Elazığ İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'ne, terörle mücadeleden doğan manevi zararların da ödenmesi yolunu açabilecek bir başvuruda bulundu. AB Uyum Yasaları kapsamında 2004'te çıkarılan Terör ve Terörle Mücadele'den Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun, sadece maddi zararların karşılanmasını öngörüyor. Kanun'un amacını düzenleyen 1, kapsamını tanımlayan 2 ve hangi zararların karşılanacağını içeren 7'nci maddelerinde sadece "maddi zarar" ifadesi yer alıyor. Elazığ İdare Mahkemesi, baktığı bir dava sırasında, "kanunda 'maddi' sözcüğünün yer aldığı, oysa terörün zararlarının manevi yönünün daha ağır olabileceği, bu nedenle iki zarar arasında farklı uygulama yapılmasının Anayasa'nın eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğu" iddiasını ciddiye aldı. Mahkeme bu nedenle yasadaki "maddi" sözcüğünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
SADECE "ZARAR" HALİNE GELEBİLİR
İlk incelemesinde eksiklik görmeyen Yüksek Mahkeme, başvuruyu 25 Haziran perşembe günü esastan görüşmeye karar verdi. Yasadaki "maddi" sözcüğünün iptal edilmesi halinde yasada sadece zarar ifadesi kalacak. Bu durumda, "Bu kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektedir" şeklindeki "amaç maddesi"nden "maddi" sözcüğü çıkacak. Aynı şekilde yasanın kapsamını gösteren 2'nci maddesindeki ve ne tür zararların karşılanacağını düzenleyen 7'nci maddesindeki "maddi" sözcükleri de yasa metninden çıkacak. Yani maddi veya manevi ayrımı olmaksızın sadece "zarar" ifadesi kalacak. Bu durumda, terör veya terörle mücadeleden manevi zarar görenler de, yasada "maddi - manevi" ayrımı yapılmamış olacağı için, uğradıkları manevi zararlar için devlete başvurabilecekler.