TBMM'de ortak bir basın açıklaması yapan Atalay ve Öğüt, 8 Ekim 1980'den beri kayıp olduğu belirtilen Cemil Kırbayır ile ilgili değerlendirmelerde bulundular. İlk olarak söz alan Öğüt, "TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün'ün 23 ayrı resmi kuruma yazı yazdı. Ama halen Kırbayır'ı sorgulayan, işkence emri veren, işkenceyi yapan ve öldürenler henüz ortaya çıkmamıştır" diyerek şöyle devam etti:
"Berfo Ana, hepinizin yakından tanıdığı bir insan. Kuzusunu arayan bu ana bugün çok ağır hasta olup, komadadır. Hasta yatağında sadece öldükten sonra oğlunun kemiklerinin yanına gömülmesini istemektedir. Bu bir insanlık görevidir. Bir insanlık arzusudur. Şimdi Başbakanı, savcıları ve hükümet yetkililerini bu konuya duyarlı olmaya çağırıyor, Berfo Ananın oğlu Cemil Kırbayır'ın kemiklerinin bulunarak ailesine teslim edilmesini rica ediyoruz."
Atalay ise ilin milletvekilleri olarak bu bu insanlık görevini yerine getirmek için biraraya geldiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Sorgusuz, yargısız infaz gerçekleştirilmiş ama devlet, o gün bugün bu yargısız infazı gerçekleştiren katilleri adalete teslim edemedi. Bu devlet adına, bir zafiyettir. O katillerin, bugün yaşadığını biliyoruz. O gün Kars'ta görev yapan hangi devlet yetkilisi varsa, sorumlusu odur. Bir ana yıllardır kuzusunun peşinde ağladı durdu, ölüm yatağında çocuğunun kemiğini görmek istiyor. Kırbayır'ın dirisi yok ama ölüsünü, mezarını, çürümüş kemiklerini görmek istiyoruz, bu ailenin en büyük arzusudur. Yetkililerin, bu katilleri bir an önce adalete teslim etmelerini, maktulün mezarını göstermelerini, kemiklerini ailesine teslim etmesini istiyoruz. Berfo Ana gözlerini hayata kapamadan, hiç değilse dünya gözüyle çocuğunun kemikleri üzerinde ağlamak istiyor."
Basın toplantısına katılan Kırbayır'ın dayısı Torun Karakaya ise yeğenini öldürenleri halen elini kolunu sallayarak dolaştığını belirterek, "Berfo Ana ölüm yatağında oğlunun kemikleriyle gömülmek istemektedir. Bize 'Oğlum Cemil'in kemiklerini bulana kadar beni toprağa vermeyin' demiştir. Biz Diyanet İşleri Başkanı'na da gittik. Bilgisi olanların yardım etmesinin bir Müslümanlık görevi olduğuna ilişkin açıklama yapması istedik. Bugün bu emri verenler, işkence edenler, öldürenler elini kolunu sallayarak geziyorlar. Yardım etmek her müslümanın görevidir" dedi
