Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, siyaset, ifade özgürlüğü ve en son Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması beraberinde alevlenen hukuksal tartışmalara ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. SABAH'a konuşan Günay, şunları söyledi:
"ANTER" DÜZENLEMESİ YAPILABİLİR: Anter Anter'in hakkında ciddi bir suçlama yok ama Türkiye'ye gelemiyor. Aynı durum Hozan Emekçi için de geçerli. Sayın Başbakan'ın gösterdiği hassasiyetle, sınır dışı edilen kişilerin dönüşüne yönelik genel bir düzenlemeye gidebilir diye düşünüyorum. Anter'in kitabının yasaklanmasını da anlayamıyorum. Savcılarımız soruşturmaların çerçevesini çok genişlettiler. İma edilen şeyleri de araştırıyorlar.
BAYKAL'IN ESKİMİŞLİĞİNE RAĞMEN: Sayın Baykal'la ilgili kaset olayında yeni düzen kurma arayışı vardıysa o tutmadı. Arkası hesaplansaydı Kılıçdaroğlu gibi siyasi derinliği olmayan biri yerine, daha saygınlık umudu yaratacak bir isim dillendirilebilirdi.
ERGENEKON YÖRÜNGESİNDEN KAYDI: Ergenekon diye ifade edilen, demokratik düzeni sona erdirme çerçevesinde olduğu tespit edilen soruşturmayı çok önemsiyorum. Fakat soruşturmanın yörüngesinden kaydığını düşünüyorum. KCK'da da bir toplantıda konuşan hocalar da alınıyor. Asıl olanı gözden çıkaran tartışmalar başladı. E-muhtıra, sokaktaki saldırılar, Hrant Dink cinayeti hep komploların bir parçası. Yargının, savcılıkların bu genişletmesi tamamen bizim dışımızda. Yaşananları sadece seyrediyoruz.
RAHATSIZLIK DUYUYORUM: Özel yetkili Cumhuriyet savcıları biraz fazla olmaya başladı. Dar, tarif edilmiş bir alanda çalışması gereken hukuk yapılanmaları olmaları gerekirken, yetkili olmadıkları bir alan kalmadı. Her soruşturmanın arkasında onlar var. Rahatsızlık duymaya başladım. DGM'lerden kurtulmak için yıllarca mücadele ettik. Şimdi farklı bir isimde ortaya çıkan bu hukuksal görüntüyü düzeltmemiz gerekiyor.
'Babamı göremedim'
Hukukçular kılı kırk yarmadığı için çok sayıda kişinin ciddi bir savunma olmadığından haksız yere yattığını belirten Günay acı bir anısını da paylaştı. Ankara Kirazlıdere Dil Okulu'nda tutuklu olduğu sırada babasının Trafik Hastanesi'nde yattığını belirten Günay, "Pencereye tırmanıp hastaneyi görüyordum. 50'inci gününü doldurmadan öldü. Göremedim. Cenazesine de gidemedim. Ondan sonra ne kadar yattığımın hiç önemi yoktu" dedi.
