İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın da aralarında bulunduğu 139 tutuklu sanık ile 12 tutuksuz sanık katıldı. Tutuksuz yargılanan Ragıp Zarakolu'nun gelmediği duruşmada, 4 avukat da hazır bulundu.
Duruşmaya ilk kez katılan tutuksuz sanıklardan 5'inin Kürtçe cevap vereceğini söylemesi üzerine kimlik tespiti yapılmazken, bir sanığın kimlik tespiti Türkçe olarak gerçekleştirildi.
Avukat Adem Çalışçı, kimlik yoklamasına başlamadan oturduğu yerden yüksek sesle, duruşma salonunun dışındaki avukatların jandarma görevlileri tarafından içeriye alınmadığını, avukatlar olmadan duruşmanın başlamasının hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Mahkeme heyeti Başkanı Ali Alçık, avukat Çalışçı'ya, kimlik tespitinin ardından talebini iletebileceğini ifade etti. Çalışçı'nın yüksek sesle konuşmaya devam etmesi üzerine Başkan Alçık, ''Mahkemenin düzeni var. Saygısızlık etmeyin. Sıranızı bekleyin'' diye uyarıda bulundu.
Kimlik tespitinden sonra söz verilen Çalışçı, suçlar bakımından zorunlu müdafilik gerektiğini belirterek, kendilerine Türkiye Barolar Birliği tarafından verilen avukat kimlik kartını gösteren meslektaşlarının içeri alınmasını istedi.Başkan Alçık'ın ''Siz nasıl girdiniz?'' sözleri üzerine avukat Çalışçı, boynundaki giriş kartını göstererek, ''Avukatlık kimliğine riayet edilmiyor. Yırtılmış bir kart daha değerli görülmekte'' dedi.
Başkan Alçık ''Bizim bu şekilde talimatımız yok'' diyerek, salonun dışından Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sorumlu olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın avukatı Fikret İlkiz de salona giriş kartı almadan, avukatların kimliklerini göstererek içeri alınması konusundaki sorunları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile de görüştüklerini belirterek, ''Duruşma burada devam ettiğine göre söyleyeceğiniz söz arkadaşlarımızın burada olmasını sağlar'' diye konuştu.
Mahkeme heyeti, avukatların talepleri üzerine duruşmaya kısa bir ara verdi.
Avukatlar, isimleri alınarak salona alındı
Bu arada, salonun bulunduğu binanın içinde avukatların kart almadan içeri girmelerini önlemek amacıyla yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü.
Binaya giriş kartı almadan ve üst ile çanta araması yaptırmadan girmek isteyen avukatlar ile jandarma görevlileri arasında sözlü tartışma yaşandı. Daha sonra jandarma görevlileri, avukatların isimlerini alarak, binaya girmelerine izin verdi.
Kimlik göstererek, üst ve çanta araması yapılmadan içeriye giren avukatların, cep telefonlarını arabalarında bıraktıkları öğrenildi. Jandarma görevlilerinin de bu durumu tutanak altına alacağı belirtildi.
Aranın ardından devam edilen duruşmada, yaklaşık 60 avukat hazır bulundu. Mahkeme heyeti, ses ve görüntülü kayıt yapan cihazlarla salona girilmemesi konusunda aldıkları kararı hatırlattı.
Duruşmada söz alan avukat Taylan Tanay, avukatların üzerinin aranmasının kabul edilemez bir davranış olduğunu belirterek, mahkemenin jandarmayı bu konuda uyarmasını istedi.
Tanay, iddianamenin tamamının hazırlayan savcı tarafından okunmasını ve anadilde savunma hakkının da sağlanmasını talep ederek, ''Bu konuda başka mahkemelerin verdiği karar sizi bağlamaz. Sanıkların anadilde savunma hakkı var. Sizin Kürt meselesini çözme göreviniz yok. Bu meselenin tarafı değilsiniz. Örgüte boyun eğmiş gibi düşünmeyin. Böyle bir gerilime girmeyin'' diye konuştu.
Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
İstanbul Barosu adına avukat Ömer Kavili'nin gözlemci olarak katıldığı duruşmayı, Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Milletvekilleri Sebahat Tuncel, Nazmi Gür ile CHP Milletvekili Mahmut Tanal da izliyor.
