İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından düzenlenen yarışmada, Mimar Bahar Mızrak ile Mimar Hayriye Gül Totu'nun birlikte hazırladıkları projenin uygulanmasına karar verildi.
Mimar Bahar Mızrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çamlıca Tepesi'ne bir cami yapılacağının gündeme gelmesinin ardından, Hayriye Gül Totu ile ortak bir proje üzerinde düşünmeye başladıklarını anlattı.
Yarışmaya çok iyi projelerin katıldığını ancak herkesin bir tarza sahip olduğunu ifade eden Mızrak, şunları söyledi:
''Eserimizin bir Mimar Sinan taklidi olduğunu düşünüyorlar ama bu bir taklit değildir. Bu bir tarzdır. Yarışmanın şartnamesinde de Türk-İslam çizgilerini taşıyan bir cami projesi öngörülüyordu, biz de o şekilde tasarladık. Benim için de Hayriye Gül Totu için de cami denince tarz klasik cami tarzıdır. Bir şaire 'niye kahramanlık şiirleri yazıyorsunuz?' diyemeyeceğiniz gibi bizim mesleğimizde de aynı şey geçerlidir. Mühendislikte iki kere iki dört eder ama mimarlık için bunu söyleyemezsiniz. Sanatta ve tasarımda sınır yok. Dolayısıyla kimileri çağdaş ve modern tarzı benimsiyordur, bizim kabul ettiğimiz tarz Türk-İslam tarzıdır.'';
TÜRKİYE'NİN İLK 7 MİNARELİ CAMİSİ OLACAK
Projesini çizdikleri caminin, yerden 72,5 metre yüksekliğe sahip kubbesiyle İstanbul'da yaşayan 72,5 milleti, 107.1 metrelik minare uzunluğunun ise Malazgirt Zaferi'ni simgelediğini, kubbe çapının da İstanbul'u simgelemesi adına 34 metre olduğunu belirten Mızrak, hazırladıkları projenin bir ön çalışma olduğunu, detayların daha sonra ortaya çıkacağını ifade etti.
Türkiye'de Sultanahmet Camisi'nin yanı sıra Mersin'deki Muğdat Camisi ve Adana'daki Sabancı Merkez Camisi'nde 6 minare bulunduğunu hatırlatan Mızrak, ''Bizim camimiz 6 değil, 7 minareli. 7'nci minare dış avlunun ortasındaki zaman minaresi. Sekizgen şeklindeki bu zaman minaresinin üzerinde saat bulunacak, şerefesi de olacak. Tasarladığımız cami büyük, bu nedenle 7 minareli yaptık. Geçmişi geçmek, geçmişi göz ardı etmek gibi bir düşüncemiz asla olmadı'' dedi.
Mızrak, projenin çizimini 35-36 günde tamamladıklarını, daha önce üzerinde ciddi olarak çalıştıkları bir kaç cami projesi olduğunu ifade etti.
Konya Selçuk Mimarlık Fakültesi'nden mezun olan Hayriye Gül Totu ile üç yıldır Turkuaz Mimarlık'ta ortak olarak çalıştıklarını anlatan Lefke Avrupa Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu Mızrak, yarışmaya katıldıklarını yalnızca yakın çevrelerinin bildiğini ve sonuç açıklandığında olumlu eleştiriler aldıklarını dile getirdi.
''ÖDÜL AKLIMIZA GELEN EN SON ŞEY''
İnşaat mühendisi olan eşlerinin, en az kendileri kadar mutlu ve heyecanlı olduklarını ifade eden Mızrak, duygularını şöyle ifade etti:
''Mutluluk, heyecan karışımı bir duygu yaşıyoruz. Bizim için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önem verdiği bir projeyi kazanmış olmak önemli ama bir yarışmayı kazanmış olmak da çok heyecan verici. Kadın olarak böyle bir başarıya imza atmış olmak da bizim için çok önemli. Yarışmanın sonucundaki yorumları basından takip ediyorum. 'İki kadın kazandı' diye manşet atmışlar. Halbuki biz kadınız, sosyal hayatta da çalışma hayatında da varız. Ben bunu ispat ettiğimizi düşünüyorum. Böyle bir yarışmaya ilk kez katılıyoruz. Yarışmada önemli mimarların eserleri de yarıştı. Bu nedenle de mutlu ve gururluyuz. Caminin inşa edildikten sonra da güzel olacağına inanıyorum. İkincilik için para ödülü 150 bin TL'ydi. Ama ödül üzerinde Hayriye hanımla hiç konuşmadık. Aklımıza en son gelen şey, hatta gelmeyen şey para ödülü.''
Bahar Mızrak, ''Amacımız asla geçmişi geride bırakmak, geçmişle yarışmak değil. Biz mimarız, eğer örnek aldığımız biri varsa kesinlikle Mimar Sinan'dır. Cami inşa edildikten sonra İstanbul'un silüetine yeni bir eser kazandıracağımıza inanıyorum. Anadolu yakasından Avrupa yakasına baktığınız zaman Sultanahmet Camisi'ni görüyorduk. Şimdi Avrupa yakasından Anadolu yakasına baktığımız zaman inşallah bu cami görülecek'' diye konuştu.
