İstanbul'dan 3.5 saatlik mesafedeki 27 derecelik Dubai'de neler oldu anlatayım... İşte Dubai'de 48 saatte yaşadıklarım:
Dubai'de eşzamanlı olarak şehrin bir köşesinde moda ve spor giyim fuarı Sole düzenleniyorken, diğer köşesinde ise Dubai Film Festivali vardı. Bir köşede Tuba Büyüküstün kırmızı halıda, diğer köşede Les Benjamins markasının kurucusu Türk tasarımcı Bünyamin Aydın yürüyordu.
Dünyaca ünlü lüks mağaza zinciri Bloomingsdale için kapsül koleksiyon hazırlayan Les Benjamins, koleksiyonun parçalarını, Sole'da açtığı pop up mağazasında gerçekleşen özel bir gösterimle davetlilerin beğenisine sundu. Koleksiyon, tam puan aldı. Ziyaretçiler arasında ünlü DJ'lerimiz Doğuş Çabakçor ve Cüneyt Öztürk de vardı. Aydın, aynı gece bu yıl yedincisi düzenlenen Esquire Ortadoğu Man at His Best ödüllerinde Yılın En İyi Tasarımcısı ödülünü kazandı. Madinat Jumeirah'ta gerçekleşen ödül töreninde, alanarındaki başarılarıyla ilham kaynağı olan isimler sahneye çıktı. İsimler anons edilirken ben de elimdeki telefonumdan Google'a girip 'Acaba bu adam ne yapmış?' diye araştırıyordum. Benim için oldukça sıra dışı bir ödül gecesiydi.
Şehrin en dikkat çekici bölgesi Design District. Hızla gelişmekte olan bölgede kreatif sektörde hizmet veren yeni nesil şirketler/showroomlar ve tasarım mağazaları yer alıyor. Alışveriş niyetiniz olmasa bile içlerine girip bol bol fotoğraf çektirmek istiyorsunuz.
Dubai'nin açık hava alışveriş merkezi City Walk, Zorlu Center'ı anımsatıyor. İçinizden 'İyi ki bu havada bu zamanda geldik; daha sıcaklarda buralarda yürünmez' diyorsunuz. Ancak şu sıralar çok popüler. Bölgenin en trendy oteli ise La Ville, mutlaka barında bir kokteyl yudumlayın.
City Walk'ta yürürken karşımıza çıkan halis muhlis Türk sokak satıcıları, bizim kültürümüze verilen önemi gösteriyordu. Çaycısından dondurmacısına kadar Türk satıcılar, sıra sıra dizilmişlerdi. Bir diğer dikkat çekici etkinlik ise 'Muhteşem Yüzyıl' sergisi. Tarihimize ayna tutacak her detayın sergilendiği yerde, kendinizi dizinin setinde hissediyorsunuz.
La Ville Hotel'in restoranlarından birinde ise dikkat çekici bir etkinlik vardı: İsviçreli bir ressamın workshop'u. Masaların üstündeki tuvallere size verilen objenin/görselin resmini yaparken, bir taraftan da o restoranın mönüsündeki lezzetleri tadıyor, kokteylleri yudumluyorsunuz.