Anayasa
Mahkemesi'nin (AYM) önceki gün verdiği dershane kararının ardından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, kurmaylarını olağanüstü topladı. Toplantı sonrasında yaptığı açıklamada davanın bir yıl önce açıldığını hatırlatan Bakan Avcı, şunları kaydetti: Yürütmeyi durdurma talebi de vardı. Bir yıl önce yürütmeyi durdurmayı reddettiği bir yasayı hangi gerekçelerle ne değişti de şimdi reddetti? Öncelikle öğrencilerimizin, velilerimizin mağdur olmaması için çocuklarımızın takviye ihtiyaçlarının giderilmesi için ikincil mevzuatımızda gerekli değişiklik hazırlıklarımızı yaptık. Hiçbir öğrencimizi ortada bırakmayız. Takviye kurslarımız devam ediyor, yeni kayıtları alacağız. Hiçbir çocuğumuzun takviye kurslarından mahrum kalmaması için gerekli tedbirleri aldık, almaya devam edeceğiz Çıkabilecek her türlü karara karşı ikincil mevzuatı yani yönetmeliklerimizle ve yönergelerimizle ne tür değişiklik yapabileceğimizi daha öncesinden planlamıştık. Hangi gerekçe ile hangi maddede ne tür iptal kararları alınmış onu görelim, ona göre ikincil düzenlemelerle gerekeni yaparız." Dershanelerin eylül ayında öğrenci alıp almayacağına da değinen Avcı, "Gerçekten eğitim hizmeti vermek isteyen temsilcilerle tekrardan otururuz. Çözümlerini birlikte üretiriz. Özel eğitim sektörümüzün, öğrencilerimizin ve velilerimizin tedirgin olmasını gerektirecek bir durum yok. Zamanlaması konusunda ve hangi tedbirler alındıktan sonra bunların yapılmasının veya dönüştürülmesinin daha uygun olacağı konusunda farklı yaklaşımlar var. Biz bu yaklaşımı kendi uyguladığımız yöntemin doğru yöntem olduğunu düşünüyorduk, hala öyle düşünüyoruz. Yasa iptal edildiyse dershanelerin varlığıyla ilgili gri bölge oluşabilir. Onu düzenleme işi de bize düşer" diye konuştu.
EĞİTİM POLİTİKALARINI SİYASİ İRADE BELİRLER
Başbakan
Davutoğlu, AYM'nin kararını şu sözlerle eleştirdi: "Türkiye'de eğitim politikalarını belirleme hakkı, yetkisi, sorumluluğu siyasi iradeye aittir. Bir hukuki ihlal ya da insan haklarıyla ilgili bir şey varsa AYM'ye başvurulur. AYM'nin hukuki yetkisi böyle bir şeyi değerlendirme konusu yapmamaktır. Yürütme erkinin de bu konudaki tutumu örgün ve yaygın eğitimin güçlendirilerek dershanelere olan ihtiyacın azaltılması, mümkünse kalmaması yönündedir. Hükümet kurma çalışmalarımız yürürken bu tür kararların, bazı açıklamaların gündeme gelmesi de düşündürücü."
