AÇLIK GREVLERİ : Terör örgütü ve güdümündekiler dışarıda yaptıkları zulmü yeterli görmemiş olacak ki şimdi de cezaevlerine el atmış durumda. Cezaevindekileri bir takım taleplerle ölüme gönderiyor. Taleplerin, cezaevi şartlarıyla alakası yok. Hükümete geldiğimizden beri cezaevlerindeki şartları düzeltmek için her türlü adımı attık. Eşlerin bir araya gelmesini sağlayacak düzenlemenin hazırlığındayız. İfade edilen talepler, terörist başına özgürlükle, anadilde savunma hakkıyla, operasyonların ve yargılanmaların durdurulmasıyla ilgili.
'ÖLÜN' DİYORSUN: Bir taraftan 'açlık grevi' diyor, bir taraftan Kızıltepe'de Kasrı Kanco'da bir milletvekilinin evinde, BDP'nin Eşbaşkanı, oturmuşlar kuzu kebabı yiyorlar. Orada kuzu kebabı yiyorsun Kızıltepe'de, cezaevindekilere de 'ölün' diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum: Onlar kuzu şiş götürürken, içerde olanlara da 'ölün' diyor. Bu iş o kadar kolaysa buyursunlar kendileri yapsınlar. Eylem emrini verenler, konforlarını hiçbir şekilde tehlikeye atmayan terör baronları. Mahkumları ölüme sürükleyen bu vicdansızlara laf söylemeyenler, utanmadan devletin vicdanını sorguluyor. Siz önce çıkın, bu insanlara baskı yapan terör ağalarının vicdanını sorgulayın. Cezaevinde ölmekle de devlete şantaj yapılamaz. Devlet şantaja da dayatmaya da tehdide de boyun eğmez, papuç bırakmaz. Örgütün pençesine düşmüş çocuklarımızın annelerine, babalarına sesleniyorum. Evlatlarınızın hayatı üzerinden statü edinenlere, saltanat kuranlara müsamaha göstermeyin. Çocuklarınızı bu ateşten çekin.
BDP BOYKUTU: Parlamento'da olan bir parti, terör örgütüne destek vermek suretiyle okulların boykot edilmesini istiyor. Çocuklar tehditle okullara gönderilmiyor. Bu nasıl özgürlük! Sen bu Parlamento'nun çatısı altındaki bir siyasi parti olarak, nasıl orada bildiriler dağıtıyorsun? 6-7 yaşında çocukları okula gitmekten alıkoyuyorsunuz. Bunların çocukları kolejlerde okuyor.