Başbakan Tayyip Erdoğan, D-8 zirvesinin oturumunda başta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a destek veren İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad olmak üzere zirveye katılan liderlere Müslümanlık dersi verdi. Erdoğan, önce 5'li zirve sırasında Ahmedinecad ile görüştü, ardından da karşısında oturan İranlı lidere bakarak, "Hiç kimsenin veya hiçbir ülkenin, sırf kendi çıkarı için bölgede akan kana seyirci kalma, daha fazla masumun kanının akıtılmasına destek verme hakkı yoktur ve olamaz" dedi. Erdoğan, zirve sonunda yayınlanacak bildiriler ile İsrail'in ve Suriye Devlet Başkanı Esad'ın kınanması için talimat verirken, İsrail'in kınanmasında hassasiyetini gizlemeyen Mısır heyetine de dolaylı bir eleştiri yolladı. Erdoğan, "Bölgesel savaşların, çatışmaların, terörün ve anlaşmazlıkların olduğu bir ortamda hiçbir ülke sadece kendi sınırları içinde refah, istikrar ve ekonomik kalkınmayı tam anlamıyla tesis edemez" dedi. Nijerya'nın dönem başkanlığını Pakistan'a devrettiği D-8 Zirvesi'nin 2014'te yapılacak zirvesine ise Türkiye ev sahipliği yapacak. Zirvenin kapanış oturumunda Erdoğan, D-8 ülkeleri için ekonomik büyümenin yanı sıra demokrasinin de önemli olduğunu vurgularken, Müslüman olmanın gereğini de şöyle anımsattı: "Özellikle bizler Müslümanız. Bizler şahsi beklentilerimizden, makamlarımızdan, diplomasiden öte öncelikle birbirimizin kardeşiyiz ve birbirimize karşı sorumluyuz. Hiç kimsenin veya hiçbir ülkenin, sırf kendi çıkarı için bölgede akan kana seyirci kalma, daha fazla masumun kanının akıtılmasına destek verme hakkı yoktur ve olamaz." Erdoğan'ın mesajları şöyle oldu:
İÇ SAVAŞLAR BİTSİN
Ekonomiyle demokrasiyi atbaşı götürmek zorundayız. Bölgemizi son yıllarda tehdit eden iç savaş veya çekişmeler bizim ekonomik performansımızı da aşağı çekmektedir. Özellikle D-8'i, bölgeyi ve bölgedeki tüm ülkelerin refah ve huzurunu tehdit eden konularda da etkin bir tutum almaya davet ediyorum.
Dünyanın içinden geçtiği bu küresel krizin sınırsız tüketim hırsının sonucu olarak ortaya çıktığı açıktır. Kanaat kavramının, hırs kavramıyla yer değiştirdiği böyle bir sistemde, bu tür krizlerin yaşanılması elbette kaçınılmazdır. Dünya üzerindeki her ülkenin tüketim, hırs ve bencillik üzerine kurulu ekonomik anlayışlarını gözden geçirmesi gerekiyor. 1 milyarın üzerinde yaklaşık bir nüfusa sahip D-8 olarak bu yeni anlayışın şekillenmesine ve benimsenmesine öncülük edebileceğimize inanıyorum.
D-8'in, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi, BM'nin ilgili ajansları, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Pasifik Adaları Forumu, Afrika Birliği gibi teşkilatlarla da temas içinde olması gerek. Bu çerçevede yapılabilecek çalışmaları belirlemek amacıyla bir çalıştay düzenlenmesini teklif ediyoruz.
GAZZE'Yİ UNUTMADILAR
Zirvede Gazze saldırısını kınayan İran Cumhurbaşkanı Mahmoud Ahmedinecad, adalet ve insanlığa dayalı yeni bir dünya düzeni için çağrıda bulundu. Zerdari de İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını kınayarak terörizm konusunda Pakistan'ın İslam tarafından kuşatılmasına izin vermeyeceğini, teröristlerin kötü emellerine karşı savaşmaya devam edeceklerini söyledi. Pakistan tarafından iki yıldır tutulan Türk gemileri Kaya Bey ve Karadeniz Powership Ali Can Bey ile ilgili de Başbakan Erdoğan, İslamabad'ı uyardı. Erdoğan, Pakistan Başbakanı Asıf Ali Zerdari ile görüşmesinde, "Karkey'in gemileri gönderilmezse, bu Türk yatırımcılar üzerinde olumsuz etki yapacak" dedi.
"ANSIZIN GAZZE'YE GİDEBİLİRİM"
Başbakan
Erdoğan, Pakistan dönüşünde uçakta gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Gazze kriziyle ilgili en etkin politikayı Türkiye, Mısır ve Katar'ın yürüttüğünü ve ABD'nin bu konuda Türkiye'nin hassasiyetlerini görmesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Eğer bu görülmezse ayıp olur" dedi. Amerika ile statejik ortaklığın altını çizen Başbakan, "Obama kazanmasın diye reklam kampanyasında oynayan Tayyip Erdoğan değil Netanyahu. Obama'dan ikinci döneminde daha adil bir yaklaşım bekliyoruz" diye konuştu. Gazze'ye bir ziyaret söz konusu mu sorusuna Erdoğan "Ansızın Gazze'ye gidebilirim" diye cevap verdi. İsrail bozmadıkça Hamas'ın ateşkesi bozacağına inanmadığını kaydeden Başbakan, Gazze'ye Türkiye tarafından hastane yaptırıldığını hatırlatarak, "Bunlar gelir o hastaneyi de bombalar" ifadelerini kullandı. Başbakan, Amerika'nın Suriye tavrına ilişkin de şunları söyledi: "Şu ana kadar Amerika ve BM olgun ve ciddi bir tavır ortaya koyamadı. İslam dünyası göbeğini kendisi kesmeli bu konuda. Elimiz kolumuz bağlı kalamayız. Atılması gereken adımlar zamanı geldiğinde atılır." Pakistan ve Endonezya Dişişleri Bakanlarının iki hafta içinde Şam'a gideceğini belirten, Erdoğan, Irak'taki gerilimi de "Bu Irak'ın iç işi değil uzun bir sınırımız var Irak'la" sözleriyle değerlendirdi.
'SİLAH BIRAKILIRSA FARKLI ÜLKELERE GİDEBİLİRLER'
Başbakan
Erdoğan, gazetecilerin "Öcalan'dan ateşkes çağrısı gelirse tavrınız ne olur?" sorusuna, "Silahların susturulması çözüm değil. Silahların bırakılması çözüm. Silah teröristin elinde duruyorsa her an patlayabilir. Silahlar bırakıldığı andan itibaren örneğin farklı ülkelere gitmek olabilir. Geçmişte böyle konular gündeme geldi bunun önü açılabilir" sözleriyle cevap verdi. Başbakan açlık grevleri konusunda ise önemli olanın çözüm olduğunu belirterek, "Şimdi çözüm oldu, önemli olan bu. Çözüldü mü, çözüldü" diye konuştu.
