Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Diyarbakır'daki patlamanın ardından kendisine yönelik, "Bana ulaşacağına Diyarbakır halkından özür dilesin" dediğini belirterek, "Ben niye özür dileyeceğim? Eğer özür dileyecek biri varsa sensin, sen. Zira 6, 7, 8 Ekim tarihlerinde benim Kürt kardeşlerimi sokağa döken sendin. 50 kişinin ölümüne neden olan sendin" dedi.
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programları kapsamında Ağrı Dörtyol Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti.
Sözlerine, "Buradan, ilçelerimizdeki, köylerimizdeki, gönlü Ağrı Dağı kadar yüce tüm kardeşlerime selamlarımı yolluyorum. Seyyid Ahmet Arvasi'nin şehri, Ahmedi Hani'nin şehri, Kerem ile Aslı'nın şehri Ağrı'yı, muhteşem mimarisiyle tüm dünyanın hayranlığını kazanan İshakpaşa Sarayı'nın şehri Ağrı'yı özlemle kucaklıyorum. Sana derler, dertli ağrı. Başın hep dumanlı karlı, Aslı'ya kavuşmak için Kerem seni aştı. Ağrı, aman Ağrı, canım Ağrı, yol ver, yare gidem gayrı" ifadeleriyle başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete olan aşklarının, Ağrı'ya olan aşklarının, Kerem ile Aslı'nın aşkından daha güçlü olduğunu kaydetti.
Halka, "Ağrı, yarın bizlere yeni Türkiye'nin inşası için oy veriyor mu? Ağrı, yarın sandıklara sahip çıkıyor mu? Ağrı, yarın sandıkları patlatıyor mu?" diye soran Erdoğan'a, alandakiler "Evet" yanıtını verdi.
Erdoğan, geçen 12 yılda Ağrı'yı, yıllardır özlemini çektiği hizmetlerle buluşturmanın çabası içinde olduklarını, Ağrı'ya yaklaşık 7,5 katrilyon lira yatırım yaptıklarını, ili doğalgazla buluşturmak için özel kanun çıkardıklarını anlattı.
Belediye ve özel sektörün, bu işleri yapamadığı için İl Özel İdaresini devreye aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşallah yakında Ağrı'nın doğalgazla buluşacağı bilgisini de paylaştı.
İlde, 3 bin 585 yeni derslik inşa ettiklerini kaydeden Erdoğan, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinin, 11 bin öğrencisiyle bölgenin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri olma yolunda ilerlediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ağrılı kardeşlerim soruyorum size, 12 yıl önce Ağrı'da üniversite olacak deseler inanır mıydınız? Ama biz bunu yaptık mı? Daha nice illerimiz üniversiteden mahrumdu. Biz geldik 76 üniversite vardı, şimdi 193 üniversite var. Üniversitesi olmayan il kalmadı" diye konuştu.
İlçelerdeki hastanelerin yanı sıra, 400 yataklı Ağrı Devlet Hastanesinin inşaatının sürdüğünü hatırlatan Erdoğan, ildeki 16 kilometre bölünmüş yola 306 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerini belirtti.
Ağrı Havalimanını tüm baskılara, saldırılara rağmen hizmete sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye? Benim Ağrılı kardeşim buna layıktı da onun için. Geçtiğimiz yıl 202 bin kardeşimiz bu havalimanını kullandı" dedi.
İlin içme suyu sorununu Yazıcı Barajı'yla çözdüklerini, şimdi de Aydıntepe Barajı projesinin hazırlandığını aktaran Erdoğan, "Yeni hizmetlerle, yeni projelerle Ağrı'yı 2023 Türkiye'sine hazırlamaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
Erdoğan, başbakanlığında olduğu gibi cumhurbaşkanlığı sırasında da ilin her meselesinin takipçisi olacağını kaydetti.
- "ÖZÜR DİLEYECEK BİRİ VARSA SENSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağrı'nın, "Yalancının torbası hep deliktir" diye bir sözü bulunduğunu belirterek, "Bu seçim, torbası delik yalancıların seçimine döndü" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Anamuhalefetin genel başkanı 'proje' der, 'vaat' der, yapılmış işleri söyler. Biz yapmışız. Sadece bu kadarla da kalmaz, akşam söylediğini sabah inkar eder. Hatta yüzü kızarmadan aynı şeyleri tekrarlamayı sürdürür. Eş başkanların partisine gelince, demokrasiyi, barışı, özgürlüğü dilinden düşürmez, ama bölgede silahla, baskıyla, şiddetle milleti canından bezdirir."
"Dün, Diyarbakır'da asla tasvip edemeyeceğimiz bir olay gerçekleşti, iki vatandaşımız öldü, Allah'tan rahmet diliyorum" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün akşam canlı yayında bu konuyla ilgili açıklamalarımı yaptım, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Basın Müşavirliği'nden de yazılı olarak ayrıca açıklamalar yapıldı. Fakat eş başkan beyefendiye ulaşmak mümkün değildi. Daha sonra açıklama yapıyor, 'Bana ulaşacağına, Diyarbakır halkından özür dilesin.' Ben niye özür dileyeceğim? Eğer özür dileyecek birisi varsa sensin, sen. Zira 6, 7, 8 Ekim tarihlerinde, benim Kürt kardeşlerimi sokağa döken, 50 kişinin ölümüne neden olan sendin. Ölen Kürt kardeşlerimdi, öldüren de yine Kürtlerdi. Bu tür bir vahşete vesile olan sendin."
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "Bizim kitabımızda hiçbir zaman kan yoktur. Bizim kitabımızda hiçbir zaman, 40 yıllık siyasi hayatımda kan yoktur. Ama siz daha siyasette çıraksınız, tehditle yürüyorsunuz" ifadesine yer vererek, şunları kaydetti:
"İşte Van'da, belediyenizin bilboardlarında musluktan kan akıyor. Musluktan kan akar mı? Su akar. Ama bunların durumu bu. Şırnak'ta olan olayları biliyorsunuz. Siirt'te, muhtarın öldürülme olayını biliyorsunuz. Bölücü terör örgütüyle iş tutuyorsun. Zaten abin dağda. Beraber yürüyorsunuz. Kimliğin belli, kişiliğin belli, kalkıp bize 'Milletten özür dile'. Ben milletimle iç içeyim. Milletime bu tür şeyleri asla biz reva görmedik. Şimdi de bütün güvenlik güçlerimiz, bunun araştırmasını, incelemesini yapıyorlar. Nerede, kimler tarafından, nasıl olduğu, çıkacak meydana. Ne diyor? 'Eskişehir mitinginde bunu söylemeliydi'. Eskişehir mitinginde, o buluşmada, zaten henüz ben henüz daha buluşmaya çıktığımda bundan haberim yok. Çıktıktan sonra, arkadaşlarım haberi veriyorlar. Fakat biz çırak değiliz. Siz ise bir saat sonra CNN'de programa çıkıyorsunuz, yani telefonla bağlantı kuruyorsunuz. Çünkü, Doğan medyasıyla şu anda iyi iş tuttular. Beraber yürüyorlar."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Anayasa yapılsın ama 'anayasayı bunlar değil, eskiden olduğu gibi vesayet yapsın, cuntacılar yapsın' mesajı veriyorlar. Biz milletimizle birlikte yeni Anayasa yapalım dedikçe muhalefet partilerinin niye bize karşı çıktıklarını anlıyorsunuz değil mi? Dikkat edin aynısını eş başkanlar da söylüyor, 'anayasa yapılsın ama bunlar yapmasın'. Millet yapmayacaksa kim yapacak bu anayasayı? Onun cevabını Londra'dan, New York'tan alıyoruz" dedi.
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programları kapsamında Ağrı Dörtyol Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti özlemcisi eş başkanların İstanbul'da başka, Ağrı'da başka yüzleriyle milletin karşısına çıktığını belirterek, Pensilvanya'nın ise bu işin profesyoneli olduğunu, herkesin koluna girip 'Oyum sana' dediğini, bu kişilerin kasetle, kumpasla siyaseti dizayn etme çabasının sürdüğünü bildirdi.
Doğan Medyası'nın da ilk günden beri bunlarla birlikte hareket ettiğini, son günlerde yurt dışındaki medya kuruluşlarının da aynı kervana katıldığını anlatan Erdoğan, "Hatta yapılan yayınlara bakınca eski Türkiye koalisyonunun oralarda kotarıldığını, oralarda kurulduğunu görüyoruz. Onlar yazıyor, buradakiler uyguluyor. Amaçları yeni Türkiye'nin inşasını engellemek" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun için anayasa yapılsın ama 'anayasayı bunlar değil, eskiden olduğu gibi vesayet yapsın, cuntacılar yapsın' mesajı veriyorlar. Biz milletimizle birlikte yeni Anayasa yapalım dedikçe muhalefet partilerinin niye bize karşı çıktıklarını anlıyorsunuz değil mi? Dikkat edin aynısını eş başkanlar da söylüyor, 'anayasa yapılsın ama bunlar yapmasın'. Millet yapmayacaksa kim yapacak bu anayasayı? Onun cevabını Londra'dan, New York'tan alıyoruz. Biz milletimizle birlikte manşetlerle, vesayetle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Her seçimde benzer ittifaklarla, benzer tuzaklarla mücadele ederek yolumuza devam ettik. Ama unutmayın tuzakların üstünde bir tuzak var."
- "SANIYORLAR Kİ MİLLET UNUTTU"
Enfal Suresi'nin 30. ayetini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu unutmayın. En güzeli odur. En yücesi odur. Dolayısıyla öyle biz tuzak kurduk, bu işi bitirdik... Hayır, hayır hiçbir şey bitiremediniz ve bitiremeyeceksiniz. Kaderin üstünde bir kader vardır diyoruz ya, işte mesele bu" diye konuştu.
Karşılarında ilk kez bu kadar geniş bir cephe gördüklerini, asla bir araya gelemeyecek, birlikte hareket edemeyeceği düşünülen örgütlerin eski Türkiye koalisyonunda buluştuğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanıyorlar ki millet 1990'ları unuttu. Sanıyorlar ki millet 1940'lardaki tek parti zulmünü unuttu. Bölge halkının ret, inkar, asimilasyon uygulamalarını unuttuğunu sanıyorlar. Bunları kim kaldırdı? Biz kaldırdık, biz. Ben partimizi kurarken Ağrı'ya geldiğimde Ağrılı kardeşim, kanaat önderleri bize ne diyordu biliyor musunuz? Diyorlardı ki 'Sadece şu olağanüstü hali kaldırın yeter.' Sağ olsun Abdullah Gül' başbakanlığı döneminde daha ilk ay olağanüstü hal kaldırıldı. Biz böyle bir yerden geliyoruz. Kürt kardeşlerimin üzerinde baskı vardı. Temel haklarıyla ilgili yasaklar vardı. Demokratik Açılım, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ve Çözüm Süreci'yle tüm bunları birer birer ortadan kaldırdık, kaldırıyoruz. Boşaltılan köyleri, yaylaları yeniden şenlendirdik. Televizyondan, yerleşim yeri izinlerine kadar Kürt kardeşlerimizin tüm beklentilerini hayata geçirdik, geçiriyoruz."
-"SEN DİYANET'İ NASIL KALDIRIRSIN?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte dindarlara yönelik baskı ve yasaklar bulunduğunu, bu konuda yaşanan sıkıntılara da son verdiklerini anımsatarak, "İmam hatipleri bitirmek için 8 yıllık kesintisiz formülü bulmuşlar ve tüm mesleki eğitim sistemini çökertmişlerdi. Hatırlayın 28 Şubat. Hatırlıyorsunuz değil mi?" dedi.
Bu dönemde imam hatiplerin orta kısımlarının kapatıldığını ve öğrenci sayısının 60 bine düştüğünü aktaran Erdoğan, kat sayı uygulamasını kaldırıp, imam hatiplerin orta kısmını açtıklarını, böylece öğrenci sayısının 1 milyona çıktığını bildirdi.
Bunun zorla olmadığını, milletin evladının burada okumasını istediğini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bundan Kılıçdaroğlu rahatsız oluyor. Eş başkan rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben Diyanet İşleri Başkanlığımızın yayınladığı Kürtçe mealli Kuran-ı Kerim'i gösterdim. Eş başkan çıktı diyor ki 'O bir tane hazırlandı, Cumhurbaşkanı'na gönderildi.' Ertesi gün Diyanet İşleri Başkanlığımız depodaki tüm Kürtçe Kuran-ı Kerimleri gösterdi. Kardeşlerim, niye rahatsız oluyor? Çünkü Kuran-ı Kerim'in Kürtçe mealiyle öğrenilmesini istemiyor, onun için. İstemiyor. Ne diyor, 'Diyanet'i kaldıracağız.' Sen Diyanet'i nasıl kaldırırsın? Bu yetkiyi sana kim verdi? Millet sana böyle bir yetki verdi mi? Milleti meydanlarda aldatıyor. Kusura bakma biz halimizden memnunuz. O da olmadı, kaynak. Kaynak dedi Diyanet İşleri Başkanı'nın altındaki Mercedes'i alacağım dedi. Onu satacağım. Nedir fiyatı? Açıkladığı fiyata bak, 1 milyon, yani 1 trilyon. Diyanet İşleri Başkanına sordurdum, 320 bin lira. Böyle yalan olur mu? Bunlar akşam başka, sabah başka. Arnavutluk'ta Namazgah Camisi'nin temelini attık, oradan dönüyoruz. Diyanet İşleri Başkanına dedim ki 'Haberim olsa bu arabayı geri verdirtmezdim. Çünkü senin temsil ettiğim makam sıradan bir makam değil. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı makamındaki zırhlı Mercedeslerden bir tanesini sana tahsis edeceğim' dedim. Bunu Diyanet İşleri Başkanımıza tahsis ettik. Seçim sonrası inşallah Başbakan'ımızla konuyu görüşeceğim ve Cumhurbaşkanlığı havuzundaki, Başbakanlık havuzundaki, ortaklaşa kullanıyoruz uçakların bir tanesiyle yurt dışı ziyaretlerine bizim Diyanet İşleri Başkanımız da gidebilecek. Bunu niye söylüyorum? İtalya'nın Vatikan papası, Alitalia uçaklarıyla uluslararası seyahat yapıyor da benim Diyanet İşleri Başkanım niçin bizim uçaklarımızla bunu yapmasın."
-"İŞİ GÜCÜ DİNLE"
Muhalefetin din dersine yönelik ifadelerine ilişkin Erdoğan, "İşi gücü dinle. Şimdi imam hatipte biliyorsunuz sıkıntılar vardı. Katsayı kalktı mı? Şu anda istediğin üniversiteye girebiliyor musun? Elhamdülillah. Bu onları rahatsız ediyor" dedi.
Kendisinin de çocuklarının da imam hatip mezunu olduğu bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki kızının başörtüsü yasağından dolayı Türkiye'de okuyamadığını, mecburen yurt dışına gönderdiklerini, oğlunun da katsayı engeline takılarak üniversiteye gidemediğini, dışarıda Harvard'da masterini yaptığını, kızlarının dünyanın en önemli üniversitelerinde doktora ve masterlerini tamamladığını anlattı.
Erdoğan, "Onlar yapamaz diye bir şey yok. Siz yaparsınız ben size inanıyorum. Meslek lisesindeki yavrularımıza inanıyorum. Yapmamaları için hiçbir sebep yok. Ama bu ayrımcılık niye? Bu ayrımcılığı niye yaptılar? İşte bunların hepsini kaldırdık" diye konuştu.
Danıştay'ın başörtüsü kararına atıfta bulunan Erdoğan, şöyle dedi:
"Düz liselerde başörtülü olarak dersler girebilirsiniz. Güzel mi? Seçmeli olarak Kuran-ı Kerim dersine girebiliyor mu artık. Siyer-i Nebi dersine girebiliyor mu? Aynı şekilde devlet dairelerinde başörtülü olarak çalışabiliyor mu? Şimdi de HSYK bir karar aldı. Yargı mensupları da başörtülü olarak görev yapabilecek. Nereden nereye. Ne dualar yapıldı. Ne gözyaşları döküldü. Bu gözyaşları karşılıksız kalır mı? Kalmadı, bundan sonra da kalmayacak. Bu ülkede ayrımcılığın karşısına dikilen biz olduk. Çünkü biz halkımızı ayırmadık. Yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Bizim farkımız bu."