Başta Odalar Birliği olmak üzere Ankara Ticaret Odası, Sinan Aygün zamanında 50-100 milyon liraya kongre salonu yapıldı. İstanbul Ticaret Odası, Sanayi Odası, Odalar Birliği; Avrupa'da, Amerika'da 50-100 milyon dolarlık Türkiye'nin bu sorununu anlatan, PKK'nın vahşetini anlatan, dönen üçkağıtları anlatan ilanlar verse, buraya yüzlerce gazeteciyi getirse, burada belgeseller yapıp oraya gönderse ne olur? Bu para kendilerinde var. Sahip olduğu iştiraklerin sayısı çarşaf çarşaf sayfaları buluyor. Varlıklar 1-2 milyar değil; 10-20-30-40-50 milyarlık… Bu paraların kullanımı tamamen kendi yetkilerinde, kendi iç denetimlerinde. Kimseyi itham etmiyorum, buradan fikir veriyorum. Odalar Birliği dışarıda son derece itibarlı bir kuruluş. Başta Rıfat bey olmak üzere. Kendilerini davet ediyorum, o sivil, asker ve polis şehitlerimiz adına. Onların aileleri adına. Bu ızdırabı Avrupa'nın, Amerika'nın gazetelerinde, televizyonlarında anlatın. Avrupa'nın dini imanı paradır. 50-100 milyon dolar harcayın. Bunları binalara harcıyorsunuz. Paralar yatırıma gidiyor. O paralar, o binalar, bu ülkede birlik, beraberliğimiz olmadığı takdirde hiçbir işe yaramaz.
"MÜLTECİ ORGANİZASYONUNUN ARKASINDA PKK VAR!"
Bu mülteci olayının bu kadar organize olması öyle bu işten para kazanan 3-5 kişi değil. Bunun arkasında da PKK var. Çünkü PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, haraç toplama yanındaki temel gelirlerinden biri insan ticaretidir. Yıllardır çeşitli yerlerden insanı Avrupa'ya kaçırıp karşılığında para kazanır. Hatta Bugün Fransa'da, Almanya'da, Danimarka'da PKK köleleri vardır. Getirirler, işe sokarlar, 10-15 yıl boyunca maaşından pay alırlar ya da köleleştirip vurkaçlarda kullanırlar.