sahnelerimiz de var.
EVET POLEMİKLER OLUYOR AMA ŞARKILARI BEN SESLENDİRDİM
-Şarkıları kendi sesinizle seslendirdiniz değil mi? Filmlerden sonra polemik olur ya keşke sanatçının kendi sesini kullansalarmış diye…
Evet, genelde oluyor ama ben seslendirdim. Ona en yakın tonda ve seviyede olduğuna inanıyorum. Çok çalıştım bunun için. Eğer onaylanmasaydı prodüksiyon ekibimiz ve aranjör ekibimiz buna izin vermezlerdi. Umarım hakkıyla üstesinden gelmişimdir.
BARIŞ AKARSU 250 KONSERİNİN 200'ÜYLE YARDIM YAPMIŞ!
-Rol gelmeden önce Barış Akarsu'yu ne kadar tanıyordunuz, mesela tanıdıktan sonra çok şaşırdığınız veya çok etkilendiğiniz bir bilgi öğrendiniz mi kendisiyle ilgili?
Akademi Türkiye'nin hepsini izledim, baştan sona. Sabaha kadar bunları tekrar ettim. Sürekli donelerle kendimi doldurmaya çalıştım. En inanamadığım; biliyordum Barış'ın yardımsever olduğunu ama bu kadar olabileceğini düşünmemiştim. 250 konserinin 200'ünü yardım yapmış. Çoğu sanatçı bunu yapmıyor. Ve göstere göstere değil. Şu da var; mesela konseri var. Kendi konserine bilet alıyor. O kadar düşün. Parayla pek işi olmayan bir insanmış. Parayı insanların mutluluğu ve hastalıklarını gidermek için kullanmaya çalışıyormuş.
FİLM İÇİN 2 AYDA 8 KİLO VERDİM
-Rolünüze hazırlanırken fiziksel bazı değişiklikler yaşadınız hepimizin şahit olduğu gibi. Gerçekten çok benzediniz, nasıl süreçlerden geçtiniz bu benzerlik için?
Ben film için 2 ayda 8 kilo verdim. İlk önce bir zayıfladım yani, daha doğrusu kas kütlemi erittim. 4 tane dişim lamine yapıldı. Saçlarıma mikro kaynak yapıldı. Asla belli olmuyor, filmde de anlaşılmayacak. Kendi kuaförüm de sakalımın yapısını Barış'a göre kesti. Bu 1,5 ay boyunca böyle devam etti. Nesrin abla Barış'ın kendi kıyafetlerini bize getirdi, biz onların bire bir aynısını diktik. O dönemin bütün kıyafetleri yapıldı.
-Oynarken en etkilendiğiniz sahne hangisi oldu?
Evden ayrılış sahnesi benim için duygusal bir sahneydi. Bir de kaza sahnesi, zordu.
-Çok önemli bir filmde çok önemli bir insana hayat veriyorsunuz. Altından kalkamam diye korktuğunuz oldu mu?
Asla. Bu yola Barış'a layık olmak için çıktım. Elimden gelenin fazlasını yapmaya çalıştım. Ve ben onun huzur içinde olduğunu düşünüyorum.
BENİM İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLDU
-Bu film için kariyerinizde bir dönüm noktası oldu diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Direk söyleyebilirim bunu. Benim ilk sinema filmim ve Barış Akarsu'yu oynuyorum. Bu bana gurur ve mutluluk veriyor.
-Biraz da sizin hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Ben de Manisa'dan oyuncu olacağım diye İstanbul'a geldim, 18 yaşındaydım. Hiç kimseyi tanımıyordum.
İSTANBUL'A GELDİM, SOKAKLARDA KALDIM!
-Nerede kaldınız?
Sokakta da kaldım. Sokakta kaldığım dönemler oldu ama ailemin hiçbirinden haberi yoktu. 14 tane ev değiştirdim, çünkü param yettiğince yaşayabiliyordum, olmazsa dışarıda kalıyordum. Zaten benim için önemli değildi, 'oyuncu olmak için geldim ve bunu yapacağım' deyip bu yolda ilerledim ve çok şükür oldu. Birinci yılın sonunda ilk işimi aldım, orada da Barış Erdoğan'dım, dönüm noktamdı. Burada da Barış Akarsu'yum, daha da güzeli.
BEN BARIŞ'I DEĞİL, BARIŞ BENİ SEÇTİ
-Filme ve Barış'ın hayatına damga vuran bir söz var, kendisine dedesinden yadigar; "Tek bir şey ol, en iyisini ol." Sizin de dedenizin nasihatiymiş bu. Çok enteresan bir tesadüf…
Senaryoyu okurken bir durdum, 'nasıl ya?' dedim kendi kendime. Yol hikayemizde birbirine benzeyen, dirsek temasında olduğumuz şeyler çıktı ortaya. Belki de dedim ki o beni seçti.
-Barış Akarsu adını Barış Manço'dan almış. Sizin isminizin bir hikayesi var mı?
İsmail dedemin adı. Ege, Ege bölgesinin göbeğinde olan Manisa'dan, doğduğum yerden. Doğma büyüme Manisalıyım.
HAYAT YOLU BENİ BURAYA GETİRDİ
-Oyunculuk aşkı ne zaman başladı peki?
8. sınıfa gidiyordum. Tiyatroya başladım. Okulda lise son gösterisi vardı, orada ilk sahne deneyimim oldu. Sahne tozunu yuttuktan sonra bırakamadım. Lise 1'de meslek okuyordum, liseler arası tiyatro yarışmasında ödül aldık. Onun ardından da belediyeye girdim, orada oynamaya başladım. Sonra konservatuvara girdim, birincilikle girdim. Erken ayrıldım, İstanbul'a geldim oyuncu olacağım diye. Hayat yolu beni buraya getirdi.
KARIMI SEVİYORUM, ÇOK AŞIĞIM!
-Kariyer yolculuğunu konuştuktan sonra merak ettim; özel hayatınız, evliliğiniz nasıl gidiyor?
Çok şükür çok güzel gidiyor. Karımı seviyorum, çok aşığım! Köpeğimiz var, kedimiz de oldu. Çok güzel bir hayat yaşıyoruz (gülüyor).
-Barış Akarsu'nun tutkusu müzik, motor ve yelkendi. Sizin var mı böyle büyük tutkularınız?
Benim de ekstrem sporlarla ilgili var. Ben yamaç paraşütü pilotluğu da yaptım. Pilotluk belgem de var. Filmle birlikte şarkı söylemeye başladım. Şarkı söylemeyi çok sevdim.
-Sesiniz güzel o halde, müzikle ilgili farklı şeyler yapmayı düşünür müsünüz?
Bilmiyorum. Hiç öyle bir planım yok. Yaşayıp göreceğiz.
-Son olarak filmden, oyunculuktan, hayatınızdan bahsetmişken… Şu anda hayatınızın tam olarak hangi noktasındasınız?
Hayatımda küçükken bu planlamaları yapmıştım. Liseye gidiyordum, 18 yaşında İstanbul' gideceğim diyordum İstanbul'a geldim. 26-27 yaşında evleneceğim diyordum, evlendim. O basamakları tek tek, yavaş yavaş çıktığıma inanıyorum. İstanbul'daki meslek hayatımda 10 yılımı devirdim. Her şeyi sakin sakin yaşamayı seviyorum. Bundan sonrası için de sakin ve doğru hareket edeceğimi düşünüyorum.
ALMİLA ADA
-Barış Akarsu "Merhaba" filmi vizyona giriyor. Neler hissediyorsunuz?
Çok heyecanlıyız, özellikle ben çok heyecanlıyım. İlk defa bir filmimi beyazperde de izleme şansım olacak. O yüzden benim için ayrı, özel bir yanı daha var.
-İlk teklif geldiğinde neler hissettiniz?
Ben filme çok son dakika dahil oldum. Fakat çok büyük bir heyecanla dahil oldum. Çünkü ben dizi setim sezon arasına girmişti, ben de Ayvalık'tan İstanbul'a geri dönüyordum. Açıkçası yaz tatili kafasına girmişken, artık dinlenmem lazım derken karşıma çıktı ve gerçekten Barış Akarsu "Merhaba" filminin senaryosu gibi senaryo beni çalıştırabilirdi.
Okuduğum anda çok sevdim, zaten küçüklüğümden de hatırladığım ve hayranı olduğum bir kişi olduğu için bir an bile tereddüt etmeden ön çalışmalarına başladım. O yüzden su gibi geçti yani tüm çekim süresi.
ASLI BEKİROĞLU'NUN ROLÜ BANA NASİP OLDU
-Aslı Bekiroğlu'nun yaşadığı talihsizlik sonucu rol size teklif edilmişti. Sizin kısmetinizmiş bu iş demek ki…
Evet, galiba. Barış'ın karşısında Zeynep'i canlandırması gerekiyordu birinin ve bana nasip oldu. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.
-Rolün altından kalkamam diye korktuğunuz oldu mu?
Altından kalkamam diye korkmadım sadece benim içimde şöyle bir endişe vardı; günün sonunda ben geçen sezon boyunca "Üç Kız Kardeş" dizisinde 'Dönüş' karakterini canlandırarak yer alıyordum. Hemen ardından yeni bir karaktere bürünmek, farklı bir yaşta farklı bir şehirli, daha olgun, daha başka bir hayatı olan birine adaptasyon sürecinden endişeliydim ama tüm oyuncu ve ekip arkadaşlarımız benim bu endişelerimi aklımdan direk sildi.
-Karaktere hazırlık süreci nasıl geçti?
Zeynep üzerine bir araştırma yaptım internetten ama Zeynep ve Barış'ın ilişkisi biraz daha internete ulaşamayacak bilgiler olan bir ilişkiymiş. Göz önünde değilmiş, o yüzden Barış'ın kardeşi Nesrin ablayla, biraz babasıyla, biraz yönetmenimizin derlediği bilgiler üzerinden Zeynep'e hazırlanmaya çalıştım.
ZEYNEP VE BARIŞ BİRBİRİNİ ÇOK SEVİYORMUŞ
-Hüzünlü anların olduğu kadar keyifli sahnelerin de çekildiği çok yönlü bir film olacağından bahsettik. Sizin en etkilendiğiniz sahne hangisi oldu?
Filmi biz henüz izlemedik. Çekerken hissettiğimden yola çıkarak birkaç sahne var. Onların aşkını en iyi şekilde temsil ettiğini umduğum sahneler var. Bunlar biraz daha filme kalsın. Ne söylesem spoiler olur. Ama şunu söyleyebilirim; gerçekten Zeynep ve Barış birbirini çok seviyormuş.
-Aşktan bahsetmişken, sizin aşk ile ilgili düşüncelerinizi merak ediyorum; Almila nasıl tanımlar kendi dünyasında aşkı?
Aşk benim hayatımın ortasında olan bir şey. En az ailem kadar, kariyerim kadar, arkadaşlarım kadar değerli bir şey benim için. Beni besleyen, benim yoldaşım olan bir şey. O yüzden, güzel bir şey (gülüyor). İnsanın birini sevmesi, onunla birlikte büyümesi, onunla birlikte gelişmesi çok güzel bir şey. Hayat paylaştıkça güzel sonuçta.
-Biraz da oyunculuk kariyerinizden bahsetsek, nasıl başladı sizin için bu heyecan bu yolculuk?
Ben bale eğitimi alarak büyüdüm. Balerindim, ama aynı zamanda sahne sanatları okuduğum için drama ve müzikal derslerimiz de vardı. O yüzden bir tık ilgimi çeken ve öğrendiğim de bir şeydi. Biraz annem babamın vesilesiydi tanıştım, neden olmasın dedim. İlk işimi çektikten sonra da gerçekten çok sevdim. Birini canlandırmak, bir hikayeye ses olmak çok keyifli geldi.


