- Yapımcının toplumsal bir örnek olma misyonu var mı sizce?
- Bizim sektörün topluma karşı sorumluluğu büyük. Ama kimse buna dikkat etmiyor. Türkiye'deki yapımcılara şaşırıyorum. Hayatım boyunca para kazanmak için, kurgu bile olsa çocukların eline silah, uyuşturucu vermedim, onlara çete kurdurmadım. Üzülerek izliyorum dizileri. Kırtasiyeden defter almaktan daha kolay silah almak, öyle gösteriliyor. İnsanlar ağızları açık Pablo Escobar'ın hayatını izliyor; bu adam uyuşturucu taciri, katil, 8 bin insanın ölümüne yol açmış biri, dizi yüzünden bu adama sempati duyup, köpeğinin ismini Pablo koyan var. Çünkü senaristlerin elinden çıkan hikaye, sempati uyandırıyor. İnsanların bu yolla beyinleri yıkanıyor. Gerçek hayatta nefret edeceği, asla yan yana gelmeyeceği figürlere özenip, imreniyorlar.
- Film ama bu... İnsanlar bu gerçeği bilerek izliyor sonuçta...
- Yine de sorumlu davranmak gerekiyor bence. Bazı yapımlarda illegal şeyler o kadar özendirici ve basitmiş gibi anlatılıyor ki sokaktaki genç, üç kişi bir araya gelip çete kuracağını, cebinde tek kuruş olmadan silah temin edebileceğini, mekan basıp haraç alabileceğini, bu yolla lüks arabalara binip, lüks villalarda yaşayacağını sanıyor. Yok öyle bir hayat! İnsanlar böyle tehlikeli hayallere motive ediliyor! Yapımcı bu sorumluluğun bilincinde olmalı.