TOPKAPI Sarayı'ndaki eylem, tarihçiler, sanatçılar ve gazeticiler ve hukukçular tarafından tepkiyle karşılandı.
Prof. Dr. İlber Ortaylı: (Topkapı Sarayı Müdürü): Konser sırasında dışarıdaki olayların içeriye bir yansıması olmadı. İki bine yakın insan vardı. Kimse paniğe kapılmadı. Herkes görevini yaptı. Polisin başarısı büyük, İdil Hanım ve seyirciler de soğukkanlı davrandı. Bu nedenle İstanbul Emniyeti'ne de teşekkür ederim. (Geçmişte Topkapı Sarayı'nda içki içilip içilmediği sorusu üzerine) Bu olayla bunun bir alakası yok. İçilmiştir tabii. Dördüncü Murat da içmiştir, bilmem kim de içmiştir.
Suna Kan (Keman virtüözü): Dehşet verici bir durum. 35-40 sene önce Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda bir konser verdim. Yine bir kesim konserimi protesto edeceklerini bildirmişler. Polis önlem almıştı. İnsan, 'Artık böyle şeyler olmaz' diyor. Ama oluyor.
Doğan Hızlan (Yazar): Bu tür olaylar sanatın özgürlüğüne müdahaledir. Herkesin kendi siyasal düşüncesi ve tercihleri vardır. Ancak eleştiri sınırı dışına çıkarak, eylemsel bir tavıra dönüştürülmemesi gereklidir. Topkapı Sarayı bir müze olarak herkesin gelebilmesi için açıktır.
Kerem Görsev (Sanatçı piyanist): Büyük üzüntü duydum. Sanata ve sanatçıya bir saldırıdır. Umarım bir daha böyle bir olayın yanından bile geçmeyiz.
Prof. Süheyl Donay (Ceza Hukukçusu): Toplantı ve gösteri için izin almak şart değil. Polis müdahale etmemekle iyi hareket etmiş. Böylece olaylar büyümemiş.
Turgut Kazan (Eski İstanbul Baro Başkanı): Polisin, işçi emekliye tepki gösterirken ne kadar acımasız, ama sanat eserine bu şekilde tepki gösterirken ne kadar korumacı anlayışa sahip olduğu çıkar ki tarafsızlığı açısından tehlikelidir.
