Genelkurmay,
'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın aslının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırılmasının ardından, daha önce Albay Çiçek hakkında takipsizlik kararı veren Askeri Savcılığın kapsamlı bir soruşturma başlattığını duyurdu. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesine dün akşam konulan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un şu sözlerine de yer verildi: "Yaşadığımız olayda bugün gelinen nokta (26 Haziran 2009) iddia edilenin bir belge olmadığını göstermektedir. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir. Karar kesin değildir. Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi veya emare çıkarsa, elbette bu soruşturma tekrar açılabilir." Açıklamada verilen mesajlar şunlar:
KARARA SAYGI GÖSTERİN: "Anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, yasalar çerçevesinde tüm hususları incelemiş ve bir karara ulaşmıştır. Hiç kimsenin, karara gölge düşürme hakkı yoktur."
ÇİÇEK KARARGAH DIŞINDA:"Soruşturma devam ederken, Dz.P. Kur. Alb. Dursun Çiçek; bulunduğu görevden alınarak Genelkurmay Ana Karargahı dışındaki Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi Akademik Kurulu'nda geçici olarak görevlendirilmiş, 4 Eylül'de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahına atandırılmıştır."
GİZLİLİK İHLALİ: "Delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun yeri basın organları değil, yetkili soruşturma makamlarıdır. İhbar mektubunun, soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilerek basına sızdırılmasının ve bunun ne amaçla kimler tarafından yapıldığı düşünülmesi gereken bir noktadır."
GÜVENSİZLİK YARATIR: "Bu davranışlar, soruşturmanın şüpheli hale gelmesine ve kurumlar arasında güvensizliğe neden olabilecektir."
SIZDIRAN CEZALANDIRILSIN: "Yargısız infaz sonucunu ortaya çıkarabilecek davranışlardan kaçınılmalı, gizliliğinin ihlali anlamına gelebilecek bilgi ve belge sızdırma eylemleri önlenmeli ve failleri cezalandırılmalıdır."
GELİNEN NOKTA VAHİM: "Belirtilen bu hususlar, hukuk devletinin olmazsa olmazlarındandır ve bugün, bu konuda gelinen nokta vahimdir. TSK, her ortamda, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne, soruşturma usul ve yöntemlerine bağlı olduğunu söylem ve eylemleriyle ortaya koymuştur ve koymaya da devam edecektir."
