Plaka'da yan yana sıralanmış kalabalık tavernalardan birindeyim. "2500 yıllık Tanrıların Tapınağı gece daha bir görkemli görünüyor sanki" diye düşünüyordum ki etrafımızı 10-15 Afrikalı sarıverdi. Ellerindeki plastik çantaları yaya yolunun iki yanına sıralamaya başladılar. 5 dakika içinde etrafımız kaçak göçmenlerle sarılmıştı. Son 10-15 yıl içinde Yunanistan'a 1 milyondan daha fazla Arnavut, Bulgar ve Rumen göçmen aktı. Yunanlılar, ucuz Arnavut işçilere tam alışmıştı ki yeni bir göç dalgası geldi. Bu kez de Iraklılar, Pakistan, Bangladeş ve son olarak da Afrikalılar akmaya başladı. Ben Atina'dayken şehrin eski alışveriş bölgesi olan Omonia'nın arka sokakları kaçak göçmenlerle dolmaya başlamıştı bile. Ama son 4 yılda öyle bir patlama olmuş ki, artık o bölgede neredeyse Yunanlı görmek imkansız gibi. Artık Omonia'nın arka sokakları Afrikalı, Pakistanlı, Iraklı kaçak göçmenlerin gettosu! Hava karardıktan sonra girilemiyor. Plaka ve Akropol çevresi de Afrikalılılarla dolu. Ucuz çanta ve su satmak için birbirleriyle itişip kavga ediyorlar. Yunan medyasına göre, geçen yıl kaçak göçmen akınında patlama yaşandı ve göçmenlerin sayısı 150 bine ulaştı. Nereden mi geliyorlar? Herkes " Ege kıyılarından teknelerle adalara geliyorlar. Adalarda göçmen kampları olmadığı için de Atina'ya gönderiliyorlar" diyor. Yani Sudan'lı da olsa, Somali'li de olsa fatura Türkiye'ye çıkartılıyor. Atina sokakları dolduran kaçak göçmenlerin hepsi Türkiye'den gelmese de Ege'deki insan kaçakçılığı da bir sır değil. Atina et pazarında Süleymaniyeli bir Iraklı Kürt göçmenle tanıştım. Türk olduğumu anlayınca hemen Türkçe konuşmaya başladı. "Nasıl Atina'ya geldin?" diye sordum. Önce sınırdan geçip İstanbul'a geldiğini, 2 yıl çalıştıktan sonra Yusuf adındaki insan kaçakçısına 20 bin dolar ödeyip Yunanistan'a geçtiğini anlattı. Ya sınırdaki polisler? "Ne Türk ne de Yunanlı polisler bize dokundu" dedi. Herkes kaçak yolculardan payını alıyor gibi. Aslında kaçak göçmenler Türkiye için de büyük bir sorun. Yetkililere göre geçen yıl 700 bin kaçak göçmen sınırı geçemeden yakalandı ve ülkelerine geri gönderildi. Ama kaçakçılara yeniden para verip bir başka yerden Türkiye'ye ve oradan da Yunanistan'a geçmeye devam ediyorlar. Yani sorun Türk- Yunan ilişkilerinin göbeğine oturmuş durumda. Karamanlis sorunu sonunda AB'ye de taşıdı. Eğer çözüm bulunamazsa kaçak göçmenler sorunu giderek daha fazla iç polita malzemesi olarak kullanılacak. Ve faturayı Türk- Yunan barış çabaları ödeyecek.