Son dönemde Irak'tan Mısır'a, Suriye'den Tunus'a değişim fırtınasıyla savrulan Arap dünyasında "SünniŞii" iktidar kavgası eskisinden daha fazla şiddetlendi. Nedeni malum. Şii'liğin en güçlü kalesi İran, 32 yıldır devrimini Sünni coğrafyaya ihraç etmeye uğraştı ve büyük de yol aldı. 1990'da Turgut Özal'ın tüm ısrarına rağmen Saddam'ı devirmeyen baba Bush'un korktuğu sonunda oldu ve Irak'ta Şiiler Basra bölgesini ele geçirdi. Yönetimde ise demokrasi formülü tutmadı. İslam dünyasındaki deprem İran'daki Şii devrimiyle başladı. Tabanda zaten var olan Sünni hareketin güçlenmesi de yine son 30 yıl içinde oldu. Aslında ikisi de siyasi İslam idi. İkisi de diktatörlüğe, sefalete ve ABD'ye karşıydı. Ama Arap baharından sonra güçlenen ılımlı İslami harekete bakarsak artık ABD ile yumuşama sinyalleri vermeye başladı. Aslında Arap baharıyla birlikte bölgede büyük bir satranç oynanmaya başladı. Bir yanda ABD'ye meydan okuyan ve bölgede iktidar kavgasını bırakmayan Şii İran, diğer yandaysa İran'ın yayılmasını önlemeye çalışan devletler. Yani katı şeriata dayanan Suudi Arabistan, daha ılımlı şeriatı uygulayan Katar ve laik anayasası ve Müslüman kimlikle siyaset yapılan demokratik Türkiye.