Hasan Çelebi ile 1992'de yaşadıkları Endonezya'da tanıştığını ve o gün evlerinin havasının değiştiğini aktaran Davutoğlu, Hat Sanatı için ise, "Beni her zaman büyülemiştir. Hat sanatı vahyin ışığını bünyesinde taşır" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da Hasan Çelebi Sergi açılış töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Esmaül Hüsna üzerinde uzunca durmuştum
"Hat eseri gönlünüzü dinlendirir. Hat sanatı bir çok sanatın bir araya geldiği ve insanı büyüleyen temaşa sanatının bir araya geldiği, gönlü ve ruhu doyuran bir sanattır. Hat sanatı her zaman beni büyülemiştir. Hat sanatı vahyin ışığını bünyesinde taşır. Ben de bu sanatı bize bırakanlara ve üstadımız olan Hasan Çelebiye teşekkür ediyorum. Bizleri bu sanata yatkın olan Esma-ül Hüsna'ya hayranlığımı ifade etmek istiyorum. Ben de tezimi hazırlarken Esmaül Hüsna üzerinde uzunca durmuştum. Serginin Esma-ül Hüsna teması üzerinde olması dikkat çeken bir değer ve manevi bir duygunluk verir, insanı tekebbüre ve rabbinin mavfiyetini dile getirir. Rabbin ve Allah'ın isimleri karşısında ki acizliğimizi görür ve nasipleniriz. İnsan Esmaül Hüsna ve Rabbin isimleri ile kendisini konumlandırırsa insan Hiç'liğini ve mahfiyetin en deruni halini yaşamayan biri kendsini gerçekleştiremez. Hat ve tezhip sanatı ve diğer birçok sanat dünyeviliğe karşı ulbiliği ve tekebbüre karşı mahfiyeti öğretir.
Kızım öğrencisi oldu
Endonezya'da evimize gelmesiyle birlikte, evimizin havası değişmişti. Tahmini 23 yıl önce tanışmıştık, kızım 6 yaşlarındayken eline kalem almıştı ve küçük kızımla ilgiendi ve "sende kaabiliyet var kızım" diyerek biranda bizi unuttu ve sanatın inceliğini ve ulviliğini ona aşıladı ve sonra kızımda kendisinin öğrencisi oldu. O zamandan beri yakın dostluğumuz devam etti. Her zaman kendisinin ulvi kişilğinden istifade ettik. Kendisine sevgi ve muhabbetimizi bu şekilde ifade etme fırsatı bulduk. Kendisine teşekkür ediyorum.
Elhamdülillah kağıt ve kalem artık sahipsiz değil
Dünyanın her yerinde Türk Hat sanatı büyük bir ivme kazanmıştır. Elhamdülillah, kağıt ve kalem artık sahipsiz değil ve Elhamdülillah ki kağıt ve kalemi gelecek nesillere aktaracak değerli üstadlarımız var. Çocuklarımız artık bilgisayara bağımlı olarak değil sanat ışığında geleceğe adım atma lüksünü taşıyor. Kalelerin en büyüğü sanat kalesidir. Erzurum bize şehir dili ile konuşarak demektedir ki, "Kalem artık sağlam ellerdedir!" Allah hepimizin bu sanattan nasiplenmemizi nasip etsin."
Kaynak: Yeni Şafak
