İŞTE O CAMİ-TIKLAYIN!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Akdeniz'de, Ege'de ölen, mağdur olan, zarar gören insanlığın vicdanıdır, insanlığın ta kendisidir' dedi.
Erdoğan, Moskova Merkez Camisi'nin açılışı için düzenlenen törendeki konuşmasına, caminin Moskova'ya kazandırılmasında emeği geçen herkese şükranlarını sunarak başladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfının caminin inşasına katkı sağlamasının millet açısından bahtiyarlık vesilesi olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Camimizde yapılacak ibadetlerin, edilecek duaların Allah katında makbul ve karin olmasını diliyorum. Moskova Merkez Camisi'nin bugün insanlık olarak ihtiyaç duyduğumuz barışa ve dayanışmaya katkı sağlamasını Allah'tan temenni ediyorum. Burada hep birlikte şahit olduğumuz dostluk ve güven ortamını Rusya'nın ayrılmaz bir parçası olan Müslüman nüfusun ülkedeki huzurlu geleceğinin sembolü olarak görüyorum. Rusya'daki Müslüman kardeşlerimiz ile aramızdaki kadim tarihi bağlar ve karşılıklı muhabbet Türkiye-Rusya dostluğuna ciddi katkı sağlıyor. Bizleri daha güçlü ilişkiler için teşvik ediyor."
Erdoğan, farklı inanç ve kökene sahip insanların aynı çatı altında yaşama tecrübesine Rusya'nın çok önemli bir örnek olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Ortak değerler etrafında buluşarak, tüm farklılıkların ötesinde müşterek hayat alanı oluşturabilmenin ve gelecek tasavvuru kurabilmenin mümkün olduğuna, bugün burada, Moskova'da bir kez daha şahit oluyoruz. Biz bu güzel manzara karşısında memnuniyetimizi ifade ederken, maalesef dünyanın pek çok yerinde tam tersi görüntüler yaşanıyor. İsrail'in Filistinlilere uyguladığı ayrımcı politikalar, Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın kutsiyeti ihlal edilerek tehlikeli bir yere doğru götürülüyor. Bilhassa Suriye, Irak, Mısır, Libya, Yemen gibi yakın çevremiz ile bu bölgelerden kaçan insanların yöneldiği Avrupa sınırlarında tüm insanlığı utandırması gereken hazin manzaralar yaşanıyor. İnançları, kökenleri ve bölgelerinin ötesinde insanların bizatihi bu sıfatla sahip oldukları haklardan dahi mahrum bırakıldıklarını görmekten dolayı üzüntülüyüz. Akdeniz'de, Ege'de ölen, mağdur olan, zarar gören insanlığın vicdanıdır, insanlığın ta kendisidir."
"Ortadoğu'daki ateşi iyilikle, adaletle, vicdanla söndürmeye çalışmalıyız"
Rus yazar Tolstoy'un "Hayatta en önemli uğraş iyiliktir" sözüyle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyaya, devletlere ve halklara seslenen Erdoğan, "Tolstoy, başka bir hikayesinde, 'Art niyetle yakılan ateşin, o evle birlikte tüm köyü de yok edebileceğini' söylüyor. Bölgemizde yaşanan hadiselere de bu açıdan bakmalıyız. Ortadoğu'daki ateşi, orada yaşayan insanların kendi tarihi, kültürel, sosyal gerçeklikleri çerçevesinde iyilikle, adaletle, vicdanla söndürmeye çalışmalıyız. İşte biz bunun için Irak'tan, Suriye'den sınırlarımıza gelen 2 milyon mağduru hiç tereddüt etmeden kabul ettik. Bunun için 4 yıldır bu insanlara her türlü yardımı yapıyor, onları ülkemizde barındırıyoruz. Mülteci sorununun çözümü, sınırları kapatmaktan veya bu insanları denizlerde ölüme terk etmekten değil, ülkelerini onlar için yeniden yaşanabilir yerler haline dönüştürmekten geçiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tarih boyunca farklı inançlardan insanların hoşgörü içinde bir arada yaşadığı ülke olduğuna dikkati çekti. Erdoğan, şunları kaydetti:
"İstanbul başta olmak üzere pek çok şehrimizde camiler ile kiliseleri, havraları yan yana görebilmek mümkündür. Birlikte yaşama tecrübesi konusundaki zenginliğimiz Türkiye ile Rusya'nın önemli bir müştereğidir. Bugün açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz Moskova Merkez Camisi bunun en son ve en somut örneklerinde biridir. İstanbul ve Antalya başta olmak üzere ülkemizde yaşayan on binlerce Rus vatandaşını, inanç özgürlüğü başta olmak üzere her bakımdan kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadığımızı özellikle belirtmek isterim. Biz onları ülkemizde misafir ediyor olmaktan dolayı memnunuz. Moskova'da ve Rusya'nın çeşitli bölgelerinde yaşayan çok sayıda vatandaşımızın, soydaşımızın ve dindaşımızın da aynı duygular içinde olduğuna inanıyoruz.
Avrasya'nın iki kadim kültürünün temsilcileri olarak bizim ortaya koyabileceğimiz samimi işbirliği ve dayanışma, kendi halklarımızla birlikte tüm dünyanın da hayrında sonuçlar doğuracaktır. Bu duygularla açılışını yaptığımız Moskova Merkez Camisi'nin Rusya Müslümanlarına, Rusya'daki tüm dost ve kardeş topluluklara, İslam alemine hayırlı olmasını diliyorum. Yapımındaki himayeleri sebebiyle değerli dostum Sayın Putin'e özellikle teşekkür ediyorum."
"İslam Rusya'nın ayrılmaz bir parçası"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de İslam'ın Rusya'nın "ayrılmaz bir parçası" olduğunu belirterek, Müslüman kanaat önderlerinin barışın ve toplumsal anlayışın gelişmesine önemli katkı sağladığını söyledi.
Açılışı yapılan caminin farklı dinleri bünyesinde barındıran Rusya'ya yakışır bir eser olduğunu ifade eden Putin, başta Türkiye ve Kazakistan olmak üzere cami inşaatına katkıda bulunan herkese teşekkür etti.
İslam'ın Rusya'nın "ayrılmaz bir parçası" olduğuna vurgu yapan Putin, Müslüman kanaat önderlerinin, Rusya'da barışın ve toplumsal anlayışın gelişmesi ve aşırılıkla mücadeleye önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.
Putin, "Hayır yolunda yarışın" ayetini örnek verdiği konuşmasında, "Rusya her zaman çok dinli ve çok milletli bir ülke oldu. Rusya'nın bu yapısı bizim gücümüzü bir araya getiriyor" diye konuştu.
Aşırıcılıkla mücadelenin, dinin siyasi amaçlar için kullanılmaya çalışıldığı bu dönemde daha da önem kazandığını kaydeden Putin, Müslüman gençliğin İslam dininin özüne göre yetiştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Putin, terör örgütü DAEŞ'in ideolojisinin "çarpıtılmış yalanlar üzerine kurulu" olduğunu belirterek, Rusya Müslümanları dini liderlerinin bu tarz propagandalara karşı "cesurca ve erkekçe" karşı koyduğunu ifade etti.
Abbas'tan dünya kamuoyuna Mescid-i Aksa çağrısı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da Filistin halkı adına Moskova Merkez Camisi açılışında bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Abbas, Moskova Merkez Camisinin, mimari özellikleri açısından Moskova'nın sembol yapıları arasına gireceğini ifade etti.
Abbas, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerine değinerek, dünya kamuoyuna Kudüs'teki kutsal mekanların korunması çağrısında bulundu.
Müslümanların, Mescid-i Aksa'ya gitme ve orada ibadet etme hakkı olduğuna vurgu yapan Abbas, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerini kınadıklarını söyledi.
Moskova Merkez Camisi
Rusya'nın başkenti Moskova'da Rusya Müslümanları Dini İdaresi tarafından inşa ettirilen caminin iç dekorasyonu Klasik Osmanlı sanatı üslubuyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfınca yaptırıldı.
Aynı anda 10 bin kişinin namaz kılabileceği caminin kubbe yüksekliği 46, minarelerinin uzunluğu ise 81 metre.
ÖNEMLİ MESAJLAR İÇERİYOR
Hattat Hüseyin Kutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rusya'nın başkenti Moskova'da, Rusya Müslümanları Dini İdaresi tarafından inşa ettirilen caminin, iç dekorasyonunun klasik Osmanlı sanatı üslubuyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yaptırıldığını belirtti. Camideki hat eserlerini, 2 yıllık bir çalışmayla kendisinin yazdığını ifade eden Kutlu, camiyi, varlık aleminin bir minyatürü gibi kabul ettiklerini, Moskova Merkez Camisi'nin de bu fikre göre dizayn edildiğini aktardı. Ziyaretçilerin caminin içindeki sure ve ayetleri okuyup düşünerek, manasını anlamaya çalışması gerektiğini dile getiren Kutlu, "Moskova Merkez Camisi hüsnühat ve tezyinatı dekoratif unsur olmanın ötesinde felsefi, fikri önemli mesajlar içeriyor" dedi.
SONSUZDAN AŞAĞI DOĞRU İNİŞİ ANLATIYOR
Kutlu, projenin felsefesini ise şu sözlerle aktardı: "Kubbe küngüresinde (göbek), Şems suresinin kasem (yemin) ayetleri bulunmaktadır. Bu ayetlerde ay, güneş, yeryüzü, gökyüzü, gece, gündüz yani afaki âleme 'Venefsin vema sevvaha' ayetiyle de enfüsi aleme dikkat çekiliyor. Bu bütün varlık alemini kapsıyor. Yani 'Ey insanoğlu! Sahip olduğun akıl ve kabiliyetler sayesinde bütün bu varlık alemini düşünebilir ve bunların sırrına erebilirsin. 'Yani müthiş bir ufuk açıyor insanoğluna, namütenahi bir ufuk. Vav harflerini mukavver yani kavisli yapmamızın sebebi, bu işaret edilen varlık aleminin kürelerden zerrelere kadar döndüğünü anlatmak içindi. Öyle değil mi? Atom çekirdeği ve etrafında dönen protonlar... İşte güneş ve etrafında dönen uydular. Sonra kubbe kasnağına doğru inen çarkıfelek de dönüşü simgeliyor. Yedi ayrı kalem kullanıldı, bu kalem geçişleri fark edilmez. Sonsuza doğru ya da sonsuzdan aşağıya inişi anlatıyor. Kürelerden zerrelere kadar her şeyin dönüşü elbette anlamsız ve şaşkınlıktan değildir. Bunu anlatmak için çark-ı feleklerin içine tesbih ayetleri yazılmıştır. Yani cümle varlık âlemi O'nu tesbih ediyor ve O'nun azameti karşısında mest-ü hayran olup dönmektedir. Bakıldığı zaman kubbeye, sema eden bir dervişin tennuresindeki kıvrımları ve dönüşü hissedilir. Kainattaki her şey dönüyor ve dönerken Allah'ı tesbih ediyor."
"Tarihi camilerde olduğu gibi"
Tarih boyunca inşa edilen bütün camilerde olduğu gibi Moskova Merkez Camisi'nde de kubbeye Nur Suresi'nin yazıldığını ifade eden Hattat Hüseyin Kutlu, şöyle devam etti: "Biz eşyaya baktığımız zaman şeklini, rengini görürüz. Mesela yaprağa bakınca yeşil rengi görürüz. Halbuki onu gösteren şey zıyadır, nurdur. 'Gözümün nuru' diyoruz, 'Gözünün nuru kaybolmuş' diyoruz... Görme, basar ve basireti kapanmış anlamında. Allah-ü Teala nuruyla bütün varlık alemini bizim göreceğimiz şekilde nurlandırmamış olsaydı, biz bunların hiçbirini göremezdik. Yani bütün varlık âleminde o nur tecelli ediyor. Şu ağaca baktığım zaman, 'Güneşin ışığını görüyorum' demiyorum da 'Ağacın yaprağını görüyorum', diyorum. Hz. Yunus buyuruyor ya 'Sensin bize bizden yakın görünmezsin hicap nedir/ Çün aybın yok gökçek yüzün, yüzündeki nikap nedir'. Allah-u Teala her yerde tecelli ediyor, biz onun tecellisiyle eşyayı görüyoruz fakat onun tecellisini fark etmiyoruz."
YAZILAN HER SURENİN AYRI BİR ANLAMI VAR
Moskova Merkez Camisinin kubbesindeki ikinci kasnağına Alak Suresi'ni yazdığını ifade eden Hattat Kutlu, şunları kaydetti: "Orada Alak Suresi var. Alak Suresi'nin ilk kelimesi 'ikra' çok önemlidir. Allah-u Teala 'Oku' buyuruyor ama henüz okunacak Kur'an yok ortada. Neyi okuyacak? Her şeyi… Güneşi okuyacak, ayı okuyacak, yıldızları, denizi, yerin altındaki ve üstündeki her şeyi okuyacak. İslam böyle bir şey. Ondan sonra Kadir Suresi'ni yazdık bunun sebebi; hem afaki âlemi hem de enfüsi âlemi okuyacaksın ama nasıl ve ne şekilde okuyacaksın? Bu konuda bize yol gösterecek olan rehber hiç şüphe yok ki Kur'an'dır. Kur'an da Kadir Gecesi'nde indirilmiştir. O gece bin aydan daha hayırlı bir gece. Kadir Suresi'nden sonra Asr Suresi'ni yazmamız şuna işaret ediyor; Hulasa-i kelam ey insanoğlu! Sen bütün bu yapıp etmelerinle neticede şuna ulaşacaksın. 'Husr' yani hüsrana uğrama, hüsranda kalma senin için kaçınılmaz akıbet olabilir. 'Hüsrana uğramak istemiyorum' diyorsan şu iki şeyle bunu başarabilirsin; iman ve salih amel…"
Alçı pencerelerde ikili esmayıhüsna bulunduğunu aktaran Kutlu, "Esmayıhüsna bazen kubbe kasnağına, bazen kuşak olarak bazen de pencere aynalarına ya da pencere içine yazılmıştır. Bu da Cenab-ı Hakk'ın varlık âlemine esmasıyla tecellisini hatırlatmak içindir. Güneş ışınları cami içine esmadan süzülerek girer. Mihrap kitabesi 'Fevelli vecheke' namazda yüzümüzü Kabe'ye çevirmemizi emreden ayettir" dedi. Mihrap etrafında ise Ayet el-Kürsi'nin yazıldığını belirten Kutlu, "Namazda huzurunda el bağlayıp secdeye vardığı yüce Ma'bud kendini bu ayetiyle tarif ediyor. Kimin huzurunda bulunduğumuzu idrak etmemiz ve farkında olmamız gerekiyor. Hasılı cami içinde ve dışında yer alan diğer bütün yazılar özetle arzetmeye çalıştığım bölümlerdeki yazılar gibi yerli yerince ve çağrışımlı anlamlar taşıyor" diye konuştu.