Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün cuma namazını İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü içindeki Fatih Ormanı Camisi'nde kıldı. Erdoğan, namazın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
İSTİSMAR ETTİLER:
13 yıllık bir iktidar sürecinde, öncelikle demokratik açılım süreciyle başlayan bir adım vardı. Daha sonra bunu "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi"yle geliştirdik. Ardından bir "Çözüm Süreci"yle taçlandıralım istedik. Görülen o ki, bölücü terör örgütü bu attığımız adımlara olumlu yaklaşım vermediği gibi, maalesef, bunun istismarını yapmak suretiyle ülkemizdeki demokratik yaklaşımı, temel insan hak ve özgürlükleri noktasında olumlu yaklaşımımızı her zaman istismarla karşıladı. Bu noktada 6-7 Ekim süreci bizler için bir üzüntü süreci oldu. Birçok yerde yol kesmeler oldu. Bütün bu olumsuz gelişmeler ötesinde özellikle Doğu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde vatandaşlarımız kendi demokratik haklarını dahi kendi istekleri istikametinde kullanamadıkları gibi devamlı tehditlerle karşı karşıya kaldılar. Son gelinen aşamada ise bu iş tamamen çığırından çıkmış durumdaydı. Ve güneydeki gelişmeleri değerlendirdiğimiz zaman Türkiye'nin bu noktada çok daha farklı bir adımı atmasını gerekli kılıyordu. Eğit-donat çalışması, güvenli bölge çalışması, bunun yanında uçuşa yasak bölge anlayışı bütün bunlar da haklılığımızı ortaya koydu.
NETİCESİNE KATLANIRLAR:
(Özel güvenlik toplantısında PKK'ye son kez silah bırakma çağrısı yapılmasıyla ilgili) Yapıldı. Defaatle yapıldı. Aynı şekilde yine yapıldı. Bölücü terör örgütü olsun diğer terör örgütleri olsun bunların hepsi silahı bırakmak durumundadırlar. Eğer silahı bırakmazlarsa neticesine de katlanırlar. Olay bu kadar basittir.
BAŞLANGIÇ NOKTASI:
Obama ile görüşmemizde DAEŞ ile mücadeledeki kararlılığımızı teyit ettik. Bu gece bildiğiniz gibi ilk adım kararlı bir şekilde atıldı. Bu gözaltına alınanlarla ilgili bir süreç başladığı gibi bu sadece bu geceye yönelik bir operasyon değildir. Bu operasyon bundan sonraki süreçte de kararlı bir şekilde devam edecektir. Burada tabi hedefler bellidir. DAEŞ başta olmak üzere, gerek PKK, DHKP-C, diğer terör örgütleri olsun, devletimiz atılması gereken her türlü adımı atacaktır. Bu bir kararlılıktır. Çünkü devletimizin olduğu yerde biz farklı bir devlet yapılanmasına müsaade edemeyiz. Bunun adı paralel devlet olabilir, şu devlet olabilir, bu devlet olabilir, hiç fark etmiyor.
ÖZGÜVEN İÇİNDE OLUN:
(Vatandaşlarda korku ve tedirginlik ile ilgili) Vatandaşıma bir korku atmosferi içersinde yaşamamalarını tavsiye ederim. Çünkü onların bir defa kendi özgüveni her şeyin ötesinde. Onlar özgüven içinde olmalı. Vatandaşımız devletine inansın, güvensin.
MEDYAYA ÇAĞRI:
Ben tüm medyadan da şunu istiyorum: Bölücü terör örgütlerini arkasına alanlara destek olmaktan değil de, bu ülkenin birliğini beraberliğini savunmaya, buna destek vermeye eğer yazılı ve görsel medyada gerekli desteği verecek olursa o zaman tablo çok daha farklı olur. 6-7-8 Ekim olaylarını düşünün. Ondan sonraki süreçte yine aynı şekilde vatandaşlarımızı sokağa davet edenleri, özellikle bunları düşünün. Bunlar ülkenin ayrımcılığına yönelik atılmış adımlardır. Biz bu ayrımcılığa asla fırsat vermeyeceğiz. Herkes yasalar içinde demokratik hakkını kullanabilir.
BÖYLE YÜRÜTEMEZSİNİZ:
İç Güvenlik Yasası çıkarıldıktan sonra, hâlâ yüzleri kapalı, ellerinde silahlarla, İstanbul'da bile rahatlıkla yürüyebiliyorsa burada tabii bizim de güvenlik noktasında bir zaafımız var demektir. Ama ben de ilgili arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdim. "Yürütemezsiniz" dedim. Gereği neyse onlara anında bunu yapacaksınız. Yüzü, suratı kapalı olanlar yürüyemez.
'ÜLKE YÖNETİMSİZ KALMAZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan koailisyon süreciyle ilgili olarak ise, "Koalisyon sürecinde bugün de görüşmeler var. Koalisyon olur veya olmaz. Olması halinde zaten bitmiş demektir. Ama koalisyon olamıyorsa, o zaman bu işte nihai kararı verecek olan merci milli iradedir. O zaman da süratle millete gidilir. Ve milli iradenin tecelli ettiği istikamette adım atılır. Bu da bizim 90 günümüzü alır, 3-4 ayımızı alır. Bu süreç içinde de ülke yönetimsiz kalmaz" dedi.
ŞEHİT YAKINLARINA TAZİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit polisler Okan Acar ve Feyyaz Yumuşak ile şehit Astsubay Yalçın Nane ve şehit Uzman Onbaşı Müsellim Ünal'ın ailelerini arayarak başsağlığı dileğinde bulundu.
