Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Anayasa Mahkemesi'nin Twitter ile ilgili kararını değerlendiren Arınç, erişim engelinin kaldırılması yönünde Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararını uygulamak zorunda olduklarını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın emsal karar olduğunu dile getiren Arınç, 'Tek başına uygulanabilecek durumda. Hayırlı olsun. Ama şu bunu ortadan kaldırmıyor. Twitter 140 karakterli de olsa, 120 karakterli de olsa gerçek dünyada suç olan her şeyin sanal dünyada da suç olduğunu kabul etmemiz lazım. Dolayısıyla insanları suça teşvik eden, insanların özel hayatına saldırıda bulunan, gizli kalması gereken konuları deşifre eden ve bunu Twitter yoluyla yapanların bir şekilde engellenmesi lazım' dedi.
Hiçbir özgünlüğün sınırsız olmadığına dikkat çeken Arınç, insanların özel hayatına saldırıda bulunmaya kimsenin hakkının olmadığını vurguladı.
'30 MART'TI HALEN KONUŞMALIYIZ BİZ'
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili ise Arınç, şunları söyledi:
'Ancak 30 Mart seçimlerinin hemen ertesinde bu tartışmanın başlamasını ve alevlenmesi için tespit yapmak istiyorum. Bir; neden 30 Mart seçiminin hemen artından Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına giriyoruz? Bu bence şu açıdan muhalefetin bir taktiği olabilir. Yani AK Parti başarılı oldu bu seçimlerde, muhalefetin tümü başarısız oldu. Muhalefetle birlikte hareket eden şuanda bir siyasi yapılanma içerisinde olabileceğini varsaydığımız bir grupta, bir olguda onlarda bu seçimi kaybettiler. Koydukları yerde kazanmadılar, kaybettiler. Dolayısıyla dikkatleri Cumhurbaşkanlığı seçimlerine vermek suretiyle kendi başarısızlıklarını ve bunun üzerinde konuşulmasını, tartışılmasını perdeliyor olabilirler. Bence 30 Mart'ı halen konuşmalıyız biz. Öncesinde ne vardı, seçim sonuçları bize ne gösteriyor. AK Parti'nin başarılı olmasının sebepleri nelerdir, muhalefetin başarısız olmasının sebepleri nelerdir. Bunlar yeterince konuşulmadı. Bence analizleri devam ettirmek gerekirken birden gündeme Cumhurbaşkanlığı seçimi geldi. İkinci olarak; esasen sayın Cumhurbaşkanımız da Kuveyt'te gazetecilerle yaptığı toplantıda 'Bunun artık konuşulmasının vakti geldi' dedi. O zaman da söylüyorum. Şüphesiz merak edilmemesi mümkün değil. Yani bunun bir spekülasyon olduğunu artık düşünemeyiz. Kabul edemeyiz. Ağustos'un 10'unda birinci turu yapacağız. 15 gün sonrada ikinci turu yapacağız. 28 Ağustos'ta Cumhurbaşkanımız değişmiş olacak veya tekrar seçilmiş olacak. Şuanda bilemiyorum.'
'GÜL, BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ADAYLIĞINI DESTEKLER'
Haziran'dan itibaren Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili resmi sürecin başlayacağını anımsatan Arınç, 'Burada temel konu Tayyip Erdoğan mı Cumhurbaşkanı adayı olacak veya Cumhurbaşkanı olacak, sayın Gül Cumhurbaşkanımız ikinci bir dönem mi olacak? Üçüncü bir ihtimali hiç kimse konuşmuyor. Dördüncü bir isimden bahsetmiyoruz. Muhalefetin bile ancak yapabildiği Kılıçdaroğlu'nun ifadesiyle ikinci tur için muhalefet ortak bir aday belirleyebilir. Şüphesiz bunun birinci turda katılması lazım. Yani muhalefet Tayyip Erdoğan da aday olsa, Abdullah Gül de aday olsa ortak bir aday belirleme konusunda istekli. Buna MHP ne der bilemiyorum. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu bir televizyon kanalında belli biraz da boş bulundu, 'Tayyip Erdoğan veya Abdullah Gül'den birisi aday olsa siz hangisine oy verirsiniz?' deyince, 'Abdullah Gül' dedi. Şimdi ondan vazgeçtiği anlaşılıyor. Yani üçüncü bir ismin ortak bir aday olarak belirlenmesi. Bazen yine iyi tarafına geliyor kadın aday niye olmasın diyor. Bazen de işte siyasi ağırlığı çok fazla olmayan birisinden bahsediyor. Bunları günübirlik düşüncesi olarak görüyorum. Şimdi mesele şudur. Sayın Başbakanımız aday olmak isterse bence sayın Gül buna saygı gösterecektir ve onun adaylığını destekleyecektir' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'ın birbirleriyle bu konuda görüş alışverişinde bulunacaklarını dile getiren Arınç, 'Şimdi ikisi baş başa kaldıklarında eminim bu nezaket içerisinde birisi sen Cumhurbaşkanı adayımızsın diyecektir. O günü bekleyelim' dedi.
'BAŞBAKAN ERDOĞAN YÜZDE 51'İ BİRİNCİ TURDA RAHATLIKLA ALIR'
30 Mart yerel seçimlerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Çankaya yolunun açık olduğunun bir göstergesi olduğunu söyleyen Arınç, 'Tayyip Erdoğan şuanda yüzde 46'larda bir mahalli seçim şartında almışsa bu rahatlıkla yüzde 50'nin üzerinde bir oy demektir. Genel seçime gitseydik bana göre yüzde 50'den aşağıya almazdık. İkinci; bu mahalli seçimdir. Yurt dışından oy kullanılamadı. Artık yurt dışından da oy kullanılacak. Aday faktörü de çok ağır bastı. Aday faktörü dolayısıyla AK Parti'ye gelmeyen oylar var. Oysa yarın Cumhurbaşkanlığı adaylığında hem parti hem de adayın kendisi çok önemli bir rol oynayacak. Üçüncüsü Tayyip Erdoğan'la ittifak yapabilecek çok geniş toplum kesimleri var. Bugünkü çizgi devam ettiği sürece rahatlıkla 51'i birinci turda rahatlıkla bulabileceğimizi düşünüyorum. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan yani üç ay sonra, beş ay sonra Cumhurbaşkanı adayı olmak isterse sayın Cumhurbaşkanımız buna karşı çıkmaz. Geçmişteki bütün hukukumuza bakarak söylüyorum. Aday olarsa da elbette ittifak içerisinde yüzde 51'i birinci turda rahatlıkla bulabilir' şeklinde konuştu.
'ALLAH'IN EMRİ DEĞİL, BU KONUDA BİR AYET YOK'
Üç dönem kuralı ile ilgili olarak Arınç, 'Allah'ın emri de değil, bu konuda bir ayet yok. Bu bir tüzük kuralıdır. Tüzükte bir değişiklik MKYK kararıyla olağan veya olağanüstü kongreye götürülür, orada iptal yönünde bir karar da alınabilir. Kaldı ki Sayın Başbakanımız, ben ve bazı arkadaşlarımız dışında 'bu kural kalsın' diyenler çok azınlıkta, 'bu kural kaldırılsın' diyenler daha çoğunlukta. Anadolu'ya çıktığımızda hiç tanımadığımız insanlarla görüştüğümüzde bile 'bırakın bu kuralı filan, siz yolunuza devam edin' diye endişelerini ifade edenler var. Biz güçlü bir siyasi partiyiz' dedi.
